[1] "O benim babam!"

1.3K 89 40
                                    

Taehyung mutfak tezgahının üzerine market poşetlerini koyduğunda, içeriden Hoseok'un kıkırtıları ve Hee Ran'ın o çocuklara özel şen kahkahası duyuluyordu. Muhtemelen Hoseok kızını kanepeye yatırmış ve onu gıdıklıyordu. Hee Ran gıdıklanmayı çok severdi, gülmekten çatlayacak duruma gelse bile Hoseok Babasının ellerini minik elleri ile karnına koyar ve "gıdı gıdı" derdi. Bir kez gıdıklanınca sürekli gıdıklanmak isterdi.

Taehyung fonda yer alan bu gülüşlerle poşetleri boşaltmaya başladı. Almayı unuttuğu bir şey olmadığını umuyordu. Ramenlerin olduğu poşeti boşaltırken bütün ramenlerin acılı olduğunu gördü. Bir an poşetlere bakakaldı, hepsi acılıydı. Hee Ran rameni çok severdi ama acılı olanları yiyemiyordu.

Taehyung hemen acılı ramenlerin hepsini dolabın en üst kısmına ve arkalara doğru koydu. Eğer Hee Ran onları görürse mutlaka yemek isteyecekti. Taehyung onların acılı olduğunu söylese bile dinlemeyecek ve zorla yaptırtacaktı, sonrasında ise acı yüzünden ağlayacaktı. Taehyung bunu bildiği için önlemini aldı.

Hee Ran için alınan diğer şeylere bakarken gözü bu sefer muzlu sütlere takıldı ve iç çekti. Hoseok'a kızmak istemiyordu, büyük olasılıkla dalgınlığına gelmişti ama kızının muza alerjisi olduğunu aklından çıkarmamalıydı.

Alınan sütleri de Hee Ran'ın göremeyeceği bir rafa koydu. Tüm hafta onları Hoseok içebilirdi. Taehyung iki gün içinde yeniden markete gidip kızı için ramen ve çilekli süt almayı aklına not etti.

Boş poşetleri bir kenara yığıp diğerlerine geçtiğinde bulaşık deterjanının her zaman kullandığı markadan farklı olduğunu gördü. Elini alnına götürüp baş ve işaret parmağı ile hafifçe ovdu. Hayır kızamazdı. Kızmayı geçin Hoseok'a kıyamazdı bile. Ev ve ev işlerinden sorumlu olan Taehyung'tu. Hee Ran onlara katıldığında hem bebekle hem evle ilgilenen o olmuştu. Hoseok her sabah dans stüdyosuna gider ve çalışırdı. Bu eve para girmesini sağlayan oydu. Taehyung'un yıllardır hangi marka deterjanı kullandığını bilmemesi affedilebilirdi.

Hee Ran kreşe gönderilmeye başlandığından beri Taehyung da çalışıyordu. Üniversitede İşletme okumuştu ama mesleğini icra etmek istemiyordu. Sadece elinde bir diploma vardı işte. O her zaman bir şeylerin fotoğraflarını çekmeyi sevmişti. Bunu da para kazanmak için değil hobi olarak yapıyordu ama artık ailesi büyüyecekti, Hoseok'un kazandığı para yetmeyecekti, bu yüzden yeni bir bebek evlat etme kararı alır almaz kendine uygun bir iş arayışına çıktı. Bulduğu en uygun iş bir reklam şirketinde katalog çekimleri yapmaktı. İşini pek sevdiği söylenemezdi ama zaten yeni bir bebek sahibi olduklarında ayrılacaktı. Şimdilik sadece gelecek için para biriktiriyordu.

Kapının zili daldığı düşünceleri böldü.

Gülmekten yüzü kıpkırmızı olan Hoseok başını Hee Ran'ın karnından kaldırdı. Şu hayatta kızının karnından ve Taehyung'un göbeğinden daha rahat ne yatak vardı ne de yastık.

Ayaklarını sürüye sürüye -Taehyung fark etse kızardı- kapıya ulaştı. Kapıda genç bir kadın ve bir bebek arabasıyla henüz iki yaşında bile görülmeyen bir bebek vardı. Kadın gamzelerini belli ede ede Hoseok'a gülümsedi. "Merhaba, ben Siwon." Eliyle sol tarafında kalan beyaz evi gösterdi. "Yeni komşunuzum."

