19.Bölüm

284 28 4
                                    

Efkarlıyım aga yazmak iyi
geliyeahhh AĞAĞAĞĞAĞA
sonlara doğru çok hafif
halvet verdim oda şarkının
etkisiyle Ağaağaağğağağ
( bölümün son kısımları hariç
Bahadır sağlam aşk olsun
şarkısıyla yazdım müq şarkı
bir ara dinleyin derim)

N: Bizim normal bir hayatımız
vardı. Çok mutluyduk. Sabah
annemin öpücüğü ile kalkar
,akşam babamın huzurlu kollarında
uyurdum ama o gün hiç normal
değildi. 10 yaşımda ya varım
ya yokum. Annem kaldırmadığı
için öğlene doğru uyanmışım.
Günaydın demek için aşağı indim.
Kimse yok evde. Normalde Beni
asla yalnız bırakamazlardı.
Oturdum salona bekledim. Kaç
saat boyunca hiç kıpırdamadan
bekledim. Kimse gelmeyince
oyuncaklarımla oynicam. Koltuğun
arkasındaki oyuncak sepetine
uzanmak için gittiğim anda
eve dalar gibi içeri annem,babam
yanlarında bir kadın,kadının
yanında bir erkek çocuk. O
aklımla tartışmadır diye
geçiriyordum. Bağırışmalar
şiddetlendi. Tabi korkmaya
başladım. Koltuğun arkasında
onları izliyordum. Annem
babama bağırıyor, babamda
kendini ifade etmeye çalışıyor
ama annem izin vermiyordu.
Sonra annem yeter diye bağırarak
babama tokat attı. O an içim
öyle bir acıdı ki. Onları hiç o halde
görmedim ben. Çocuk aklı işte
sessizce ağlamaya başladım.
Babam tokatın etkisiyle annemin
üzerine yürüdü. Annemde
babamın. Annem bir silah
çıkardı çekmeceden. Kendi
göğsüne tuttu. " HADİ VUR!
EĞER ZERRE KADAR ÖNEMİM
VARSA ACI ÇEKMEME İZİN
VERME VE VUR BENİ!" Dediği
hala kulaklarımda çınlar.
Ağlamam şiddetlenmişti ki. O
bahsettiğim çocuk babamın
pantolonunu çekiştirip " Baba
ne oluyor?" Dedi. Benim babama
baba demişti. Benim
kahramanıma baba demişti.
Annem çocuğun hareketiyle
daha da sinirlenip tetiği çekti.
Babam yalvarıyor oradaki kadın
ise hafif gülüyordu. En son
dayanamadı ve koşarak evden
çıktı. Ben koltuğun arkasında
sessiz ağlayıştan hıçkırıklara
boğulmuştum. Babam yanıma
gelerek sarıldı. Ondan en son
duyduğum cümleler şuydu
" Tamam küçük prensesim geçti.
Ben buradayım. Şşşşşşşş. Baba
burda. Sakin ol bakalım." " baba
korkuyorum". " şövalyeler
prensesleri asla yarı yolda
bırakmaz küçük prenses. Asla
gitmeyeceğim".

Göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmış,
ıslatmakla kalmamış yanağımı
yakmaya başlamıştı. Tahir ise
gözleri dolmuş, ağlamamak
için kendini zor tutuyordu.
Elleri ellerimdeydi. Sonra ne
mi oldu? Babam o kadının
elini tutarak evden çıktı. Sonra
komşular felan. Zeynep'in annesi
sağolsun. 5-6 yıl baktı bana.
Zeynep o yüzden can dostumdur
ama şuan ne halde hiçbir fikrim
yok.

N: ben çok pişmanım
T: neden?
N: belki o an koltuğun arkasında
kalmasaydım annem beni
yanında götürürdü. Yada bir
umut işte sakinleşirlerdi. Hepsi
benim suçum. Kendi yalnızlığıma
kendim sebep oldum Tahir!
T: şşşşşşş sakin ol güzelim.
Kurban olayım ağlama. Bak
ben buradayım asla gitmicem.
N: söz mü? Ya babam gib-
T: söz! Hem ben sensiz
yaşayamam ki. Buraya gel şapşal.
O an sevdiğim adamın göğsüne
sığınmıştım. Hemde Tüm
acılarımla. Tüm yalnızlığıma
yoldaş olmaya söz vermişti.
Anne, baba sevgisini küçük yaşta
kaybetmiş bir çocuğun içindeki
sönen mutluluğu yeniden
alevlendirmişti.

N:İşte seni bu yüzden seviyorum
Tahir'im.
T: ne dedin sen?
N: seviyorum dedim.
T: hayır ondan sonra?
N: ya Tahir.
T: söyle söyle.
N: Tahir'im dedim.
T: Tahirim mi?
N: hoşuna gitmedi mi?
Yüzümü astım.
N: üzgünüm
Ama cevap vermiyordu. Sadece
başı bana dönüktü. Kafamı
kaldırıp gözlerine baktım.
Gözlerime ateşlenmiş gözlerle
bakıyordu. Biç bilmediğim
bir bakıştı bu. Hiç
tanımadığım. Aniden
boynumdan kavradı. Soğuk
elleri bütün vücudumu kaskatı
kesmişti. Yakınlaşıyordu. Ben
ise tepkisiz şaşkınlıkla onu
izliyordum. Öpeceğini
anladığımda gözlerimi kapadım.
Oda bunu onay işareti anlamış
olacak ki. Gözlerindeki ateşlerini
dudaklarına yansıtarak.
Kavuşturdu. İçim yanıyordu ama
bu sefer acıdan değil aşkından,
sevdasından yanıyordu yüreğim.
Yakan da oydu ferahlatan da.
Nazikti Hemde çokça. Başta
dudaklarındaki huzur alışverişi,
kendini ateşli bir öpücüğe
bırakmıştı. Gittikçe de alevleniyordu.
İlkdi böyle öpmesi. Biraz sonra
nefesim kesilmeye başladı. Ama
hala onu bırakmak istemiyordum.
Aslında ne de güzelmiş hasretinle
yanarken dudaklarından kana
kana içmek. İçim yalnızlığımda
boğulurken seninle kavuşmak
ve o an herşeyi unutmak. Nefesimiz
iyice kesilince ikimizde istemesek
de attık kendimizi kenara. Derin
derin nefes çekiyordum. Hem
nefes almaya Hemde heyecanımı
ve tutkumu bastırmaya
çalıyordum. Tahire baktığımda
benden farkı yok gibiydi. ( ohaaaa
ne yazmışım lan ğağağağağağağ
mamdin çıldıvdı) . Kalbim yerinden
çıkacak gibi atıyordu. Sakin
olmaya çalışsam da olamıyordum.
Ayriyetten yüzüne de bakamıyordum.
Soluklarımız düzene girince
ellerini kalbime koydu.
T: duyuyor musun?
N: neyi?
T: deli gibi atışını? Niye atıyor?
Senin için.
Ellerimi kalp hizasına yerleştirdim.
Hakkaten de deli gibi çapıyordu.
N: duyuyor musun?
T: neyi?
N: dünyanın en güzel melodisini
İkimizde gülümseyerek gözlerimize
bakıyorduk. Birden bire yağmur
yağmaya başladı. Haydaaaa şimdi
miydi zamanı?

BÖLÜM NASIL OLMUŞŞŞŞŞ???? FİKİRLERİNİZİ SÖYLEMENİZ ZOR OLMASA GEREK? LÜTFİNNNN MAMDİN RİCA EDİYEAHHH SİZİ SEVİYORUM PONÇİKELLALARIMMMMM 💓 💓 💓 saat 5:55 ve ben hikayeyi yeni bitirdim buna da emek yok denmez artık.

Değişmek zor değil Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin