Yataklar soğutuyor çünkü sen burada değilsin.
Tutunmakta olduğumuz gelecek çok belirsiz.
Ne olabileceğimizi düşündün mü hiç?
Beni umursamıyorsun,asla da umursamadın.
Yapayalnız onu izlemeni seyrettim.
Hoş değil mi?
Yapayalnız...Kapıyı açtığımda Jungkook'u görmeyi hiç beklemiyordum.
"Demek geldin Lalisa."
dedi.
Yüzünde gerginlik ve sinir hakimdi.
"Neden beni buraya çağırdın Jungkook?""Senin amacın ne Lalisa?"
ne amacıydı şimdi bu?
bişey yapmamıştım bile kıskanan oydu.
"Ne saçmalıyorsun Jungkook? sana ayıracak vaktim yok, bişey söyleyeceksen söyle yoksa gideceğim.""Diyorum ki,
Yeri ile neden aramıza girmeye çalışıyorsun?"
"Aranıza falan girmiyorum."
Sadece içimde yaşıyordum aralarına girdiğim yoktu ne saçmalıyordu bu şimdi?
"Yapma Lalisa,Bir Orospu gibi peşimdesin,ve bana göndermeler yapıyorsun.""Orospu ha!
Düşüncelerini öğrendiğim iyi oldu Jeon Jungkook.
Müzik dersinde ağlayan ben miydim peki ona ne demeli?""Bu senin gibi bir orospuyu hiç ilgilendirmez."
"Peki Jungkook,ben gidiyorum bu saçmalılıkların bittiyse."
"İşte o olmaz Lalisa.
Ceza çekmen gerekiyor."" Ne cezası Jungkook,salak mısın?"
Tam kafamı döndürdüğüm anda kapı kolunu tutacakken,bir anda beni kenara ittirdi.
O anın etkisiyle bedenim istemsizce çarpmıştı o rutubetli duvara."Herşeyin bir bedeli vardır.
Sende bedelini ödeyeceksin.""Biraz burda kal da aklın başına gelsin."
Dediği gibi ışığı söndürüp,kapıyı kilitleyip gitmişti.
"Jungkook yapm-
Jungk-"
Anlamıyorsun ben burada kalam-
Jeon-
Nefesim gittikçe kesiliyordu.
Tek işittiğim şey ise Jungkook'un ayak sesleriydi.
Git gide uzaklaşıyordu.
Ve ben her saniye boğuluyordum.Jungkook'dan;
Lisa'ya bunu neden yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu.
O intihar ettiği zamanlarda ona söylemiştim.Seviyorsan çıkalım demiştim.
Fakat o kabul etmedi.
Onun karşısında kendimi çok zavallı hissettim.
ve bende ona bunun bedelini ödetmeye karar vermiştim.Sabah~
Sınıfa çıkmaya karar verdim.
Fakat hala içimde bir şeyler yaptığım şeyden pişman olacağımı söylüyordu.
Ondan nefret etmeme rağmen beynim ve kalbim bu sefer yaptığımın yanlış olduğunu bana iletiyordu.Sınıfa gittiğimde Yeri kucağıma atladı.
Onu seviyormuş gibi gözüksem de aslında ona karşı birşey hissetmiyordum.
Sadece Lalisa'nın canını yakmak istiyordum."Neredeydin Jungkook?"
Yeri endişeli gözüküyordu.
Fakat bu benim gram umrumda değildi.
"Bir yerdeydim işte."
sadece geçiştirdim.Çünkü onu sevmiyordum.Sınıfta onu seviyor gibi yapıyordum.
Ve bu sadece Lalisa'nın kıskanması içindi.
O gün Taehyung'la gülerek içeri girmeleri sabrımın adeta damlalıktaki son damlasıydı.Tam yerime oturduğum sırada,Psikoloji öğretmeni
Bayan Taeyeon geldi.
Sanırım dersimiz onaydı.
Bayan Taeyeon sınıfa girerken hiçbir zaman bizi ayağa kaldırmaz,gelir gelmez öğretmenler masasına otururdu.
Onun bu huyunu seviyordum."Bugünkü konumuz psikolojik rahatsızlıklar.
Herkes sırayla psikolojik rahatsızlıkları olup olmadığını,eğer varsa ne olduğunu söyleyebilir mi?"
bugünkü ders de anlaşılan kafa ütülemeceydi.Sınıftaki birçok kişi hastalığının olmadığını belirtmişti.
"Peki çocuklar,şuan aramızda olmayan öğrencilerden bu tip hastalığı olan var mı?"
Oradan Jennie lafa atıldı."Lalisa'nın anksiyete bozukluğu var Bayan Taeyeon.
Karanlık veya kapalı bir yere gittiğimizde o hep dışarıda bekler."Kafama aniden gelen bu acı his,ağlamama sebep olacak kadar fazlaydı.
Lalisa hastaydı ve ben, bu yaptığım düşüncesiz intikam uğruna olan şeyle onu belki öldürmüş bile olabilirdim.Aniden sırayı hızlıca çekerek sınıftan çıktım.
Arkamdan gelen Bayan Taeyeon'un bağırışlarına kulak dahi asmadan koşuyordum.Sonunda gelmiştim ve içeriden gelen bir nefes alma sesi dahi yoktu.
Ona birşey olduysa bu sefer kendimi asla affetmeyecektim.____________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•La Vie En Rose• Lizkook(Tamamlandı)
Teen Fictionİşler daha ne kadar zor olabilirdi? Birşeyler hissederken iki taraf daha ne kadar acı çekebilirdi? Daha ne kadar uzak durabilirlerdi?