Hoseok kadına gülümsedi. O evde önceden yaşayan yaşlı çifti hatırlayınca gözleri sulandı. Bu eve taşındıklarında tanıştıkları ilk komşulardı ve Hoseok ile Taehyung'u benimsemekte güçlük çekmemişlerdi. Hee Ran geldiğinde kendi torunları gibi sevmişlerdi. Ne vardı ki yaşlılık önce kadını almıştı bu dünyadan sonra da adamı. Hoseok daha geçen ayki cenazeyi dün gibi hatırlıyordu. Dolu gözleriyle genç kadının elini nazikçe sıktı.

"Ben Hoseok. Tanıştığımıza memnun oldum." Ardından ekledi. "İçeri buyurmaz mısınız? Partnerim, kendisi içmez ama çok güzel kahve yapar."

"Çok teşekkür ederim. Evin her yeri açık koli dolu. Hem oğlum biraz hava alsın hem de ben çevredeki ailelerle tanışayım diye çıkmıştık."

Hoseok eğilip bebeğe baktı. Simsiyah gözleri ve yine simsiyah saçları ile çok güzel bir bebekti. Hoseok ona gülümseyince Hoseok'a kucaklanmak için kollarını kaldırdı.

Taehyung hâlâ kapıdan gelen seslerin devam etmesi ile meraklanmıştı. Mutfaktan çıkıp Hee Ran'a baktı ama ortalarda görünmüyordu. Odasına gitmiş olabilirdi. Kapıya vardığında Hoseok genç bir kadınla konuşmaktaydı.

"Hayatım neden misafirimizi içeri çağırmıyorsun?" diye sorduğunda kadının biraz önce parlayan gözlerine şaşkınlık parıltıları dolmuştu. Çok kısa bir an Taehyung bunu fark etti ama aldırmadı. Alışmıştı.

"Teklif ettim ama kabul edilmedi. Yeni komşumuz Siwon. Bay ve Bayan Lee'nin evine taşınmışlar."

"Öyle mi? Çok memnun oldum. Ben Taehyung." O da kadının elini nazikçe sıktı. "Ama gerçekten böyle kapıda kalmayın, içeri geçelim."

Kadın yeniden itiraz etmeye, zaten kapısını çalacağı birkaç evden sonra evine döneceğini söylemeye başlamıştı ki Hoseok kadının sözünü böldü.

"Oğlunuzu kucağıma alabilir miyim? Deminden beri kucak için çırpınıyor." Kadın oğluna bakıp bunda bir mahzur görmedi. Hoseok dikkatlice bebek arabasının kemerini çözüp bebeği kucağına almıştı ki nerede olduğu bilinmeyen Hee Ran ağlamaklı bir sesle ortaya çıktı.

"O benim babam! O benim babam!" Bir yandan bebeğin arabasına minik elleriyle vuruyor diğer yandan büyük gözyaşları içinde ağlıyordu. Üç yetiştin ne yapacağını bilememişti. Taehyung hemen kızını kucağına alıp içeri geçti. Hoseok da bin kez özür dileyerek bebeği annesine verdi.

"Gerçekten çok üzgünüz, neden böyle yaptı anlamadım." Hoseok çok mahcup olmuştu. Daha önce kızının bu tarz hareketlerine şahit olmamıştı.

Kadın bebeği yeniden arabaya yerleştirirken babasının elinden kaçan Hee Ran yine kapıya gelip bebeğin koluna vurdu. "Benim babam! Git!"





bu bölüm ya da ileride 3 yaşındaki bir çocuk bunu yapmaz bunu demez diye düşündüğünüz/düşüneceğiniz olabilir, bu fici yazarken 3 yaşına girecek olan erkek kardeşim ve 3 yaşında olan kız kuzenimi iyice gözlemlediğimi ve hee ran'ın hal ve tavırlarını buna göre birazcık da keyfime göre karar verdiğimi belirteyim dksndjks okuduğunuz için teşekkürler!

bir bebek daha? | vhope ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin