⛤35⛤

5K 306 152
                                    

Çoktan bitmiş bir melodinin üzerindeyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çoktan bitmiş bir melodinin üzerindeyim.
Aşk kiraz çiçekleri gibi kolayca solabiliyor...
Bir inci tanesi gibi düşen gözyaşlarım da.
Neden acı verdiğini bildiğim halde sana ihtiyaç duyuyorum?

❧❧

Gözlerini kenetlenmiş bana doğru yumuşak adımlar atıyordu.
bu seferki diğerkilerden farklıydı.
İlk başta durduğum yerden uzaklaşmak üzere hareket edeceğim anda kolumdan hızlı bir şekilde tutup,dudaklarını dudaklarıma kondurmuştu bile.
Hiçbir şey yapamıyordum.
Vücudum adeta himayem altından çıkmıştı.
Tek yaptığım şey dudağımı sabit bir şekilde tutmaktı.
Onu itmek istemiyordum,ama bunu yapmak zorundaydım.

Ellerimle onu ittirmeye çalışırken bedenimi kollarıyla kendine daha çok yakınlaştırdı.
Adeta şok geçiriyordum.
Durmak bilmeyen o muazzam dudaklarıyla beni narin ama bir o kadar da istekli öpmeye başlamıştı bile.

Sonunda ben de artık ona karşı koyamamış,onu öpmeye başlamıştım.
Daha önce birçok kişi ile öpüşmüştüm.
Ama hiçbiri böyle hissettirmemişti.
Kanatlarım varmış da uçuyor gibi hissediyordum.

Ona karşılık verdiğimi anlayınca daha da iştahla öpmeye başladı.
Artık dillerimiz birbirine nazik dokunuşlar yaparken onu durdurmamın bir işe yaramayacağını anlamıştım.

Nefes almak için ayrıldığımızda,alınlarımızı birbirine yasladı.
İkimizin de gözleri kapalıydı.
Dışarıdan adeta yıllarca görüşmemiş sevgililer gibi duruyorduk.

Beni tekrardan öpmeye yeltendiği sırada ellerimle onun güçlü kollarını itmiştim.
Göğüslerimiz hiddetle alçalıp yükselirken benim gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki...
Bu bakışı Tanrı üzerine yemin ederim ki ölene kadar unutmayacaktım.

Gözlerinde hüzün,hayal kırıklığı,pişmanlık...
Tüm uzucu duyguları görebiliyordum.

"Jungkook ne yapmaya çalışıyorsun sen?"
her ne kadar beni öpmesini sonsuza dek istesem de ona karşı soğuk ve umursamaz olmalıydım.
Kendime söz vermiştim.

"Lalisa..."
gözlerinin içindeki o parlak ışıltıları gördüğümde bu işin ciddi olduğunu anlamıştım.

"Lalisa ben her gün gittikçe ölüyorum.
Lütfen bana artık bu şekilde davranma yalvarırım."
kendimi ağlamamak için çok zor tutmuştum.
Aynı şeyleri ben de yaşıyordum.
Onu görünce gidip sarılasım,öpesim,konuşasım,
elini tutasım geliyordu.

Ama beynimin içinden gelen bir seste,
onunla olmaz diyordu.
Ne yapacağımı ben de bilmiyordum.
Hem ona kızgındım,hem de onunla konuşmak istiyordum.

"Jungkook,lütfen zorlama daha fazla."
dememle birlikte yere çökmesi bir oldu.
Ağlıyordu...
Ben ona ne yapmış olabilirdim böyle.
İlk zamanlar beni istemeyen kişi şuan benim önümde,benim için ağlıyordu.

"Jungkook,Yalvarırım kalk."
bana küçük masum bir çocuk gözleriyle bakıyordu.
Hayatımda ilk defa onu böyle görmüştüm.
Onunla birlikte ben de ağlamaya başladığımda...
Şuan hiç iyi şeyler yapmadığımı biliyordum.

"Lalisa,çok düşündüm...
Ben cidden sensiz yapamıyorum.
Seni çok üzdüm biliyorum.
Tanrı belamı versin ki çok üzdüm.
Ama bana eskisi gibi baksan,eskisi gibi olsak olmaz ?
Çünkü ben artık nefes alamıyorum."

Bu yaşıma kadar yemin edebilirim ki bu duyguyu hayatımda ilk defa bu denli yaşamıştım.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Ama şuan ne yapmam gerektiği umrumda değildi.
O bana gelmişti...
Önümde yere çökmüş küçük bir çocuk gibi ağlıyordu adeta.

Kendimi daha fazla tutamayarak hıçkırıklarımı dışarıya bıraktım.
Şuan dışarıdan nasıl gözüktüğüm umrumda değildi.
Kendime bunca zaman çok söz vermiştim.

-Onunla tekrardan ilgilenmeyeceksin!

-Ne yaparsa yapsın affetmeyeceksin!

-Onu unutacaksın!
Unutacaksın,unutacaksın,unutacaksın...
Nasıl unutacaktım aşık olduğum kişiyi?
Nasıl ondan uzaklaşacaktım?

Bunca zaman beynimi kullanmıştım.
Ama artık beynim bile olanları idrak edememeye başlıyordu.
Beynim bile kendini kalbime kaptırıyordu.

Artık ondan uzak durmayacaktım.
Bu ikimize de fazlaydı.
Deneyecektim,belki olmayacaktı...
Ama en azından denemiştim diyecektim.

❧❧

Ellerimle yüzümdeki göz yaşlarını sildim.
Doğrularak Jungkook'a baktım.
"Tamam,deneyelim."
dediğim şeyle birden gözlerini açtı.

Bana uzun süre baktıktan sonra sıkıca sarıldı.
Onu bunca zaman o kadar çok özlemiştim ki,ona doyasıya sarıldım.
Bu kendimi güvende hissettiriyordu.
İlk zamanlar hayalini kurduğum olmaz dediğim şeyler şuan oluyordu.
bu hayallerimden bile daha güzeldi.

Yeniden doğruldu,
"Lalisa sana çok teşekkür ederim.
Bana bir şans verdiğin için,beni kabul ettiğin için.
Evet sana kötü şeyler yaptım.
Ama bundan sonra sana iyi taraflarımı göstermeme izin ver."
Bu sefer cidden pişmanmış gibi duruyordu.
Onu affetmekten iyi mi kötü mü yaptım bilmiyordum.
Ama deneyecektim.

"Seni seviyorum Lalisa."
bana o kadar içten söylemişti ki.
Hayatımda yemin ederim çıktığım hiçbir erkek bana seni seviyorum dediğinde bu denli hissetmemiştim.

O farklıydı.
Hem de çok farklı...

"Seni seviyorum Jungkook."
sonunda yüzüne söyleyebilmiştim.
Şuan hiç olmadığım kadar mutluydum.

❧❧❧

 Umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştir.
Uzun zamandır yazmak için planlıyordum.
Fakat daha zamanı gelmemişti.
B

aşka bir kurguda görüşmek üzere hoşçakalın.


•La Vie En Rose• Lizkook(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin