Sarı domuzun ülkesi (+13)

94 15 2
                                    

Evde avradına söz geçiremeyen ülkemize sarıyor.
Rehabilitasyon merkezi gibi olduk.
Eceli gelen it misali dolanıyorlar etrafımızda..
Sarı domuz yine tehdit ediyor Türkiye'yi.

Bunların huyudur, bayramlara kan düşürmek..
Dikkat ederseniz eğer,
Filistin'e özellikle bayramlarda saldırırlar.

Kıymetli Arkadaşlar;

Aslında sarı domuzun  siyasi dili bu olmamalı.
Bu şekilde konuşuyorsa, farklı birşeyler var.
Daha zıt düşünün..

Sarı domuzun başkan olduğu ülke,
eli bol maşalı ve sinsi,
karekteristik açıdanda fahişe görünümdedir..
Manevi pencerede rengi kırmızıdır.
İblise ruhunu satanların ve iblisin bizzat
görüşerek anlaştıkları insanların dünyadaki
deney maşalarıdır orası..
O insanlar ki (insan görünümlü şeytanlar)
savaş çıkarttıkları ülkelerin mültecilerinden (günahsız çocuk olmak zorunda)kanını akıtıp bedenlerini yıkayarak gençleştiklerini,
arındıklarını düşünürler..
Keçi kanı akıtanlar ayrı.
Bunlar insan kanı severler..

Ayrıca bu (sarı domuzun maşa ülkesi)
yayar dünyaya hastalıkları..
Garip hastalıkların, garip hadiselerin
mucidi onlardır..
Daha detaya girmeyelim..
Aklınıza gelip gelecek ne kadar canice iş varsa
olağan dışı olan,
piyasaya sürülme işi onlara ihale edilmiştir
yıllar yıllar önceden..

Ayrıca ortadoğu ve afrika vb ülkelerde
köstebek gibidirler. Yani yer altı..
Bazı özel sandulara giden haritalar(!)
Son ortadoğu haritası alanı,
yeni dünya haritasında çizilmişti.
Lakin Türkiye bu haritaya çomak soktu..
Müttefiklik hikayesi sadece kullanma amacıydı.
Gücümüzü kullandılar daima..
Piyade gördüler bizi.
O dönemler tepe subaylardan tutun her alanda
bunların maşaları vardı.
Son darbe girişiminden sonra afalladılar..
Akebindeki harita planlarıda bozuldu..
Ankara'nın; Besleme değiliz biz!
ve artık bize tasma takamayacaksınız!
açıklaması boş bir meydan okuma değildi..

Gelelim ülkemize;

Türkiye şuan şahlanış nalları çakılan
at vasfındadır..
Körler bunu kabul etmez.
Şaşı bakanlarda atı eşek görürler.
Ta ki nalları  aşlarına yiyene kadar..
O vakit iki iki görünür birde bir..

Bazı kanı kaynayanlar diyor ki,
gel ulan ameriga.. Topunuz gelin lan, falan..
Samimiler evet ama, hafif bir tebessüm oluyor..

Yok öyle bir dünya..

Ne dedik? Eli bol maşalıdır..
İblise ruhunu satanlar,
bizzat iblisle yönlendirilir..
Sinsidir ve rengi kırmızıdır..
Başkanları yönetmez orayı..

Dinimize göre şöyle;

"Şeytan size ummadığınız yerden saldırır."

Yani şeytanın çocuklarıda ondan talimat alacak..
Ummadığımız yerlerden saldıracaklar..
Ayrıntılara ve detaylara dikkat..
Ve şuursuzluk, umutsuzluk,
galayana gelme, her türlü provokaayonlara
dikkat..

O lanetli domuz ülke, sırtlan çetesidir.
Yabani köpekleri bilirsiniz, 
düşen aslana giderler.
İlk ateş eden aslında onlar değildir.
Yolda yediğimiz bir etle zehirleniriz.
Sonra sendeleyince yaban köpekleri gelir
etrafımıza..

Bazı kibar katil vasıflıların,
zehri bizim içimizi sarar.
Ardından bunlar kıskıslanır üzerimize..

İç mevzulara dikkat edin.
Şuan cart curt yoktur.
O bu yoktur.
Görüş yoktur.

Dost ve düşman/beyaz ile siyah vardır, NET!

ve dünya kaynayan kazan demiştik şimdiye kadar..
Şimdi değiştiriyoruz bu söylemi..
Kazan taşıyor..
Vazifeliler vazifesini bilecek..
Herkese bir vazife düşecek..
Kırmızı suratlı fahişeyi kendi patronu yem
olarak atacak..

Çünkü kirli maşada artık tutulacak yer kalmadı..

Son asırda tüm kirli ve arsız işler o maşayla yapıldı.
An meselesi ki tutan el göründü görünecek..
Maşa ateşte fazla kalınca, tutan kanlı eller
o maşayı  atmak
zorunda kalacak..

Biz maşaya ateşiz..
Böyle imiş yazgımız..

Safları çok çok sıkı tutunuz ve bundan sonra siyaset adı altında devlet aleyhinde olanlara prim vermeyiniz..
Bu cümle çok önemli..
Kesinlikle prim vermeyiniz..
Böyle dönemlerde sinsi sinsi alt oyuyorlar.
Tamamdır artık millet seçimini yaptı.
Devlet başka siyaset başka.
İş ciddileşti.
Dünya kaderine gidiyor..
Daha zor daha sarp yokuşlarda
sırtımızdan bıçaklayacak olanların
bıçakları şimdiden köreltilsin..

Ve safları çok ama çok sıkı tutalım.
Herkes vazifesini namus bilsin ve öyle sarılsın.
Serdengeçenler kazanacaklar!

Ve hep birlikte birgün;

"Hak geldi, batıl zail oldu diyeceğiz inşAllah.."

Bu hakikatın kor ateşini,
sisli ormandaki tüm kuru odunlar,
bizzat idrak edecekler vesselâm..

MANALARI DÜZGÜN AKLEDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin