Mümkün olmayan bir sıcaklık. Aşağı yukarı hareket eden göğüsler. Düzensiz nefesler.
Kai takımın kalanıyla birlikte sahanın ortasında duruyordu. Etrafına bakarken yüzünü süsleyen bir hoşnutsuzluk vardı ve güneş ışınları cildini öperken sert idmandan kalan ter parlıyordu.
''Bugünlük bu kadar yeter mi?'' Baekhyun derin nefesleri arasında kötü bir bakış almasını sağlayarak sordu.
''Hayır. Başka bir yenilgiyi daha göze alamayız.'' Kai yerine cevap veren Suho'ydu, elinde bir dosya vardı. ''Bu Pazar YG Akademisi'ne karşı yapılan maç bu yıl üniversite ligine girmemiz için son şans. Aksi takdirde bir sonraki sezona kadar bekleriz.''
Kai belli belirsiz başını salladı, takım arkadaşlarının bıkmışçasına sızlanmalarını ve aksi aksi homurdanmalarına pek de aldırmadı. Takım Moonkyu gittiğinden beri farklı hissediyordu. Eskiden oldukları canavar değillerdi. Taktikler bençte oturanlar tarafından düzgün bir şekilde yerine getirilemiyordu ve kimya eksikti. Moonkyu başka bir üniversiteye geçiş yaptığından beri takımları eskisi gibi değildi. En iyi oyuncuları ve en önemlisi, arkadaşları burada değildi.
''Seçmeler ne zaman Suho?'' diye sordu Kai bunun yerine, Suho'ysa omuz silkti.
''Gelecek Pazartesi. Yani takımı doldurmak için iyi adamlar bulana kadar bir kere kazanmamız gerekiyor.''
Grubun diğer tarafındaki Kris kaskıyla korkuluklara vurup dikkatleri kendine ve yüzündeki soğukkanlı fakat kararlı ifadeye çekti.
''Bunu yapabiliriz.''
''SİKTİR TABİİ Kİ YAPABİLİRİZ!'' Chanyeol kükredi ve çocukların geri kalanından bir dizi tezahüratla birlikte takım saha etrafında bir tur daha koşu için harekete geçti. Kai'yse geride kalıp diğerlerinin bir yana dağıldığı sahada kendisine hafifçe gülümseyen Suho'ya baktı.
''Biliyorsun, Moonkyu'nun yerini doldurabilirsin.'' diyerek sessizce konuştu. ''Yeterince iyisin.''
''Koça yardımcı olmayı tercih ederim. Ayrıca takım için gerçekten yeni bir şeye ihtiyacımız var. Daha doğrusu, birine.''
-----------
İyi bir öğleden sonra değildi, kesinlikle oyun için iyi değildi. Do Kyungsoo bile bunu biliyordu. Bir bahar günü için aşırı sıcak bir gündü. Ama iyi bir arkadaş olduğu için gelip maçlarını izlemek ve okul takımı için tezahürat yapmak zorundaydı. Baekhyun 'hayır' gibi bir cevap kabul etmezdi.
Kaytarmak istediğinden değildi tabi. Maçlar için her zaman hazırdı. Futboldan oldukça zevk alıyordu ve zamanı olursa ihtiyacı olduğunda Baekhyun'a antrenmanlarda yardım ediyordu. Önceden babasıyla birlikte oynardı, şimdiyse en iyi arkadaşıyla oynuyordu. Bir zararı yoktu.
Şu anda sinir bozucu derecedeki sıcak güneşin altında terlemesinin yegâne sebebinin bu olduğuna kendini inandırmaya çalışıyordu. SM'in maçlarına düzenli olarak katılmasının nedeni sadece futbolu sevmesi ve oda arkadaşının takımın bir parçası olmasıydı. Sadece bu, herkesin bildiği takım kaptanıyla bir alakası yoktu yani.
Son oyun molasından sonra takım pozisyon almaya başlarken Kyungsoo iç çekti ve kendini serinletti. Berabereydiler ve takımlarının sadece bir gol atmak için 8 saniyesi vardı. Gerçekçi bir izleyici olan Kyungsoo nefesini dışarıya verdi. Kai bile takımlarındaki değişikliklerle bunu yapamazdı. Düz koşu yapmak zorunda kalacaktı ve bir değişiklik olması için savunma oyuncularının işlerini düzgün yapması gerekiyordu, çünkü 8 saniye içerisinde topu etraftaki oyunculara paslayamazlardı. Yalnızca tek bir şans vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Right
Teen FictionHayatı basitti - ye, antrenman yap, uyu, kazan. Basit bir seçmenin her şeyi değiştireceğini kim bilebilirdi? ©jongnugget tarafından yazılmış, çeviri için izin alınmıştır.