[18] "Ev"

496 29 12
                                    

Taehyung uyandığında Hoseok'un kendisini sıkıca sarıp sarmaladığını gördü.

Gece hangi ara bu pozisyona gelmişlerdi, farkında değildi ancak Hoseok'un başı yastıkta bile değildi, yatakta biraz aşağıya kaymıştı, yüzü tam olarak Taehyung'un göğsünün önündeydi ve sıcak nefeslerini oraya doğru veriyordu. Sağ kolu Taehyung'un bedeninin altında kalmıştı, beline sıkıca sarılı haldeydi ve oldukça uyuşmuş olmalıydı. Diğer kolu da üst taraftan beline sarılıydı. Bacakları da birbirine dolanıktı. Tam anlamıyla sarmaş dolaştılar.

Taehyung, Hoseok'un başının altında kalan kolunu oynatıp Hoseok'un saçları ile oynamaya başladı. Geri uyumaya çalışmayacaktı, zaten yeterince uyumuş hissediyordu. Parmaklarını önceki gece oldukça dağılan tutamlara daldırdı. Hâlâ yeterince ipeksilerdi. Dudaklarını parmaklarının değdiği yerlere bastırdı. Uyanmasını istiyordu, altındaki kolunun uyuşmasından endişeliydi. Birkaç kez daha öptü, Hoseok uyanmaya dair en ufak bir belirti göstermiyordu.

Hoseok'un başı hemen çenesinin altında olduğu için bulundukları pozisyonda dudaklarını sadece saçlarına bastırabildiği için biraz kıpırdanmayı denedi, belki böylelikle hem Hoseok'un kolunu kurtarmış olurdu hem de istediği gibi yüzünü öpebilirdi. Ancak Hoseok mümkünmüş gibi kolunu daha sıkı sarmıştı etrafına ve Taehyung buna gülümsemeden edemedi.

"Uyanmalısın Hoseok-ah."

Önce sesini bulmakta biraz zorlandı sonra ise sesi kendisine bile yabancı geldi. Parmakları hâlâ Hoseok'un saçlarındaydı, onlarla usul usul oynuyordu. Hoseok biraz kıpırdandı. Dudaklarını açıp kapattığını kendi teninde hissedebiliyordu.

Bakış açısındaki saçlara biraz daha baktı. Hoseok'un siyah ve dalgalı saçlarını seviyordu. Bir gün onun gibi dalgalı saçlara sahip bir oğlu olmasını çok istiyordu ve bu sabah bu isteği biraz daha fazla hissediyordu. Kurum'dan neredeyse hiç haber yoktu ve bu sinirlerini bozuyordu. Sanki Hee Ran'ı evlat edindikleri zaman her şey daha kolay ve hızlıydı. Sanki Hoseok'la birlikte karar verdiklerinden sonra göz kırpmışlardı ve Hee Ran çoktan kucaklarındaydı. Taehyung o dönemi hem hiç unutamıyor hem de hatırlamıyordu. İlk kez baba olacağının bilinciyle hem çok heyecanlı hem de stresliydi ama çok beklediğini sanmıyordu. Kızları onları çok bekletmemişti, öyle hatırlıyordu. Şimdi neden haftalar geçmesine rağmen tek bir haber bile yoktu anlamıyordu.

Onu tanımıyordu ama oğluna büyük bir özlem duyuyordu.

"Hoseok..."

Başka bir zaman olsa Taehyung bu kadar ısrar etmezdi ama dün gece Namjoon'la sadece bir defa konuşmuştu ve uyanır uyanmaz aklına kızı gelmişti. Daha sonra aramadığı için kendini biraz sorumsuz hissediyordu ve kızını özlediğini de öyle. Elbette bir şey olsaydı telefon alacaklarından emindi, yine de uyanmışken daha fazla otel odasında kalmak istemiyordu.

Evine gitmek istiyordu.

"Uyanmak istemiyorum." Hoseok'un sesini zar zor duydu. Dudaklarını saçlarına uzunca bastırdı bu sefer.

"Ama uyanmalısın." Hoseok onu duymuyormuş gibi yaptı. "Kolun da mı uyuşmadı?"

Hoseok, Taehyung'un sırtına belli belirsiz hayali bir çizgi çizdi. Bu, kolum tamamen iyi durumda, demekti.

Taehyung onun inatçılığa karşı nefesini seslice verdi. "Ah seni uyandırmasını bilirdim ben ama sonra benim başıma patlar diye korkuyorum."

Hoseok gülümsedi ama gözlerini bir an için bile açmadı.

"Yah! Uyansana!"

"Neden bu kadar ısrarcısın?" Hoseok yatakta yukarı doğru kayıp başını Taehyung'un yastığına koydu. Göz kapaklarını hafifçe kaldırdığında Taehyung'un gözleri hemen karşısındaydı.

bir bebek daha? | vhope ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin