Love Me Right

8

Kyungsoo neyin değişmesini beklediğini bilmiyordu. Belki de çok şeyin.

Baekhyun'un ağzından kaçırıp diğer oyunculara o ve Kai arasındakileri yanlışlıkla söylemesini bekliyordu. Kaptan antrenmanlar sırasında kendisine karşı bir şekilde daha nazik olur diye bekliyordu. Ya da belki de rastgele bir zamanda rastgele öpücükler.

Ancak yanılmıştı, çünkü hiçbir şey değişmemişti.

Baekhyun ilk defa ağzını kapalı tutmuştu, muhtemelen söylediği tek kişi Chanyeol'dü. Kai herkesin içinde onu hiç öpmüyordu ve antrenman sırasında diğer oyunculara nasıl sertse ona da hâlâ aynı şekilde davranıyordu.

''BUGÜN KAFANIZ NERDE SİZİN, LANET OLSUN!'' Kaptanın sesi sahada yankılandı. Kyungsoo yerinde sıçradı.

Saatlerdir antrenman yapıyorlardı. Birkaç gün sonra maçları vardı ve Kai her antrenmanda gittikçe daha da hırçınlaşıyordu

''Bilemiyorum, belki de doğru düzgün nefes alamıyoruzdur?!'' diye patladı Sehun. Oyun kurucudan sert bir bakış kazanmıştı.

''Evet, mola verelim.'' diye azarladı Suho Kai'ye gözlerini dikerken. Dosyası göğsüne yakın duruyordu. ''Hem dizilim için bir şeyler göstermek istiyorum.''

Oldukça gergin bir bakışmadan sonra Kai kafasıyla onayladı ve Suho'yla birlikte bençlere ilerlerken beş dakikalık mola olduğunu duyurdu. Dokuz adamla birlikte Kyungsoo da nefesini verdi. Bazıları çimlere düşmüştü, nihayet birkaç saniyeliğine gözlerini kapatıp derin bir nefes alabilmişlerdi.

Kyungsoo gözlerini antrenör asistanına ve Kai'ye çevirdi... Erkek arkadaşına. Düşüncesi bile neredeyse onu güldürecekti. Gerçekdışı hissettiriyordu. Ve aslında pek de öyleymiş gibi de hissetmiyordu zaten.

Doğru, randevuya çıkmışlar, tıpkı sevgililerin yaptığı gibi öpüşmüşlerdi ancak o kadar. Ya da Kyungsoo öyle düşünüyordu. Belki de yaklaşan maç ve üniversite ligiyle ilgili şeyler yüzünden fazla meşgullerdi. Daha sonra bu işe bir açıklık getirecekleri zamanları olurdu belki.

Ancak Kyungsoo sabırsızdı ve beklemek istemiyordu.

Öte yandan Kai kendini maçlara veriyordu. Kaptan olan oydu ve takımın sorumluluğunu üstleniyordu. Kyungsoo ondaki farkı görebiliyordu – yalnızca ikisi olduğunda sevimli ve kibardı ancak sahaya ayak bastığı an tavrı tamamen değişiyordu. Neredeyse başka bir insana dönüşüyordu.

Merkez oyuncu bundan hoşlanıp hoşlanmadığından emin değildi ama bildiği bir şey vardı ki o da saygı duyduğuydu.

Kai tam o anda takıma baktığında Kyungsoo'yla gözleri buluştu. Kyungsoo gözlerini çekmedi. Ne beklediğini bilmiyordu.

O donmuş ifadede görebildiği tek şey Kaptan Kai'ydi zaten.

-----------

''Selam...'' Koridordayken uzun ancak zayıf bir beden yanında belirdiğinde Kyungsoo az kalsın yerinde sıçrayacaktı. Yana dönüp Kai'nin arkadaşı Taemin'i gördüğünde gözleri biraz genişledi. İlk başta pek de hoşlanmadığı arkadaşı. Ancak kendine çekidüzen verdi ve gülümsemeye çalıştı.

''Selam.''

''Maçta gerçekten çok iyi iş çıkardın.''

''Vay canına,'' Kyungsoo gülümseyen çocuktan bakışlarını ayırıp kaşlarını kaldırdı hafifçe. ''İki hafta falan önceydi o ama evet... Teşekkürler.''

''Ah, biliyorum.'' Diğeri omuzlarını silkti. Kyungsoo neden hâlâ yanında olup parlakça gülümsediğini ve dahası, adımlarını hızlandırıp kaçması mı gerekiyordu bilmiyordu. Çünkü o sevimli gülümsemesi biraz ürkütücüydü.