Yatağımdan hızlıca kalkıp ayağıma pofuduk terliklerimi giyip lavaboya girdim elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Lavabodaki işlerim tince lavaboda çıkın giysi dolabının önüne gelip kapaklarını açtım. Askılıktaki üniformalarımı alıp geri kapattım. Üniformamı yatağıma koyup üzerimi çıkarıp üniformalarımı giydim. Ardından çıkardığım kıyafetlerimi kirli sepetine atıp makyaj masamın önüne gelip sandalyeme oturdum.
İlk başta saçlarımı taradım. Saçlarım zaten hafif dalgalı olduğu için bir şey yapmadan açık bıraktım. Ardından elime maskara mı alıp kirpiklerime sürdüm ve son olarak dudağımın bir ton koyu rengi olan ruju alıp dudağıma sürüp sandalyemden kalktım. Komodinin yanında olan okul çantamla telefonumu alıp odamdan çıktım.
Hızlıca merdivenlerden aşağıya indim valide sultanla, feder ve Açelya kahvaltı yapıyorlardı.
" Hadi çıkalım" dedim.
" Kızım gel kahvaltı yap" dedi valide sultan.
" Valide sultanım biliyorsun sabahları kahvaltı yapamıyorum" dedim.
" Sizde kalkın hadi be birde bana geç kalacağız diyordunuz" dedim oflayarak. Açelya portal suyu olan bardağında portakal suyunu bitirip masadan kalktı. Ardından feder de kalktı.
Onların yanıma gelmesini beklemeden dış kapının olduğu yere varıp ayakkabılarımın beyaz bez olanı alıp giydim. Ardından anahtarlarımı alıp evden çıktım.
Benim ardımdan onlarda çıktı. Garajı açtım.
" Feder hangimizle gidiyorsun" diye sordum.
" Açelyayla gidiyorum" dedi başımı sallayıp arabaya binip garajdan çıktım.
20 dk sonra
Girişten okulun otoparkında girip arabamı park ettim. Benim ardımdan açelyagilde gelip park etti arabasını.
Arabamdan çantamı alıp ahahtarımı çıkartıp indim arabadan.
Onlarda inince birlikte okula doğru yürümeye başladık.
" Kızım burada hiç güzel kız yok mu?" diye ofladı feder.
" Biz varız ya" dedi Açelya.
" O manada demedim" dedi feder ve gözlerini etrafta dolandırmaya başladı.
Hızla okulun giriş kapısından girip okulun içine girdim. Federle Açelyaya baktım hala okulun ortasında gözleri etrafı tarıyordu. Sinirle.
" Feder" diye gürledim. Hızla yüzünü benim olduğum yöne çevirdi.
" Ne bekliyorsun lan gelsene" dedim sinirle bağırarak.
Hızla Açelyayla birlikte yanıma geldiler.
" Ne bağırıyorsun kızım ortalık yerde karizmayı yerle bir ettin" dedi.
" Hay ben senin karizmanı" dedim.
" Beni takip et" dedim ve önden üst kata doğru yürümeye başladım.
Feder arkamdan söyleniyordu.
" Söylenip durma lan karı gibi" dedim sinirle ve merdivenlerden ikişer üçer çıkmaya başladım.
Ardından müdürün olduğu odayı bulup kapısını çaldım.
İçeriden " gel" sesi gelince kapını koluna elimi koyup kapıyı açtım ardından feder de girdi arkamdan.
" Biz yeni kayıt için gelmiştik" dedim.
Müdür başıyla onaylayın masanın altındaki çekmeceleri karıştırmaya başladı. Sonra elindeki yazılar olan kağıdı alıp masanın karşısına kalemle birlikte koydu.
" Kayıt olacak olan doldursun bunu evladım" dedi
Feder masanın yanına gidip koltuğun yanına oturdu. Ve kağıdı doldurmaya başladı.
5 dakika içinde kağıdı bitirip müdüre verdi. Müdür kağıdı incelerken.
" Feder Meriç Altınsoy" dedi.
" evet" dedi feder.
" şu oteller zincirine sahip olup ayrıca dünyaca ünlü iş adamı Faruk Altınsoy ' un mu oğlusun?" diye sordu.
" Evet işimiz bittiyse sınıfımı söylesenize derse geç kalmasam" dedi.
Müdür başıyla onaylayıp.
" 12 / A" dedi.
Ve müdürün odasından çıktık.
" Bizim sınıftasın" dedim.
" iyi oldu lan sizin sınıfta olduğum hergün uğraşacağım sen varsın" dedi.
Omzuna yumruğumu vurdum.
Sınıfa doğru yürümeye başladık.
Sınıfın önüne gelince kapıyı tık tıkladım.İçeriden " gel" sesi gelince içeriye girdim ardından feder de girdi.
Hoca derse girmişti. Ders rehberlikti.
Hoca bir bana birde federe baktı.
" yeni öğrenci misin?" diye sordu feder göstererek. Feder başıyla onaylayıp." Evet" dedi.
Sınıfta gözlerimi gezdirmeye başladım mert gelmişti ve yanında sarı kafa oturuyordu çakma sarışın. Bir şey garkettim ki sarı kafa ve diğerleri tüm kızlar olmak üzere gözleri federdeydi hayran hayra bakıyorlardı Allah var gerçekten feder yakışıklıydı.
" Yanıt kendini" dedi hoca.
" Feder Meriç Altınsoy Amerikadan geldim" dedi.
" Amerikanın neresinden geldin" diye sordu hoca merakla.
" New York ' tan geldim" dedi.
" Tamam hadi oturun" dedi ve yerlerinize oturduk feder benim yan masaki sıraya oturmuştu bir kızın yanına bende Bengü ün yanına gül bugün başka bir kızla oturmuştu. Açelya ise bizim ne ara peşimizden ayrıldığını bilmediğim bir şekilde cam kenarının oraya bir erkeğin yanına oturmuştu.
" Evet çocuklar biraz öncede dediğim gibi geziye gideceğiz yarın hafta sonu yani 4 gün kalacağız" dedi.
" Nereyte gideceğiz" diye sordu bir kız merakla. Hoca gözündeki gözlüğünü burun kemerin itip.
" Kampa gideceğiz ve hepiniz geleceksiniz" dedi.
Of be bu ne ya. Bir hafta sonumuz var onuda geziye vereceğiz. Arka sıralarda cırtlak bir kız sesi geldi arkaya döndüm arkada sarı kafayla arkadaşları gülüyordu ve artı olarakta mert ve erkek arkadaşlarımda gülüyordu dikkatimi çeken şey ise sarı kafa metin beline kollarını sarmış kafasınıda gögsüne yaslamıştı metre dudaklarını sarı kafanın saçına bastırmıştı.
Bu nedir ya aile var aile demek istesemde rezil olurum diye içimde tutum. Ben şimdi dört günü mertlerin olduğu bir ortamda nasıl geçireceğim ya?
Evet canları bu bölümünde sonuna geldik yeni bölümden spoi vermek gerekirse kitaptaki en can alıcı bölümlerden biri olacak neredeyse herşey olacak şimdilik hoşcakalın. 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ
Teen Fiction" Beni anlamadın demeyeceğim. Çünkü beni anladın. Sen beni anladın ama anladığın halde canımı yakmaktan vazgeçmedin" dedim. Gözyaşlarımın arasından. Onu affetmeyecektim ben onu ne kadar affetsemde o benim canımı yakmaktan vazgeçmeyecekti. Artık bu a...