2

1.5K 63 6
                                    

"Onun yanına gitmem gerekiyor diyorum! Çok mu zor bir şey senin için bu?"

Hayır, çok zor bir şey değildi bu Zerrin için. ama artık bu iki kadına daha fazla olanak tanımak istemiyordu. Zorla aldıklarının dışında bir de iyi niyetle verilen imtiyazlar onu herkese karşı daha zor bir duruma düşürürdü. Ellerini masanın üzerine koyup gözlerini Deniz'e dikti.

"Her istediğini yapamazsınız burada. Küçük şımarık çocuklar gibi davranmayı kesin artık. Birkaç saate koğuşa gelecek zaten önemli bir şeyi yok. Gereken her şey yapıldı. Endişelenmene gerek kalmadı."

Deniz iç çekti.

"Sadece 5 dakika."

Zerrin daha fazla zorlamak istemedi. Çünkü bu ikisiyle başa çıkmak -özellikle sinirlendiklerinde- onu gerçekten zorluyordu. Hem bu çok büyük bir şey değildi. Sadece bir revir ziyareti. Saçlarını eliyle düzeltip kafasını salladı.

"5 dakika. Hüseyin, Deniz'i revire götür."

..

İçeri girmeden hemen önce revirin kapısında duraksadı. Derin bir nefes alıp içeri girdi. Loş odanın sol köşesindeki yatakta uyuyordu Azra. Deniz onu görünce kafasını eğip ellerini yüzüne götürdü. Usulca yatağın yanına sokuldu. Yatağın ucuna oturup fısıldayarak konuştu.

"Azra.. Özür dilerim. Benim yüzümden oldu. Keşke sana hiç odamdan çıkmanı söylemeseydim. " Gözleri dolunca kafasını çevirdi. Sonra gülerek

"Hem tişörtünü benim odamda giyebilirdin. Değil mi?" Cevap bekler gibi sorduğunu fark edip hıçkırdı.

"Şimdi uyanık olsaydın ve bunu duysaydın her fırsatta söylerdin. Boncuk da derdin." Gözyaşlarını silip devam etti.

"Dün gece hiç uyumadım. Kızlar da uyumadı. Hepimiz o kadar çok hissettik ki yokluğunu. Hasret Azo'm gelince bütün çikolatalarımı ona vereceğim dedi. Sen düşün yani" Yatağın üzerinde hareketsiz duran eline uzanıp avuçlarının içine aldı.

"Zerrin önemli bir şeyi yok dedi. Bu seferlik güvenmek istiyorum ama uyanmıyorsun ki Azra. Birazdan Murat'la konuşacağım. Bir daha götürsünler seni hastaneye."

Avucunun içindeki el bir anda hareket etti.

"Boncuk ben sana muhattap olma diyorum sen hasta yatağında başıma gelip Murat'la konuşacağım diyorsun. Ne güzel gidiyorduk işte nereden çıktı yine bu."

Deniz heyecanla ayağa kalktı.

"Azra?!"

Azra yatakta doğrulup Deniz'i taklit ederek gözlerini kocaman açtı.

"Boncuk?!"

Deniz kollarını göğsünde birleştirip

"Çocuk musun Azra ya? Madem uyanıksın neden ses vermiyorsun."

Azra gülümseyip kafasını omzuna doğru yatırdı.

"Ses verseydim böyle şeyler söyleyecek miydin."

Deniz de gülümseyip kafasını salladı.

"Delisin sen."

Azra kollarını açtı.

"Ee, o kadar sözden sonra bir sarılmayı hak etmedik mi?"

Deniz'in gülümsemesi soldu. Dolan gözlerini saklamaya çalışarak Azra'ya sarıldı. Kızıl saçların arasına gömdüğü yüzünden gözyaşları süzülürken kısık sesle

"Çok korktum Azra."

Azra bir yandan Deniz'in saçlarını okşarken

"Biliyorum Boncuk. Buradayım işte, korkma."

Deniz kafasını kaldırıp Azra'ya baktı. Nefesi suratına çarparken

"Nasıl oldu bu? Neden kimse bir şey duymadı, sen neden bağırmadın?"

Azra Deniz'in suratını ellerinin içine alıp kahküllerini yana doğru çekti.

"Bilmiyorum Boncuk. Arkam dönüktü zaten. Zaten arkam dönük olmasa.. biliyorsun."

Deniz gülüp tekrar kafasını Azra'nın omzuna koydu.

"Bilmez miyim?"

Azra kafasını Deniz'e yaslayıp çaktırmadan saçlarının kokusunu içine çekti. Elleri Deniz'in sırtında dolaşıyordu. Bir insanın, başka bir insana bu kadar iyi gelebilmesi Azra Kaya'yı şaşırtıyordu.

Selaam, bu böyle sadece azdenden oluşan butik bir bölüm olsun istedim:) Malum gelişmelerden sonra yazasım geldi durduramadım kendimi. Okuduğunuz için teşekkürleeeeer



Sana GeldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin