Dışarıya çıkıp arabayı fark edince ona yöneldim araba büyük bi modeldi (Transporter Volkswagen) rahatça sığardık.Ama işin kötü tarafı benim öne oturmam lazım bu tip arabalarda midem bulanıyor araba tutuyor diyebilirim. Kapıyı otomatikti ve arabadan kafamı içeri sokup ilk olarak selamlaştık ve;
''Önde oturmamın bir mahsuru var mı?.'' dedim biraz utanmıştım aslında.
''Hayır'' dedi Rose.
Sanki biraz sinirli gibiydi yada benim ilk buluşmada bir şeyler istemem onun sinirini bozmuş olabilir diye düşündüm. Arabada büyük bir sessizlik hakim sürüyordu ve şoför koltuğunda Aiden vardı. Tabi ben bunu bindikten sonra fark ettim. İlk günden fazla gergindi sanki ortalık ben bu düşüncelerimle boğuşurken...Alice;
''Lina, her şey yolunda mı?'' demesiyle içim bir nebzede olsa rahatladı.
''Evet her şey yolunda.'' dedim.
Sonunda varmıştık. Aidan arabadan inince siyah tonunun ona ne kadar yakıştığını fark ettim. OFF ne oluyor bana böyle. Lina kendine gel.
Cafenin içi dışından daha güzel görünüyor. Aidan bizden uzakta garsonla bir şeyler konuşurken bizde etrafımıza bakınıp boş bir yer aradık. Ama yoktu tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı.
Aidan hızlı adımlarla yanımıza gelip...''Geçin bakalım önden rezerve ettiğim bir masa var'' dedi eliyle yolu göstererek. İtiraf etmeliyim bunu söylerken bile çok etkileyiciydi. Masada ikili ve tekli ikişer koltuk vardı.
Teklilerde Benjamin ve Rose, ikililerdey ise Aidan ve Alice, benimlede Sam oturuyorduk. Aidan tam karşımda oturduğunda sürekli göz göze geliyorduk.
''Ee neden kimse konuşmuyor?'' dedi Alice herkese bakıp sevimlice.
''Tamam ben hemen bir konu buluyorum size siz yeter ki konuşmak isteyin.'' dedi Rose bana bakıp gözlerini devirerek. Rose' un bu tavrı hiç hoşuma gitmese de bir yandan da haklı buluyordum sanırım gruplarına beni istemiyor olmalı. Aramızda herhangi bir muhabbet geçmedi arada sırada bana kötü bakışlarını saymazsak. Belkide onu yanlış anlıyordum.
''Lina burada okumaya sn mi karar verdin?'' dedi Benjamin.
Bir an kötü düşüncelerimden sıyrıldım ve..
''Aslında hayır biraz uzun hikaye.'' dedim aklıma annem geldi babamla olan tartışmaları, ayrılmaları çocukluğumun berbat bir yaşamla ibaret olması, hepsi gözümün önünden bir şerit gibi geçiyordu. Gözlerim doldu.
''Kısaltarak anlat sende o zaman.'' dedi alaycı bir tavırla Rose..
''Rose sadece olanları hatırlamak istemiyorum, bu yüzden lütfen üsteleme. Özür dilerim gitmeliyim..'' dedim sesim titriyordu ve ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Apar topar masadan kalktım. Caddede sağıma soluma bakmadan ağlayarak öylece koşuyordum. Uzun bir araba kornasından sonrası karanlıktı....
***
Uyandığımda Alice Aidan Sam ve diğerleri başımdaydı. Uyandığımı gören Aidan hemen ayağa fırladı ardındanda Alice.
'' Beni ne kadar endişelendirip korkuttuğundan haberin var mı aptal.!'' dedi Aidan. Hiç ummadığım bir tepkiyle karşı karşıya kalmıştım daha doğrusu kalmıştık Rose dışında diğerleri de benim kadar şaşkın görünüyordu Aidan'ın bu tepkisine. Rose bütün bu olanlardan ilgisiz görünüyordu.
Aslında Aidan'ın tepkisi o kadarda mutlu olmuştum belli etmeyerek, nede olsa beni önemsiyor anlamına gelmiyordu bu durum..
Aidan'da bunu fark edince hızlıca öfke saçan gözlerle hastahane odasından çıkmıştı.
''Öhm..Lina kolun kırılmış doktor bir ay kadar alçıda kalacağını söyledi.'' dedi Alice ortalığı yatıştırmaya çalışırcasına zaten sanırım genelde bu görevi o üstleniyordu. Alice'in yanımda olması bana huzur veriyordu gerçekten..
''Lina..biz senin hep yanındayız Aidan' nı çok korkuttun onu böyle ilk defa gördüm diyebilirim onun için endişelenme.''dedi Sam. Sesinde rahatlatıcı bir tını vardı sanki. Düşüncelerimden koparım almıştı beni.
Neyse artık iyi dostluklar kuracaktık emindim.
***
Saat 20:22 Alice ve Sam beni eve bıraktılar. Benjamin ve en önemlisi de Aidan yoktu. Rose'un olup olmaması umurumda değildi açıkçası.
***
Evdeydim ve Robert birazdan gelebilir, kolumun kırıldığından haberi yok görünce baya kızacak. Aidan'a ne oldu acaba, onu gittiğinden beri görmemiştim. Uyumak için odama çıktım ve çok yorgundum.
Telefonuma gelen mesajla yatağımdan hopladım. Saat gece 02:43' idi mesajda;
''Kapının önündeyim'' yazıyordu sadece.
Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Kimdi bu gecenin bir köründe böyle bir mesajı atan. Siyah atletimin üzerine uzun hoş bir hırka altıma da bir siyah tayt geçirip saçlarımı büyük bir hızla kavrayıp dağınık topuz yaptım. Parmak uçlarımla indiğim merdivenlerde afalladım, neyse ki sağ salim vara bilmiştim.
B-bu Aidan'dı bana çok kızmıştı ve şimdi buradaydı. Gece onu daha büyülü kılıyordu.
''İyi olup olmadığını merak etmiştim, hastanede seni bırakıp gittiğim için özür dilerim, gerçekten çok üzgünüm.'' dedi o esnada kafasını yere çevirdi. Çok üzgün görünüyordu.
''Önemli değil, kendini suçlu hissetmene gerek yok. Masadan öylece kalkıp gittim ve bu hiç hoş değildi.''
''Kolun alçıdayken daha mı masum ve tatlı görünüyorsun ne.''dedi. Konuyu değiştirip ortamı rahatlatmak adına ama bana TATLI dedi inanmıyorum utançtan yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Ya bana TATLI dedi ve hala şoktaydım.
''Sende çok tat...'' Uff aptal Lina. İşte patavatsızlığım tuttu yine. Utancım ikiye katlandı şimdi ya Ve ne yapacağımı bilemedim.
''Aidan ben.. ben öyle söylemek istememiştim aslında öyle söylemek istemiştim ama onu ima etmemiştim yanlışlıkla ağzımdan çık....'' Aidan işaret parmağını yavaşça dudağıma koyup
''Şşş nefes al Lina.'' dedi gülümseyerek.
Ahh lanet olsun yine kızarmıştım. Bana iyice yaklaşmıştı. Tanrım çok güzel kokuyordu. Ellerini belime doladı ve bana sarıldı.
Neden bana bu kadar yakın davranıyordu. Olayların bu kadar hızlı gelişmesine izin vermemeliydim Aidan'ı bir anda ittim.
''Gitmem gerek..'' dedim ve ardıma bakmadan hızlıca eve koşup içeriye girdim. Parmak uçlarımın üstüne basıp hızla yukarı çıktım. Pencereden bakmaya cesaret edemedim ya hala oradaysa ya benim ona baktığımı görürse. Yarın okulda görmek için sabırsızlanıyordum. Yatağa girip yorganı başıma kadar çekip uykumun gelmesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağımdaki Siyah
Teen FictionLina babasının yanına gelip yeni başlangıçlara tanık olur. Hayatına giren birçok insanda farklı olmayan hayatını değiştirecek olan kişiyle karşılaşacak mı?