17

1.4K 150 191
                                    

Kyungsoo kafeteryada bir masada sessizce oturmuş oldukça kin dolu bir ifadeyle patates kızartmasına bakıyordu.

SM'in son maçı kaybettiğine inanamıyordu. Eğer kendisi oynasaydı, uzaklaştırma almasaydı ve Donghae iki gün önceden onun yerine geçmek zorunda kalmasaydı nasıl olacağını düşünmekten kendini alamıyordu. Kazanabilirler mi diye düşünüyordu ve bu onu yavaşça delirtiyordu.

Bir bu, bir de sahada son konuşmalarından beri Jongin'in ona yaklaşmadığı, maçtan sonra ona bakmadığı, bir kez bile arayıp sormadığı gerçeği Kyungsoo'yu içten içe kırıyordu.

Bu yüzden omzunu birinin dürttüğünü hissettiğinde ağzından küfür çıkma isteğiyle savaştı. Kimsenin kendine acıma seansını bölmesini istemiyordu. Gülümseyen Taemin'i görmek için başını kaldırdığında kaşlarını çattı.

''Merhaba, Kyungsoo.''

''Selam.''

''Oturabilir miyim?''

''Hayır.''

''Teşekkürler.'' Diğeri cevap vererek Kyungsoo'nun sandalyedeki çantasını alıp tepsisini masaya koymuştu bile. Büyük olan yalnızca sessiz kaldı ve ondan tarafa dik dik baktı.

Şu anda ihtiyacı olan tek şey Jongin'in en yakın arkadaşıydı.

''Uzaklaştırma aldığını duydum.'' dedi Taemin uzanıp. Tembelce Kyungsoo'nun patates kızartmasını çiğniyordu ve gözleri yüzünden ayrılmıyordu. Kısa olanın yapmak istediği tek şey onu yakasından kavrayıp sürüklemek ya da yumruk atmaktı. Çünkü bu konu hakkında düşünmemek için zor zamanlar geçiriyordu. ''Tamam, anlıyorum... Biliyorsun, Jongin'in şu anda heyheyleri epey üstünde.''

''Affedersin de,'' Kyungsoo bir anlığına başını salladı. ''Ne bokuma buradasın ki sen?''

''Ah, Minho bugün öğle yemeğine gelmiyor da, öylece yalnız başıma oturmak istemedim.''

''Bak, Jonghyun ve Onew orada.''

''Çok misafirperversin...''

''Huzur içinde acı çekmeme izin veremez misin?''

''...ve belli ki aşırı dramatiksin de.'' Taemin sırıttı. ''Sabırlı ol. Son zamanlarda Jongin'le konuştun mu?''

Kyungsoo'nun kaşları çatılmadan önce dudakları seğirdi.

''Sana her şeyi anlattığını sanıyordum.''

''Normalde öyle. Geçen çarşambadan beri onunla konuşmadım.'' Dansçı omuz silkti. ''Ve daha da iyisi, kaybettikten sonra onunla konuşmak istemiyorum. O hayvanın yakınına bile gitmek istemiyorum.''

''Hayvan...'' Kyungsoo mırıldanıp Taemin ve onun küçük sırıtmasına bir bakış attı.

''Evet. Yani sahada insan gibi davrandığını söyleyemezsin şimdi, değil mi?''

Kyungsoo dilini kuru dudaklarında gezdirip bir şeyler içinde histerik bir şekilde çalkalanırken hafifçe onayladı. Nihayet Taemin'e baktı. Muhtemelen Jongin'in futbol takımı için Kai'ye dönüştüğünde ne kadar farklı olduğunu gerçekten gören ilk kişiydi; nasıl hırslı, nasıl katı ve hatta kaba olduğunu, ne kadar buyurgan olabileceğini gören ilk kişi. Kyungsoo'nun dudakları bir kez daha seğirdi.

''Haklısın sanırım.''

''Öyleyim tabii ki!'' Taemin gözlerini devirip Kyungsoo'nun kızartmalarından bir tane daha aldı. ''Yani Donghae... Zavallı adamı düşünmek bile istemiyorum. Peki ya diğerleri? Düşünebiliyor musun?''

Love Me RightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin