Mutsuzluk duygusu...
Senin heyecanını anında yerle bir edecek o mutsuzluk duygusu.
Bazen bir şeyi yapmak için keyiflenirsin ve heyecanlanırsın ama bir anda başına mermi gibi saplanmış olan o mutsuzluk duygusu seni yiyip bitirir.Lalisa da öyleydi işte artık mutsuz olmak istemiyordu.
Hayata tutunmak Jungkook'dan vazgeçmek istiyordu.Ama birşey unutmuştu.
Aşık olduğu adamdan vazgeçemezdi.
Denemişti,ama her zamanki gibi olmamıştı.Lalisa artık yeni hobilerle ilgilenmek istiyordu.
Biraz daha Jungkook'u düşünmemek...Belki böylece kolayca unutabilirdi.
Aşık olduğu kişiyi.■
Sabah olmuştu...
Sabahlardan nefret ediyordum.
Gece insanıydım ben bir kere
bu benim hayat felsefeme tersti.
Uyanmak istemiyordum.
Uyanıp da o kişinin yüzünü görmek,onunla göz göze gelmek...
Bunlar artık nefret ettiğim şeyler olarak kayda geçmişti.İstemeyerek de olsa üzerimdeki yumuşak çarşafımı ve geniş yatağımı bıraktım.
"15 saat sonra görüşürüz canım yatağım."
dedim ve yatağımdan kalktım.
Sonunda bunu başarmıştım.
SONUNDA!Saçlarım her sabah aslan yelesi gibi dağınık olurdu.
ve bu huyumdan nefret ediyordum.
Her sabah önce düzleştirip sonra şekil veriyordum saçlarıma...Bugün de;
Saçlarımı sadece düzleştirmiştim.Ha bu arada 2 aylık süreçte saçlarımın rengini kumral sevmeme rağmen gri ve sarı karışımı bir renk yapmıştım.
Değişime ihtiyacım vardı.Ve rapor almıştım.
Hastahaneden çıktıktan 5 gün sonra annemlerin yanına Tayland'a gitmiştim.Jennie'yi yalnız bıraktığım için vicdan azabı çeksem de o,gidip kafamı dinlemem taraftarıydı.
Bu süre içinde Yoongi ile kalıyordu.
Yani halinden memnundu anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•La Vie En Rose• Lizkook(Tamamlandı)
Teen Fictionİşler daha ne kadar zor olabilirdi? Birşeyler hissederken iki taraf daha ne kadar acı çekebilirdi? Daha ne kadar uzak durabilirlerdi?