MANALARI DÜZGÜN AKLEDİN

-Akıl Küpünden Akletmek Çıkmaz İse-

Akıl öyle bir silahtır ki,
insan onu ya lehine, ya aleyhine kullanır.
Aklın renksiz ve tatsız tohumu atılırsa insana temelde, insana bırakılır tercihi..
O tohumu yeşertmek ve hizmetinize almak sizin elinizdedir..
Bir oba gibi düşünün..
Dilerseniz imparatorluk yapın,
dilerseniz oba olarak bırakın yada onuda tarumar edin..
Yada şer yayan bir imparatorluk yapın.
Dilerseniz adalet dağıtan bir imparatorlukta yapabilirsiniz..

Zira halk dilinde akıl yürütme dediğimiz işleyiş, felsefik olarakta 3 kısımdır..
Biz oraya şimdi girmeyeceğiz..
Akıl yürüterek kar topu misali, erimez bir kaya sertliğine dönüştürülebilir..

Peki bu akıl tek başına işe yarar mı?
Hayır!

Herkesin aklı var efendi! dese biri,
yanlış birşey söylemiş olmaz..
Ancak herkes aklını aynı şekilde kullanır dese, yanlış bir cümle kurmuş olur.
Bu ancak bize bahşedilen beyin için kullanılabilir..
Kaldı ki onuda süsleyen akıldır..

Peki akletmek nedir?
Yüce kitabımız Kuranı Kerimde akla vurgu yapan onlarca (tahminim 70 küsür) ayet vardır..
Bazıları der ki; Cehenneme giden ebu cehilde çok akıllı biriydi.. Evet akıllıydı ama başta söylediğimiz gibi, şer dağıtan bir aklı vardı..

Üstadım birgün bu fakire şöyle dua önerdi;

Evladım, şöyle dua et..

"Ey Ulu Allah'ım (Celle Celaluhu,
Aklımı nurlandır, gönlümü nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, etrafımı nurlandır.." ve devam ediyor..

Demek ki akıl tek başına hayrımıza değildir.
Akla nur lazımdır. Göz vardır hakka bakar, bakmakla kalmaz hakkı görür..
Gönül vardır görür hakkı kabul etmez..
Nurlu ise kabul eder. Yetinmez idrak eder..
Yetinmez fikreder, amel eder.. Yetinmez sadakat gösterir..

Akıl denilen bahşedilen,
kimde varsa o kişi imtihandadır..
Akıl nurlanmadığında ve çok olduğunda, nursuz akıl putlaşmaya müsaittir..
Aklına aşırı güvenenler, o aklı içlerinde putlaştırırlarda, farkında dahi olamazlar.
Bir zaman sonra bu dillerine yansır..

Ve yüce konularda, yani evvela İslami konularda yahut terimlerde şöyle konuşmaya başlar cümlelerine;
"DERDİ KAFİR
DERDİMİ KAFİR BELLEDİM
birde mukaddes mübarek görmeler ayrı bir açılası konu..
BENCE .. şöyle..
BENCE, böyle..
BENCE yada BİZCE yoktur aslında.."

Allah Celle Celaluhu neyi murad etmişse o vardır. Hak ile batıl apaçık bellidir ve ortadadır..
O halde bize düşen, aklın ötesinde olan ve aklın sahibi olan Zât-ı Zülcelale karşı akıllılık taslamamak..
Ve yazdığımız satırlara dikkat etmek..
O'nun uçsuz bucaksız merhametine karşı merhametlilik taslamamak..
Ve bize düşen en akıllıca hareket,
elimizden geldiğince Hakka ve Hakikate teslim olmak..

Aklımıza nur dileyip,
İçimizdeki putumuzu yer ile yeksan etmek..
İşte o vakit akledenlerden olabiliriz inşAllah..
Allah azze ve celle buyurur ki;
Kimin derdi dünya olur ise
Onun dünya kadar derdi olur,
Kimin derdide Allah cc olur ise
Onunda bütün dertlerini Allah cc satın alır(yani sahiplenir)
Büyüklerimiz bu mübarek dertleri için
Demişler ki,
Biz bu DERTten ölmeyeceğiz
BİZ BU DERTLE öleceğiz.(Dertleri hastalıkları yalnızca ALLAH azze ve celle)
Derdi kafir bilenlerin en kısa zamanda
Gerçeği akletmeye davet ediyor ve
Selam ediyorum
Vesselâm