MAHKUM

(3)

Öğlen  olmuştu ben öylece yatağıma uzanmış tavanı izliyordum. Bütün gece gözüme bir gram uyku girmedi. En son derin bir iç çekip dolabıma yöneldim. Kırmızı beyaz çiçekli dizimin biraz altında bir elbise giydim. Saçlarımı taradım çantam ve ayakkabılarımı alıp asağı indim. Babam hala uyuyordu annem ise mutfakta yemek yapıyordu.

-Annem.

-İdil.

-Babam nasıl oldu?

-Nasıl olsun ancak intihar etmeyi bilir gerçi onuda beceremiyor ya.

-Anne o ne biçim söz.

-Off İdil dayanamıyorum bu kadarı fazla. Keşke keşke bir çözüm yolu bulabilsem.

Derin bir nefes aldım ve anneme sordum.

-Eğer elinden birşey gelse yaparmıydın anne?

-Hiç tereddüt bile etmeden yapardım. Baban zaten her geçen gün biraz daha kahroluyor en sonundan gerçekten kendine birşey yapacak  vallah.

-Neyse anne ben bir arkadaşıma gideceğim. Sende üzme kendini.

Annemin yanaklarından öpüp evden çıktım. Bir taksiye binip Boran ın yolladığı adrese gittim.

Bir dağ eviydi bahçenin kapısında öylece durdun girersem bu kapıdan herşeyimi kaybedebilirim. Bu şekilde ne kadar kaldığımı bilmiyorum ama hava kararmaya başlamıştı. Ve ben hala bahçe kapısında öylece durmuştum. Bir an annemin söyledikleri geldi aklıma. Bahçe kapısını açıp evin kapısına doğru yürüdüm kapıya varınca kapıyı çaldım. Boran kapıyı açtı.

-Hele şükür sonunda içeri gelmeyi seçtin.

Demek beni izliyormuş. Beni içeri davet etti. İçerisi baya güzeldi. Öylece baktım Boran a.

-Demek teklifimi kabul ettin.

-Boran bak ben ... Yani benim hayallerim hedeflerim var sen benden çok büyük birşey istiyorsun. Eğer babama yardım edersen sana bir ömür boyu minnettar kalırım. Hatta... Hatta istersen Ali den... Ali den ayrılırım.

Boran beni sinir edecek bir kahkaha attı sonra aniden ciddileşti. Boğazını temizleyip yanıma yaklaştı.

-Ben sana teklifimi sundum bunu yapmak zorunda değilsin. Bu gece burda olacaklar ikimizinde isteği doğrultusunda olacak. Kimse seni zorlamıyor. Ayrıca Ali veya bir başkasıyla olman umrumda bile değil. Kiminle olmak istiyorsan  ol.  Kiminle evlenceksen evlen. Ben senin minnetini değil,

Kulağıma eğildi.

-Bakireliğini istiyorum.

Sonra kulağımdan çekilip sert bir ses tonuyla konuştu.

-Şimdi eğer bu gece anlaşmamız için geldiysen ne ala. Yok eğer yalvarmaya geldiysen siktir git burdan.

Ne yapacaktım? Göğsüm daralıyordu nefes alamıyordum ama aynı zamanda nefessiz de kalamıyordum. Ama çaresizce olduğum yerde kaldım. Boran sırıtıp yanıma yaklaştı.

-Bende öyle düşünmüştüm.

Saçlarımı yüzümden çekip dudaklarıma yapıştı. Elleri titriyordu dudaklarıda. Merhametsiz bir adamın böyle titremesi hiç normal gelmiyordu bana. Ben karşılık vermedim bir anda gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Boran bunu umursamadan boynumu öpmeye başladı. Ardından beni kucaklayıp odalardan birine götürdü kocaman yuvarlak kırmızı çarşaflı bir yatağa attı beni ve öpmeye devam etti. Onun yapılı bedenin yanında ufacık kalmıştım. Bir anda üstümdeki elbiseyi çıkardı. Utanıyordum hemde çok utanıyordum. O ise bu durumdan baya zevk alıyordu kendi üstündekilride çıkarıp dahada sardı kendine. İnlemeleri bana acı veriyordu. Ben ise bir an önce bu acı verici olay bitsin istiyordum. Boran her seferinde kulağıma eğilip beni sevdiğini söylüyordu. Her beni sevdiğini söylediğinde dahada parcalıyordu beni. Yüzüme batan sakalları kalbime batan cam parcaları gibiydi.
...