9

1.8K 154 47
                                    

Üniversitedeki her öğrenci için yoğun bir zamandı. Dersler bitmişti ve hukuk fakültesinden olanlar hariç –onların çoktan bitmişti– neredeyse herkesin sınavı vardı. Bu yüzden Kyungsoo kitabının üzerinden kaş çatıyor ve oynadığı aptal video oyunu yüzünden tutkuyla bağırıp çağıran ve yatağında debelenen hukuk öğrencisine,  Baekhyun'a pis bakışlar gönderiyordu.

''AL ULAN, SENİ PİS–''

''KAHRETSİN BAEKHYUN!'' diye patladı Kyungsoo, muhtemelen oda arkadaşının şaşırmasına neden olmuştu. Ancak iki saatten fazla bir süredir odaklanmaya çalışıyordu ve Baekhyun hiç de yardımcı olmuyordu. ''Çeneni kapatacak mısın artık? Ders çalışmayı deniyorum şurada!''

''Evet, tabi, üzgünüm. Bugün çok alıngan görünüyorsun, regl falan mısın? Gidip size tampon almamı ister miydiniz, leydim?''

''Bıktım senden...'' Genç olan sinirle sandalyeden kalktı ve çantasıyla kitaplarını sertçe eline aldı. Oda arkadaşına gözünün ucuyla dahi bakmadan (çünkü sırıtma ya da gülümsemeye yakın bir şeyler görürse yumruğu geçirmekten geri kalamayacağından emindi.) kapıya yöneldi ancak bir kez daha engellenmişti.

''Erken gelme. Channie gelecek.''

''Ve ben de sırf gelip hâlâ buradaysa kulaklarından tutarak dışarıya atacağım. Dumbo'ya selam söyle.'' Tam dışarıya çıkacakken Kyungsoo yerinde durdu ve arkasını dönerek gözlerini kıstı. ''Ve belli nedenden ötürü yatağımın yakınlarında olduğunu anlarsam uykunda yastıkla boğarım seni, anlaştık mı?''

Baekhyun yavaşça gözlerini kırptı, kafasını yana eğmeden önce yüzünde okunaksız bir ifade vardı.

''Ped tercih ettiğini söylesen yeterdi...''

Kyungsoo'nun kapıyı ardından kapattığında çıkan yüksek ses muhtemelen D bloktan dahi duyulmuş olabilirdi. Ancak Baekhyun'un kahkaha sesleri muhtemelen fakülte binasına kadar gitmişti.

Kyungsoo çok da memnun sayılmazdı ama en azından şimdi gürültüden uzak olduğu için daha iyiydi. Kampüste sessiz bir öğleden sonraydı. Muhtemelen herkes iç mekânlarda ders çalışıyordu. Kendisi de odasına dönemediğinden, Chanyeol'un gelmesi yakınken hayır, (düşüncesiyle bile titreyip çarşafları değiştirmeyi aklına not etti.) kütüphaneye gitmeye karar verdi.

Yurttan pek uzakta değildi ama odası yerine orada ders çalışmak zorunda kalması yine de sinirlerini bozuyordu. Lanet Baekhyun. O an bir  gün oda arkadaşının yapacak önemli bir şeyi olduğunda sırf onu rahatsız etmek için müzik patlatıp video oyunu oynayacağına yemin etti. Fakat şöyle ki, bunun yapabileceğinden emin değildi. Kendinde bunu kasten yapabilecek arsızlığın olduğundan emin değildi.

Kütüphanede de pek fazla kişi yoktu ve bu biraz şaşırtıcıydı. Her şekilde Kyungsoo gişenin ardındaki kadını kibarca selamladı ve tanıdık tırabzanlardan aşağı indi. Hazır buradayken eski birkaç şeyi gözden geçirmek için bu şansı kullanacaktı. Bir önceki dersten iki kitap seçip kütüphanenin en sonundaki salonda bulunan masalara yöneldi.

Tam oturmak üzereyken gözüne bir şey takıldı ve hafifçe gülümsedi. İki masa ötede, yanında kitap yığını bulunan oldukça tanıdık bir sırt gördü. Elleri sıkıntıyla saçlarında gömülü haldeydi.

Kyungsoo kitaplarını tekrar alıp diğer masaya sessizce yaklaştı ve gizlice oturan kişiye yanaştı. Jongin'in yan profilini görmek için geniş bir sırıtmayla eğildi.

''Böö!''

''Hassi–'' Jongin tiz bir sesle bağırdı ama tam zamanında durdu. Eli tişörtünün önüne yapışmıştı. Kısa olana yargılayan bir bakış atıp sessizce, neredeyse fısıldayarak konuştu. ''Siktir, Kyungsoo... Ödümü koparttın.''

Love Me RightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin