shorts -15-

264 29 28
                                    


Calum bir anda yataktan kalkınca göğsüne yasladığım kafam boşluğa düşmüş ve uyanmama sebep olmuştu.
Yorgana biraz daha sarılırken gözlerimi ovuşturdum ve onu izlemeye başladım.
Aceleyle kıyafetlerini giymeye çalıştığını gördüğümde sordum.

"Bir şey mi oldu?"

Bakışları bana döndüğünde uyandığımı fark etmemiş olduğunu anladım. O da uykulu olduğu için kafası tam yerinde değildi. Birkaç saniye gözlerini kısıp bana baktı.

"Sana vermem gereken bir şey vardı. Aklımdan çıkmış."

Yatakta doğrulurken yorganı kendimle beraber çekiyordum. Bana vermesi gereken ne olabilirdi?

"Ne?" diye sordum şaşkınlığımı gizleyemeyerek.

Pek umursamadı. Üzerine gri bir şort ve siyah bir tişört geçirdi. Saçlarını eliyle biraz düzeltti ve odadan çıkarken bana bakmadan mırıldandı.

"Bekle burada."

Ne getireceğini merak ediyordum. Yavaşça yataktan kalktık ve kısa bir gerinmenin ardından yerde duran iç çamaşırlarımı giydim. Tamamen çıplak olmak rahatsız edici geliyordu.
Odanın içindeki banyoya girdim ve yüzüme biraz soğuk su çarptım. Bu ayılmama yardımcı olmuştu.

Yüzümü kuruladıktan sonra Calum geldiğinde daha güzel görünmek için saçlarımı düzeltmek istedim. Eşyalarımın tamamı aşağıda, çantamda kalmıştı. Bu yüzden önümdeki çekmece ve dolapları karıştırarak bir tarak buldum ve saçlarımı onunla taradım.
Çantam burada olsaydı hızlıca bir makyaj da yapabilirdim ama elimden şu an bir şey gelmiyordu.

Banyodan çıkıp yatağa ilerlediğim sırada Calum'ın odaya, elinde bir kutuyla girdiğini gördüm.
Kapıyı arkasından kapattı ve yanıma geldi.
Hızlı bir şekilde gidip gelmiş olmalıydı çünkü nefes alış verişleri hızlanmıştı.
Aramızda bir adım mesafe bırakarak durdu ve lacivert, kadife kutuyu bana uzattı.

Kaşlarım hafifçe çatılırken elindeki kutuyu aldım. Bir an gözlerine baktım ve tekrar kutuya döndüm. Yavaşça açtığımda, elimde ışıldayan kolyeyi görünce, gözlerim kamaşmıştı.
Bana hediye almıştı. Hem de pahalı bir mücevher.
Bu Calum'dan çok uzak, çok ince bir düşünceydi.
Belki de değişiyordu.

"Calum..." diye mırıldandım gözlerimi kolyeden alamazken.

Beğenip beğenmediğimi ölçmek ister gibi bana bakıyor ve bir tepki vermiyordu. Ben içimde mutluluk patlamaları yaşarken maalesef dışıma yansıtamıyordum. Öylece kolyeyi inceliyordum.
En sonunda yüzüme bir tebessüm yayıldığında onun da rahatladığını hissetmiştim.

"Takmamı ister misin?"

Sorusuyla beraber ona döndüm ve heyecanla kafamı salladım. Kutuyu tekrar ona uzattıktan sonra arkamı döndüm ve saçlarımı sağ omzuma topladım.
Calum kolyeyi taktığında istemsizce elim kolyenin ucuna gitmişti. Göz alıcıydı. Çok abartılı bir şey değildi ama kendini fark ettiriyordu.
Bunu seçmek için uğraşmış olmalıydı.

Saçlarımı yavaşça omzumdan aldı ve sırtıma doğru serbest bıraktı. Kollarını belime doladı ve beni kendine çekerek sırtımın, göğsüyle birleşmesini sağladı. Bir elimle, belindeki kolunu tutarken, diğer elimi kolyeden çekemiyordum.

"Çok güzel." dedim sessizce.

Dudaklarını omzuma bastırdı ve birkaç saniye o şekilde durdu. Ardından kulağıma yaklaşarak fısıldadı.

"Çok güzelsin."

Belime sarılı olan kollarını hafifçe gevşettiğinde ona doğru döndüm ve ellerimi boynuna yerleştirdim.

Boutique | C.H.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin