6.Bölüm ''çirkin ördek yavrusu''

97 12 1
                                    

Lanet olsun.

Lanet olsun.

Binlerce kere lanet olsun.

"Senden nefret ediyorum Harry. Nefret, nefret, nefret ediyorum." diye çemkirdim kendi kendime 100. kere. Bilmiyorsanız diye söylüyorum, ben eve veya herhangi bir yere giderken otobüs falan kullanmam. Sadece yürürüm. Ve bu bilgiden de, şu hepinizin bildiği "otobüs romantizmi" olayının tamamen bir rüyadan ibaret olduğunu anlayabilirsiniz sanırım. Evet hepsi rüyaydı. Bana sarılması da, bana benim için değişebileceğini söylemesi de. Ve gerçekten hayal kırıklığı yaşadım. Bu cidden anlamsızdı, ama yaşadım işte.

Kolumdaki kitapları daha sıkı kavradım ve yürürken Harry'e lanetler savurmaya bir son verdim. Onu suçluyordum ama asıl suçlu bendim aslında. Onu kafama takan da, onun hayalini kuran da bendim. Bana gitmemi söyleyen oydu ama ben hala aptal aşıklar gibi onu düşünüyordum. Onu suçlamaya hakkım var mıydı? Yoktu. Bu yüzden kendime küfretmeliydim. Ona veya başka birine değil.

"Gerizekalı Kelly." diye kendi kendime küfretme seansına başladığım an, okul bahçesine yeni girmiştim. Etrafta herkes birbiriyle neşeli neşeli bir şeyler konuşurken sıkıntıyla iç geçirdim. Yanıma yaklaşan Jack'i farketmemiştim.

"Bu ne hal böyle? Dağılmışsın resmen."

Kendime küfretme seansına ara verip duraksadım ve Jack'e döndüm. Siyah saçları yine biçimlice taranmıştı. Kot pantolonun üzerine giydiği beyaz t-shirtse ona cidden yakışmıştı. Yani Harry'e yakıştığı kadar olmasa da yakışmıştı işte.

Ah, yine onu düşündüm. Lanet olsun Kelly, aptallığına bir son ver artık.

"Ne varmış halimde?" diye sordum gözlerimi devirerek. Aslında halimde ne olduğunun gayet de farkındaydım. Geceki o iğrenç -ama bir o kadar da harika. of lanet olsun...- rüyanın ardından ciddi anlamda depresyona girmiştim. Duş bile almamıştım resmen ve saçlarım pırasadan farksızdı. Felakettim, ciddi anlamda felakettim.

"İşte..." diye mırıldandı beni süzüp. "Kötü görünüyorsun. Bunu Harry de farkedebilir benden söylemesi."

Bunu Harry de farkedebilir benden söylemesi? Bu cümlede bir ima mı var, yoksa ben kafamdan mı uyduruyorum?

"Harry mi?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Ne demek istiyorsun?"

Jack omuz silkti. "Bilirsin, herkesin çocuğa dibi düştü. Bugün okuldaki her kız makyaj küpüne düşmüş gibi. Sen dışında tabii."

Son cümlesindeki alaycılığı görmezden gelip merakla etrafa bakındım. Elbiseler, makyajdan görünmeyen yüzler, yapılı saçlar.

Ve ben mi?

Rezalet. Rezalet. Rezalet.

Hey bu arada, Harry'e dipleri düşebilir. Bu olmayan sikimde bile değil. Cidden. Gerçekten.

"Harry'nin ne düşündüğü umurumda mı sanıyorsun?" dedim yeniden Jack'e dönüp. Jack alayla sırıtmaya başladı, ki bu benim cidden sinirimi bozmaya başlamıştı.

"Bilemiyorum artık." İmalı imalı beni süzdükten sonra devam etti. "Neyse Kelly, görüşürüz. Gitmeliyim."

"Güle güle." dedim kelimeleri itinayla vurgulayıp. Jack gözlerini devirdi. Ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirip yürümeye başladığında, aşırı derecede kötü hissediyordum. Afroditlerin arasına düşmüş çirkin ördek yavrusu gibi bir şeydim o an. Bizim okulun kızları daima bakımlıydı ama bugün bu bakımı o kadar abartmışlardı ki, kendimi ciddi anlamda çirkin hissediyordum. Aslında çirkin bir kız değilim ama duş bile almadığımı varsayarsak bence kendimi çirkin hissetmem gayet normal.

Love Will RememberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin