•YENİ OKUL•

13.1K 364 123
                                    


Sabah alarmın o boktan sesi ile iğrenç hayatıma,"merhaba."dedim. gözümü açıp, alarma vurup bilerek yere düşürdüm. Herkes nefret ediyordu fakat onsuzda olmuyordu...
tıpkı Aileme duyduğum duygu gibi;onlardan nefret ediyordum ama onlarsızda olmazdı...

Adımın İrem olması belkide bu hayatta Ailemin bana verdiği tek özel şey olabilir.

İsmimin anlamı hayatımın tam aksini ifade ediyor. Çünkü bu hayatta görmediğim iki şey var;huzur ve mutluluk...

Yataktan kalkarak,okula gitmek için dolabımda duran okul eteğimi ve gömleğimi çıkarıp yatağımın üstüne koydum. Odamda ki lavaboya doğru yürüyüp,elimi yüzümü yıkadım.

Çoğunlukla mavi renkte olan odama ufak bir bakış atıp,bugün okulda kursa kalacağım aklıma geldi. Yanii odamdan daha fazla uzak kalacaktım. İşkence gibi yemin ederim.

Üstümde olan kazağımı çıkartarak,okul'a ait beyaz gömleğimi giydim. Sonra altımdaki pijamayıda çıkartıp lacivert çizgili eteğimi giydim.

Kıravatı da giydikten sonra yatağımı toplayarak,odamın kapısına doğru yürüdüm.

Evde yalnızdım. Annem ve Babam çalışıyorlardı. Bir kardeşim de yoktu o yüzden akşama kadar bu evde yalnız oluyordum. Çoğunlukla odamda kalıyordum zaten.

Aşağıya inip dolaptan bir kaç şey çıkarıp,kahvaltı edecektim. Odama tekrar çıkacağım için,masamın üstünde duran çantamı almamıştım.

Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağıya inerken aşağıdan tıkırtılar geliyordu. Olduğum yerde durup,sesleri dinlemeye başladım.
Evde kimsenin olmadığını biliyordum ve korkmaya başlamıştım. Kesin bir hırsızdı,yok yok iki tane bence. Öldüreceklerdi beni,testere ile doğrayıp farklı farklı illere göndereceklerdi etlerimi.

Yutkundum ve dudağımı ıslattım. Korkudan şuracıkta ölecektim.
Ne olucaksa olsun artık diyerek,merdivenlerde olduğum yerden hareket ederek inmeye devam ettim. boşvermişliğin kaçıncı seviyesiydi bu?

Son basamağa kadar indiğimde,karşımda Annemi görünce bir hayli şaşırdım. Onun burda ne işi vardı?
İşte olması gerekiyordu. Hani o çok sevdiği işte. Ölüyormuşum gibi olduğunda bile gelmediği işinde.

İfadesizce suratına bakarak,

"Anne işe gitmedin mi?"diye sordum.. sonra bu söylediğim şeye pişman olarak kendime küfürler etmeye başladım. Yok gitti de,hayaleti burda gerizekalı İrem. Bravo sana ne kadar zeki bir kızmışsın sen ya.

"Gitmedim. Bir şey konuşmamız lazım."dedi. Kaşlarımı çatarak,ne olduğunu merak ettim.
Kesin ölüyordum herhalde yoksa,başka türlü neden evde olsun ki diye düşünürken bir ay öncesi geldi aklıma. Ölmüyorum geç bu şıkkı. Ölüyor olsaydım,bir ay önce de yanıma gelirlerdi.

Ayakta yorulmuştum önüne geçerken,yemek masasına çarptı gözlerim. Annem kahvaltı mı hazırlamıştı. Fark etmeden gülümserken,burda ne haltlar döndüğünü de merak etmiyor değildim..

kahvaltı masasını gösterip oturmamı söyledi,masaya oturup ağzından çıkacak olan kelimeleri bekledim. Fakat o sadece oturmamı söylemişti,onun dışında konuşmak için çaba sarf etmiyordu. Gözlerimi devirip,
konuşmayacağını anlayınca ben söze başladım..

"Eee ne konuşacağız?"dedim. Yutkunup gözlerime baktı,omuzuna gelen sarı saçlarını geriye atarak,konuşmaya başladı.

"Gidiyoruz."dedi. Nereye gidiyorduk? Madem beni düşünmüyorsunuz okulumu düşünün be. Nereye bile gittiğimi bile bilmeden bir yere gidecektik. Okuyacak mıydım onu bile bilmiyordum. Bunlar nasıl Anne ve Babaydı be?

KURALSIZ LİSE (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin