•BÜYÜK SIR•

6K 280 53
                                    


Arkamdan birinin fısıldamasıyla,gerçekliğe döndüm. Rüya falan görmüyordum,bizzat gördüklerim gerçekti.

"Bingo. Kuralsız liseyi merak etmişsindir. Etrafına bakınca soru işaretleri kalmıyor."dedi. Ses Cemin sesiydi. Saçma sapan konuşup,gene sinirlerimi bozmuştu ama o kadar haklıydı ki.

Annem beni nereye yollamıştı böyle,Nerden bulmuştu bu okulu,Neden bana bunu yapıyordu ki?

Cem'e dönmeden,"kuralsız lisede bunları yaşayacaktım,her daim etrafımda bunlar olacaktı. Peki benim ne yapmam gerekiyor?"diye sordum.

"Kural tanımaman."

Söyledikleri karşısında kaşlarımı kaldırdım,kural tanımamak ne demekti? Ben kendimden memnundum. Kuralsız muralsız olmam.

Kafamı sallayarak, kapıdan çıkan Burağa bakıp"sen nasıl bir pisliksin?"diye bağırdım.

Burak ağzını açıp konuşacaktı ki müdür onun sözünü kesip konuştu."düzgün konuş arkadaşınla"dedi."tabi ya özür dilerim arkadaşım."diyip içeriye girmeden,dışarıda olan Burağın omzuna çarpıp,Sınıfa doğru yürüdüm,sınıfa varınca sırama geçip,çantamı alıp emrelerin yanına geçtim..

Emre yana kayınca"emre yanında oturabilir miyim?"dedim. Yana kaydıktan sonra söylemem de gayet benlik bir hareketti. Seviyordum kendimi işte falan filan.

Emre kafasını olumlu anlamda sallayıp yanda duran cemin çantasını Cem'e fırlattı. Bu arada bunlar ne çabuk sınıfa dönmüşlerdi,Az önce benimle beraber müdürün yanında değiller miydi ya? Cin gibiler mübarek.

Cem çantayı hava da tutup eski yerime geçti.

Emre,Cem,Sevda,Tuana,Melis,Burak ve Metehan hepimiz aynı sınıftaydık..

Tarih Hocası sınıfa gelip yoklamayı alana kadar, kafamı sıraya gömmüştüm.

Tarih hocası erkekti,siyah saçları ve kahverengi gözleri vardı. Otuzlu yaşlarında olduğunu düşünüyordum. Giydiği siyah tişörtü ile kollarındaki kasları belli oluyordu... yakışıklı bir Tarih öğretmeniydi,normalde Tarih öğretmenleri kel olurdu. Ölülerin arkasından konuşmaktan,saçları dökülürdü. Bu hocaya işlememiş herhalde...

yoklamayı aldıktan sonra,gavura anlatır gibi ders nlatmaya başladı... Defterimi çıkarıp not almaya başlamıştım. Yazım ne güzeldi böyle,hem hocayı dinleyip,hem de yazıma iltifatlar etmek mükemmel bir yetenekti.. ah canım kendim.

Hoca aralıksız dersin sonuna kadar yazdırmıştı. Elim koptu be vicdansız...

Yazmaktan sıkıldığım için dersi kaynatmak istiyordum. Sonra nasıl yapacağımı düşünürken,aklıma çoğu insanın kullandığı bir taktik geldi. Sonuçta iyi bir taktikti ama hoca nasıl tepki vercekti düşünülür...

Dişlerimin arasından bir nefes verip,"Hocam"diyip ayağa kalktım.
Gözleri sesin geldiği tarafı bularak,"Efendim kızım"dedi. Kızım demesi çok güzel bir histi ama bu dersi kaynatmayacağım anlamına gelmez...

"Hocaam şey ölülerin arkasından konuşmak günah değil mi?"dedim. Çok klişe bir şey söyliyecektim ama gene ders kaynayacaktı. Razıydım be gülüm.

Hoca da "günah"diyince yaktım şimdi seni hoca gülüşümü yapıp konuşacaktım ki, sınıfta en nefret ettiğim kişi sıralamasında ikinci olan Meltem,sözümü kesip,"günahsa biz niye konuşuyoruz hocam"dedi.

KURALSIZ LİSE (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin