MANALARI DÜZGÜN AKLEDİN

Gönlümüz biraz gafil kaldı affoluna..

Sabaha yağmurla uyanırsınız..
Alacakaranlıktır hafiften..
Yaşamaktan
yazamaz,
  yazmaktan yaşayamazsınız..
Köyümü düşünüyorum..Uzun çeşme önüne
dizilmiş inekleri..Boyunlarında şıngırtılar..
Avcı yeleğinde bir çoban,
yanında yorgun çoban köpeği..
Sanki ayağımda 2 liralık
rengi atmış ruhsuz bir çorap değilde,
babannemin ördüğü yün çoraplar varmış gibi..
Hissediyorum..Isınıyorum..
Kaybettiğimiz dedelerimiz,
babannelerimiz bir günlüğüne dirilse ve
biz hep beraber köyde bir öğünlük kurulsak
yer sofrasına..
Nefesimiz kesiliyor..Çam kokusunu çekerek
büyüseydik ciğerlerimize,
belkide kesilmezdi diyorum..
Kozalaklar toplasaydık sırtımıza..
Yaş odunlara deymesin ucu diye
Yunusca sarsaydık ağzını baltamızın..
Hindiler karşılasaydı bizi..
Ahududu muydu o küçük daldan topladığı babannemin,
yoksa böğürtlen miydi? Bilmiyorum..
Kırmızıydı ve kısa bir dutu anımsatıyordu..
Birazdan tarhana çorbasıyla başlayacak
gibiyiz güne..
Yada akşam ananemizin sütlü çorbasıyla
sahur mu yapacağız? Rahmetli dedem ve tüm aile fertleri tek tasa kaşık vuracağız..
Korna sesleri boğucu..
Lisanları değişik ve ruhlu değil..
Şehirler boğucu ve ruhsuz..
Gurbetteyseniz eğer,
kurulmazsınız sofraya..
Birşeyler atıştırır ve birşeyler unutur
alalacele çıkarsınız..
Gurbetin bin akıllısına değişmezsiniz,
köyünüzün bir delisini..
Nefesinizden buğulanan otobüs camında
uyuyakalmışsanız,
nerede ineceğinizin bir önemi yoktur..
Calvin klein markalı siyah çantalılar,
hadi geldik diye uyandırmazlar sizi..
Şöfor olmasa, günlerce uyuyabilir,
hatta farkedilmeden
gönül rahatlığıyla ölebilirsiniz..
Rüzgarlarda savrulursunuz ve
ayakları size çarpıncaya dek,
rahatsız etmezsiniz kimseleri..
Köyümü düşünüyorum..Uzun çeşme önüne
dizilmiş inekleri..Boyunlarında şıngırtılar..
Avcı yeleğinde bir çoban,
yanında yorgun çoban köpeği...

Vesselâm