Sıkışmışlık Arefesi

22 2 0
                                    

İnanmak ve sevmek arbedesinin arasında sıkışmışlık,
inanmamak, fakat sevmek..
Sevmek, lakin inanmamak.
İkiside ömürden ömür götürücü
etki taşır heybesinde..

Biz insanlar,
kendimizi ne kadar da
fazla önemsiyoruz böyle..

Birde inanmak, sevmek,
ancak güvenmemek vardır..
Bu kişi,
çölde tek bir kırba suyu ile
kalmış ve o su her an
bitivecekmiş gibi
kaygılı uyanır sabahlara..
Suyuda içemez bitmesin diye,
hep susar.. Dili kopacakcasına..
Bitap düşer ve ölmemek için
yudumlanır ara sıra..
Susuzluktan değilde,
gamdan ölür..

Suyuda dolu ibrikle,
cesedinin yanında durur öylece..
kokar, tükenir..

Gamdan ölmek bilir misiniz?
Gerçek bir tabirdir. Mecaz değil..

Birde sevmek, ancak inanmamak
ve güvenmemek vardır..
Bu kişi yedinci kattan düşse
daha az acı hisseder belkide..
Çünkü bu kişi hergün düşer..
Hatta düşecek kadar yükselemez..
Hele iradesi zayıfsa,
keskin kararlar veremezse,
sevgisinin esaretinde hallaç pamuğu
gibi olur..
Aklı döver biçer makinesinde
sıkışmış kalmış gibi
yer bitirir kendini, zihnini, bedenini..

Öğünlerde aş yerine damaklarını yer..

Birde hem seven, hem inanan,
hem güvenenler vardır..
Onlara türk kahvesi söyleyin ve
kumanda uzatın..
Arkasına yastık koyun,
ayaklarını
çiçekli leğenlerde yıkayın vesselam.

Birde sevmeyen,
ama sevilmek isteyen,
güvenmeyen,
ama güvenebilmek isteyen,
inanmayan ama inanılmak isteyen
bir çete vardır..

Bunlar genelde falcılarda arar
kısmetini..
Falcı zaten bedbaht olmuş..
Yüzüne nursuzluk çöreklenmiş,
meymenetsiz kalmış..
O kisi bu falcıya dahi tepeden konusur..
Bak bak ne görüyorsun?
Falcı bu enayiden almıştır daireyi..
Ne dese yapar..
Arabada alacaktır zira..
Hele zenginse bu vasiftaki biri,
zengin eder falcinin yedi sülalesini..
Zira begenmez kimseleri..
Bu seytan falının fincanindan
canli kanli biri ciksa,
aradigin benim dese,
ustun basin kahve olmuş der yine begenmez..
Baska fincandan da çıkmışsındır sen der..

Bu tip paronayak ruh hastaları zindan eder herkese hayatı..
Yolda yuruyemezsiniz huzurla..
Oraya bakma, buraya bakma,
kafana cuval gecirsen bu defa da
sana niye bakiyorlar der..
çöp poşetlerine koyup,
nefes alacak delikler açarak
uzaklara götürüp bırakmak gerekir
bunları..
Bir kış geçirsinler sonra getirip salın toplum içine..
InsAllah şifa olur..

Hababam sınıfı vardı çocukluğumda orada bir karakter şöyle derdi
Buraya yazmaktan haya ederim kusuruma bakmayın affola
Şöyle derdi,

"Eşşoleşşekler"

Zerre kadar gurur bilmezler,
herkesi kendileri gibi bilip
incitir dururlar yol arkadaslarini..

Sevgi..
Saygi..
Dostluk..
Sirdaş olma kavramları rafa kalkmisti..
Simdi o raf dahi sokulup atildi..
Diziler ve dunya durumu sagolsun..
Asalet kul gibi uctu nicelerinden..

Yiğit adam,
hangi avluya atını itini
baglayacagini bilir..
Simdi sırtlan gibi olmuş niceleri..
Dedikodu, insafsizlik, giybet,
koguculuk, sahtekarlik, ihanet,
iftira, uzerine vazife olmayan herseye
burun sokma, hap yap para kap,
adaletsizlik, maneviyatsizlik,
töresizlik, adabi muaseretten
nasipsizlik almis basini gitmis
dunyamizdan..

Insanlar kendilerini melek,
cumle alemi seytan bellemis..
Herkesin imtihanda oldugunu,
insanin kendi nefsini islah ile oyalanacagini unutmus..
Sanki kusursuz olmusta aleme caka satar olmus nice ham kisiler..
Acilsa gozden perdeler ne vahset
ne dehset bir nefsi var görüp belki
korkudan can verecek..
Lakin o unutmus bunu..

Hizmet efendiler,
insanliga hizmet gerekli..
Ayirim yapmaksizin..
Sahi Naksibendi hazretleri
yillarca insanlara,
yillarca hastalara, yaslilara,
yillarca hayvanlara,
yillarca cevreye yollara dogaya
hizmet etmis..

Oyle bir manevi hale geldi ki
Mubarek Pirimiz,
yolda bir börtü böcek görse
edebe geçer ve önce o geçsin diye
bekler ona yol verirdi..

Bu yol kolay degil..
Er meydani bu yol..

Ne buyurmus Büyüklerimiz,

"Bizim yolumuz dikenlidir,
Ayağını seven gelmesin.."

Mevlâ bizi insan gibi insan eyleye..
Amin

Vesselâm

MANALARI DÜZGÜN AKLEDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin