Uyandım,yanımda yoktu.
Uyandım,başka kollardaydı.
Uyandım,Hala eskisi gibiydi.
Bir yılan gibiydi,
derisini atmamış bir yılan gibi...
eski hali vardı hala onda,
acı çekmemi isteyen bir hal...
Beni bırakma demişti.
Ben gözlerimle onun buğulu gözlerine bakarken,
Ben intihar ederken o buğulu gözler parlamıştı.
Acınası bir halde bana bakıyordu o gözler...Sabah yatağımdan istemeyerek de olsa uyanmayı başarabilmiştim.
Soğuk Ocak ayı bedenimi buz kestiriyordu.
Bugün okula gitmek istemesem bile gidecektim.
Devamsızlığım çoğalmıştı ve bu soğuk havada da raporla uğraşamazdım.Okula doğru yürürken arkamda birinin beni takip ettiğini gördüm.
Adımlarımı hızlandırmama rağmen hala beni takip etmeye devam ediyordu.
Başta endişelensem de,
sonrasında arkamdaki bir ses ;
"Lalisa ben Taehyung.
Bir dur artık."
Onu gördüğümde içimi bir rahatlama duygusu kaplanmıştı.
"Aishh,kusura bakma Taehyung.
Biraz endişelendim sadece
sen yüzünü şalla kapattığın için sen olduğunu anlamadım."
Gerçekten korkmuştum.
Sabahın 7'sinde birinin beni takip etme duygusu bile kötüydü.
"Tamam Lalisa,sorun yok.
Asıl sen kusura bakma."
Taehyung kibar bir çocuktu.
Jungkook'un arkadaşı olmasına rağmen ona benzemiyordu.
Kızlara karşı genellikle hep kibar davranırdı.
Onun yanındayken nedense kendimi rahat hissediyordum.Sınıfın kapısından içeri Taehyung ile gülerek girmiştik.
Ve Jungkook en arka sırada oturmasına rağmen,benim gülüşümü duyduğu gibi yattığı sıradan kafasını kaldırmıştı.
Biz hala Taehyung'la gülüyorduk.O sırada Jungkook ani bir şekilde sırasına tekme atarak sınıftan çıktı.
Bu halini şaşırmıştım."Bizi kıskanmış olamazdı değil mi?"
Aklımdaki soruların cevaplarını ararken Yeri'nin Jungkook'un peşinden gittiğini gördüm.Sırama geçmeye karar verdim.
Elimden geldiğince onu umursamamaya çalışacaktım.
Aradan 10 dakika sonra Yeri ile yerine oturdu.
Sessizdi,daha sessiz
anlaşılan sakinleşmişti.
Hala gözleri buğuluydu.
Suratıma bakmadı bile.
Amacı neydi ki?
Şimdi ne yapmıştım ben?düşüncelerim bir anda müzik hocası Bayan Yuju ile kesilmişti.
"Oturabilirsiniz çocuklar."
Bayan Yuju iyi bir öğretmendi.
Müzik dersini onun sayesinde daha çok seviyordum."Çocuklar bu hafta şarkı söyleyecek öğrenci kim?"
Herkes bir anda bana dönmüştü.
Aishh cidden unutmuş muydum?
Ne söyleyeceğim belli değildi daha ve ben,bugün bu şarkıyı beni öldürseler de söylemek zorundaydım.
"Anlaşılan sıra bu hafta Lalisa'daymış.
Söyleyeceğin şarkıyı belirledin mi Lalisa?""Belirledim Bayan Yuju."
Aslında ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
"Peki o zaman
Lalisa tahtaya gelebilir misin?""Tabii. Bayan Yuju."
Tahtaya çoktan geçmiştim.
Adımı duyduğunda Jungkook, uyuduğu sıradan kafasını kaldırdı ve dik bir şekilde oturur pozisyona geçti.
Gözlerimin içine bakıyordu.Daha da çok heyecanlanmıştım.
-"Feeling used but I'm."
(Kullanılmış hissediyorum.)-"Still missing you and I can't."
(Ama hala,seni özlüyorum.)-"See the end of this,Just wanna full your kiss."
(Ve bunun sonunu göremiyorum.Sadece senin öpücüklerini...)-"Against my lips and now all this time is passing by."
(dudaklarımda hissetmek istiyorum.Ve şimdi bütün zaman geçip gidiyor.)-"But I still seem to tell you why."
(Ama sana neden olduğunu hala daha söyleyemiyorum.)-"It hurts me every time I See you."
(Seni her gördüğümde bana acı veriyor.)-"Realize how much I need you."
(Sana ne kadar ihtiyacım olduğunu farket.)-"I hate you,I love you."
(Senden nefret ediyorum,seni seviyorum.)-"I hate that I love you."
(Seni sevdiğimden nefret ediyorum.)-"Don't want to,but I can't put nobody else above you."
(İstemiyorum,ama kimseyi senin yerine koyamıyorum.)-"I hate you,I love you."
(Senden nefret ediyorum,seni seviyorum.)-"I hate that I want you."
(Seni istemekten nefret ediyorum.)-"You want her,you need her and I'll never be her."
(Onu istiyorsun ona ihtiyacın var,ve ben asla o olmayacağım.)Bu şarkıyı her dinlediğimde o aklıma geliyordu.
Şarkı bittiğinde gözümden 2 damla yaş süzüldü.
"Bu kadardı Bayan Yuju."
diyip yerime doğru yürümeye başlamıştım ki,
Onun ağladığını gördüm...____________________________
+17 oy sınırı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•La Vie En Rose• Lizkook(Tamamlandı)
Teen Fictionİşler daha ne kadar zor olabilirdi? Birşeyler hissederken iki taraf daha ne kadar acı çekebilirdi? Daha ne kadar uzak durabilirlerdi?