"Diyemedim. Ona 'Ben de seni seviyorum' diyemedim. Bensu göz göre göre elimden kayıp gitti. Bir daha beni affeder mi bilmem. Ona....ona artık kardeşim olmadığını söyledim çünkü....çünkü ben de ona aşıktım. Ama söyleyemedim Barış. O da ne demek istediğimi anlayamadan çekti gitti." derken gözlerimin dolduğunu hissettim.
Barış karşımda oturmış şaşkın şaşkın benim bu kırılmış halimi izliyordu. Aslında o da haklı çünkü daha önce kimseye bu kadar aşık olmamıştım.
"Yani Arda ilk defa seni böyle yıkılmış görüyorum kardeşim. Sen bu kıza baya baya aşık olmuşsun."
"Evet abi ya. İlk günden hem de. Ah o günü hatırladım da...İlk günden yanına oturmuştum." derken o günü düşünmeye başladım ve biricik arkadaşım (!) Barış beni tüm bu düşüncelerimden sıyırıp olduğumuz zamana getirdi.
"Abi bu kız Tarkan'ı çok seviyor değil mi ?" diye sordu Barış bir planı varmış gibi.
Ben de aceleyle "Evet evet hem de canından çok." derken ne yalan söyleyeyim kıskandım biraz.
"E o zaman sen Tarkan konserine iki bilet al ikiniz için. Ne de olsa elin kolun uzun senin. Bir de kulis işini ayarlarsan Bensu'nun sana olan kızgınlığı geçer. Orda çıkma teklifi ettin mi oh ne ala memleket."
"Ulan sen varya." derken Barış'ın alnından büyük bir gururla öptüm. "İyi ki benim kardeşimsin. Acaba 25 Mayıs'a var mıdır bilet ?"
"Niye 25 Mayıs özellikle ?"
"Çünkü o gün doğum günü. Sence de daha çarpıcı olmaz mı ?" derken gözyaşlarım kurumuştu. Hemen bilgisayarımı açtım ve biletlere bakmaya başladım. Ve işte şans diye buna derim ben. Vip de en önde yer var. Hemen 2 tane bilet aldım.
Hala Barış şaşkın şaşkın beni izliyordu.
"Hadi ama dostum. Artık bu kadar şaşırma. Allah'ın izniyle Bensu yengen olacak."
"İnşallah kardeşim." derken sırtıma sevecenlikle vurdu.
Bugün günlerden Salı ve kulis işi için 4 günüm var. Barış'la beraber aşağıya annemlerin yanına indik ve ben babamla konuşmaya başladım.
"Baba birşey söyleyeceğim. Bu cumartesi günü Bensu'nun doğum günü ve ben Tarkan konserine en önden iki bilet aldım. İkimiz için. Ve düşündüm ki belki sen kulis için birşeyler ayarlayabilirsin. " diye umutlu gözlerle babama baktım.
"Tabi oğlum ben ayarlarım. Ne de olsa Bensu'nun mutlu bir doğum günü geçirmesini hepimiz isteriz." dediği anda gidip babama sımsıkı sarıldım. O da şaşırmışa benziyordu. Ama birşey söylemedi.
Biz de Barış'la dışarı çıktık. Şimi bu 4 gün içinde Bensu'ya nasıl söyleyeceğimi düşünüyorduk ki okuduğu kitabının -kesin Grinin Elli Tonu'nun 2.kitabı olan Karanlığın Elli Tonu'na geçmiştir- arasına bir not bırakmaya karar verdim. Bu fikri Barış'la da paylaştıktan sonra o da onaylayınca ne yazacağıma karar vermeye başladım.
Barış'ı evine bıraktığımda saat biraz geç olmuştu. Bu yüzden ben de eve geldim ve odamda masama geçip nasıl bir not yazacağıma karar verdim. Biraz düşündükten sonra kağıda aynen şöyle yazdım.
Bensu seni ne kadar kırdığımın farkındayım ve kendimi sana affettirmek istiyorum. O pamuk kalbini geri kazanmak istiyorum. Bu yüzden lütfen benimle cumartesi günü Tarkan konserine gel. Saat akşam 6 da seni alırım.
Arda
Umarım bu onu geri kazanmamı sağlayacak. Ah çünkü ben ona deliler gibi aşığım. Onun da bana aşık olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Çünkü neticede biz onunla kardeş kadar yakın olmuştuk. Yoksa söylerdim. Bu kadar vakit kaybetmezdim. Ona deliler gibi aşığım...
Canım okuyucularım ^.^ Bu bölüm kısa oldu çünkü değişiklik yapıp Arda'nın ağzından yazdım. İlerleyen bölümlerde de arada sırada böyle yapmayı düşünüyorum. Bu fikri bir hikâyeden çalmadım. Yanlış anlaşılmasın. Sahibinden izin aldım ^.^ Hikayesini okuyanlar bilir.
Arda bir sürpriz yapıyor ve bu sürprizi anca böyle anlatabilirdim. Bu yüzden böyle yazdım. Öptüm :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKA AŞKI
Novela JuvenilKankasına aşık olan bir kız. Acaba ona söyleme cesareti bulacak mı yoksa ömrünün sonuna kadar içindeki bu platonik aşkla mı yaşayacak? Türk filmi klişelerinin hepsini bulabilirsiniz...