Calum'la beraber olduğumuz gecenin sabahında o uyanmadan evden çıkıp, evime gitmiştim. Büyük bir telaş ve hızla hazırlanıp butiğe gittiğimde mesai saatinin başlangıcına zor yetişmiştim. Geç kalmadığım için rahatlayarak arka tarafa geçip montumu ve çantamı bıraktım. Ardından bir paspas alarak, diğer kızlar rafları düzenlerken, ben yerleri silmeye koyulmuştum.Uzun ve yorucu bir gece geçirmiştim, iki saat bile uyuyamamıştım. Ayrıca çok fena geceden kalmaydım. Başımın çatlaması ve mide bulantımla beraber kendimi huysuz hissediyordum. Sürekli içimden bir şeylere söyleniyordum.
Calum Hood sendromu bana da bulaşmıştı.Demek o kadar yakın temasta huysuzluk bile bulaşabiliyordu.
Şaka bir yana, Calum konusu hakkında ne yapacağımı bilemiyordum. Bildiğim tek bir şey varsa onun doğru adam olmadığıydı. En azından şu anda değildi.
Belki bir süre psikolojik tedavi ya da terapi görmesi ona iyi gelebilir ve kötü olmayan yanlarını daha ön plana koymasını sağlayabilirdi.
Dengesizliğinden de biraz arınması gerekiyordu.Eksilerini yeterince biliyordum ama artı yönleri de yadsınamayacak kadar çoktu. Öncelikle zengin ve yakışıklı olmasıyla başlanabilirdi. Biraz sığ kalan bir ilk madde ama artı mı, artı. Ayrıca çevresinden dolayı bana geleceğim konusunda yardım edebilecek biriydi de. Ve yatakta çok iyiydi ama bu tam olarak konumuzla alakalı olmayabilirdi. Kimi kandırıyorum? Kesinlikle alakalı ve oldukça önemliydi.
"Hailee? İyi misin sen?"
Kaşlarımı çatarak bakışlarımı paspastan çektim ve Cassidy'e baktım.
"Ne? Neden sordun?"
"On dakikadır aynı noktayı paspaslıyorsun. Düzgün yap şunu."
Esneyerek doğruldum ve dalmamaya çalışarak butiğin geriye kalan yerlerini paspaslamaya devam ettim.
İşim bittiğinde kasanın arka kısmına geçerek taburelerden birine oturdum. Sabahın erken saatlerinde olduğumuz için şu anda gelen giden yoktu. Aslında benim yapmam gereken şeyler vardı, depoyu düzenlemeye yardım etmek gibi. Ama diğerleri o işlere koştururken ben kimseye sormadan, direkt kendimi kasaya yerleştirmiştim. İlk kez evren yüzüme gülmüş olacak ki kimse de bir şey dememişti.
Önümdeki kapalı duran ekranı açmak için eğildiğim sırada siyah ekrandaki yansımamı görmüştüm. Kötü görünüyordum. Düzgünce hazırlanacak kadar vaktim olmamıştı. Zar zor beş dakikalık bir duş almış ve saçlarımı öylece tepede bağlamıştım. Ama tamamını kurutmayı başaramadığım için saçlarım kurudukça sprey etkisini kaybetmiş ve üzücü bir kabarma yaşanmıştı.
Yine de bu takılacağım en son şeylerden biriydi.
O gün akşama kadar kapanmaya çalışan gözlerimi sayısız kahve ile açık tutmayı başarmıştım. Tam zamanlı çalışmaktan daha yorucu bir şey olamazdı.
Mesai bitiminde eşyalarımı topladım ve güzel bir uyku çekmenin hayaliyle butikten çıktım.Calum'ın bakış açısından,
"Sonra ne oldu Calum?"
Kadının sakince yönelttiği soruya karşılık nefesimi sesli bir şekilde dışarı bıraktım ve anlatmaya devam ettim. O anları aklımda canlandırırken göğsüme baskı uygulanıyor gibi hissediyordum.
"Beni öptü ve beraber olduk. Sonra sarılarak, uyuduk. Sabah uyandığımda yanımda yoktu."
Beni öylece bırakıp gittiğini dile getirmek zorunda kalınca öfkem daha da artmıştı. İstemsizce dişlerimi sıkıyordum ve bu artık çenemi ağrıtmaya başlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/169352736-288-k428858.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boutique | C.H.
FanfictionCalum Hood en sevdiği butiğe gittiğinde, bu sefer ilgisini kıyafetlerden daha çok çeken bir şey vardı. Hailee.