Harry eve sabahın beşinde gelmişti ve sarhoş gibiydi. Onu beklememiştim ama salonda uyuyakaldığım için kapı sesiyle uyanmıştım. Yanıma doğru geldi ve ayağa kalktım.
"Neredesin sen sabah oldu?!"
"Seni bekledim"
"Aptal mısın sen?! Sabaha kadar oraya geleceğimimi düşündün!"
"Evet, çağırdım ve bekledim"
"Daha çok başkalarını çağırmış gibiydin!"
"Neden bahsediyorsun anlamıyorum"
Masadaki buz gibi suyu yüzüne çarptım.
"Heeyy"
Evet nihayet kendine gelmişti.
"Beni ve başkalarını da çağırmıştın oraya Harold"
"Neden bahsediyorsun anlamıyorum?!"
"Bir kızla öpüşüyordun!"
"Ne? Ne? Bu yalan ben içeride seni bekledim"
"Tabi tabi ben de aptalım yuttum"
"Tamam yaptım ama sen ne bana ne de hayatıma karışamazsın tamam mı?!"
"O zaman bir daha asla bana yaklaşma! "
"Seve seve"
Sırt çantasını alıp çıkıp gitti. Kendine ne zannediyordu böyle (!) İyice değişmişti gittiğinden beri. Harry artık melek değil şeytana dönüşmüştü. Ona kim böyle yapmıştı (!) Eskiden olsa bana kendini affettirmeye çalışırdı. Artık onu kafamdan atmam gerektiğini düşünüp odama çıktım. Jessen'a çizdiğim resmi ona attım fakat cevap vermemişti. Uyumaya karar verdim. Yatağıma uzandım ve huzur dolu bir uykuya daldım.
○ ○ ○
Kalktığımda saat öğleden sonra 4 olmuştu. Güzel bir duş alıp mutfağa indim. Biraz soğuk süt ve kurabiye iyi gelebilirdi. Mutfak masasına oturup ınları yerken salondaki deliler gibi öpüşen Grace ve Niall çifti görüş alanımdaydı. Öpüşen hiç kimseyi görmek istemiyordum. Ama onlar birbirlerine kim bilir ne kadar aşıktılar. Fakat biz pardon biz diye bir şey asla olmamıştı. Belki de olacaktı ama bunun suçlusu Harry'di. Sütümü bitirdikten sınra bahçeye çıktım. Tableetimi aldım ve twitterdan bir bildirim vardı. Jessen'ın cevap vermesi umuduyla hemen twittera girdim. Jessen mesaj atmamıştı ama tanımadığım birileri Harry'le benim küçüklük fotoğrafımızı favorilerine eklemişti (!) Hemen kızın profiline baktım. Adı Karmin'di. Heh isminde de hayır yoktu. Yanlız tam da 3 dk önce kız Harry'le öpüşürken fotoğrafını atmıştı!!! Bu akşamki o kızdı!! Harry böyle bir şeyi nasıl yapardı. Beni bırakıp o kızın evine gitmişti. Doğru ya ben onun neyiydim ki?! Üzerime dışarıda giyebileceğim bir şort ve atlet seçtim. Rahat olan siyah nike ayakkabılarımı da giyinip dışarı çıktım. Kızın yer bildirimine baktım ve Ashton'la beraber eve gittik. Kapıyı tekrar tekrar çaldığımda kız kapıyı Harry'nin gömleğiyle açmıştı. Sinirlerim iyice zirveye ulaşmıştı.
"Seni sürtük bu ne hal he bu ne hal!! Benim Harry'mi benden alamazsın tamam mı?! Kendine gel!!"
"Asıl sen kendine gel be sen kimsin"
Cevap vermedim gözlerim içeride Harry'i aradı.
"Harold?"
"Buyrun kime baktınız?"
Saçını düzelterek yanıma geldi. Boxerlaydı ve harika bir vücudu vardı. Fakat dövmeleri eksikti(!) Kafamı kaldırdığımda yerin dibine girmeyi yeğlerdim.
"J-j-jessen!!!"
"Hey Sky"
"B-ben özür dilerim"
Kapıdan çıkıp gittim. Arkamdan gülmüştü.
"Acaba Harold duysa ne der "
Kötü bir bakış atıp arabaya bindim.
"Ama Ashton nasıl olur baksana fotoğraftaki Harry"
"Bebeğim sakin ol. Jessen Harry'e çok ama çok benziyor karıştırmış olabilirsin."
"Haklısın"
"Gözünü.artık Harry'den çek bence herkesi o sanıyorsun"
"Sen hariç "
"Ama bende kıvırcığım ve ilerisi için korkuyorum Özel hayatımı tehlikeye atmak istemem"
"Özel hayatını yesinler "
"Niall olsa yerdi "
"Uff aptal "
"Sahile gidelim mi kafanı dağıt biraz?"
"Evet iyi fikir"
Ashton'la bu sene okulda tanışmıştık ama çok da iyi anlaşmıştık. Niall ve Grace'yle bile tanışmıştı. Çok iyi ve tatlıydı. Oldukça da düşünceli.
○ ○ ○
Sahilde tam iki saat geçirmiştik. Kayalıklara oturmuş omzuna yaslanmıştım. Bazen gülüyor bazen düşünüyor bazen de susuyorduk. Çok huzurlu bir kolu vardı. Beni sardığında kendimi bebekler kadar masum hissediyordum. Tam kayalıklardan indiğimizde Harry'i gördüm bankta sırt çantasıyla oturuyordu. Bir an bize baktı be artık intikam alma zamanı gelmişti. Ashton'ı böyle bir şey için kullanmak istemezdim ama o bunu haketmişti. Ashton'ın dudağına yapıştım ve dün gece Harry'nin yaptığı gibi öpmeye başladım o da tam istediğim gibi karşılık veriyordu. Harry'nin buraya yaklaştığını hissedebiliyordum. Bir anda beni geri çekti ve bağırmaya başladı.
"Sen nasıl böyle bir şey yaparsın?"
"Gördüğün gibi!"
"Bunu yapamazsın!"
Ve işte o an onun yaptığını tamamlama vakti gelmişti.
"Sen bana karışamazsın!!"
Yüzüme sinirle bakıp çekip gitti. Umrumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT A LOVE STORY (HARRY STYLES FANFİCTİON)
FanficEvet her şey çok güzeldi değil mi? Hayatım hep gülmekle geçiyor durmadan eğleniyordum. Günler öyle çabuk saatler öyle hızlı geçiyordu ki sanki sonsuzluğa ulaşmız gibiydim. Peki siz hiç tanımadığınız biriyle konuşup hayatınızın içine ettiniz mi? Sanı...
