Kıymetli Genç Arkadaşlar; Yaklaşınız..

39 7 3
                                    

Buna benzer bir yazıyı
evvelce seneler öncesinde paylaşmış bugünde kudüste yaşanan hadise hakkında bir durum değerlendirmesi yapmak,dua edivermek geçiverdi gönlümüzden..

Bu yahudilerin huyudur bayrama yakın pislik yapmaları.
Öncelikle,
hazımsızlık neticesinde başlarına gelecek felaketlerden,
Allahu Teala Hazretlerinden bizi bir memur kılmasını ve bizi vesile eylemesini niyaz ediyorum..

Bir olay vardı,
Alemlerin Efendisi Efendimizi sav,
Hayvanlarda tanırdı ve itaat ederlerdi..
Tasdik ederlerdi ve hatta görmek için can atarlardı..

Bir yere teşrif buyursa, kendi aralarında kendi lisanlarıyla hemen birbirleriyle konuşurlardı..

Eğer o hayvanlardan istifade eden sahipleri,
onlara eziyet ederlerse,
o hayvanlar gelip Resulullah Efendimize şikayet ederlerdi..

Birgün Efendimiz Aleyhisselama Uteybe isminde bir pislik, hakaret ederek saldırı yaptı.
Mübarek Efendimizin gömleği yırtıldı.
O rezil, o çirkef ve zorba kişi,
Kainat Sultanından Ah aldı !
Bazı şeyler vardır ki bazı şeyleri ısrarla çağrır insanlar..

Ve bazı edepsizliklerde vardı ki,
insanı helake götürürdü..
Efendimiz Aleyhisselama (haşa) hakaret,
İKİ CİHAN AZAPTIR. DÜNYADA FECİ SONDUR.
Meneviyatta o kişinin fişi çekilir.
Bu İslam ve Peygamber düşmanı nasipsiz,
zalim kişi için, Vahşi bir hayvanın parçalayacağı
o mübarek iki dudak arasından bir defa çıkmıştı..

Onu vahşi hayvanlar parçalayacak!
diye haber verilmiş oldu..

o nasipsiz, o nursuz, o bedbaht kişiyi yakınları çok çok aşırı tedbirlerle korumaya aldılar.
Babası ebu leheb iman etmiyordu ama biliyordu ki
bu ah ediş bela getirirdi..
Basbayada biliyordu ki duası ve bedduası anında
yerine gelirdi Efendimizin..

Bu kaba, edepsiz Uteybe, tacirdi..
Şam'a gidiyordu..
Hemen bununla vazifeli olan arslan
harekete geçti ve bir kervanın yakınlarında
biraz turlayıp çekip gitti.
Telaşe kapladı Uteybe'yi.
Dedi ki, Muhammed'in dediği gibi,
herhalde beni parçalayacak arslan bu.
Çölde ıssızlık hakimdi..
Hani akrabaların dercesine meydan okudu
arslan.. Psikoloji bozar gibi geldi,
gözüktü ve gitti..Ruhen darmadağın etti onları.
Yakınları hemen Uteybe'yi etrafını sarıp,
onu ortalarına alıp o şekilde uyudular..

Arslan vazifeli.. Akıllı mı ki onca kişiden bulsun onu? Tabi bu iş akılla olmuyordu !
Arılar da bize bayılmıyorlar belkide..
Hatta sokuyorlar yaklaştığınızda..
Ama emir gelmiş.. Bal yapıyorlar titiz bir şekilde..

Gelelim o vazifeli Arslana..

Yaklaştı geceleyin uyuyanlara..
Gören olduysa dahi yarı uyku hali,
ani hareket edemedi! Çünkü arslan koklaya koklaya geçiyordu insanları..
Bir iki kişi uyanıksa dahi ani bir ses ve hareket
dikkati ona çekerdi !
Arslanın kimi aradığı belliydi !

Buldu o pisliği !
İlk ısırığı orta ortaya tam suratına öyle bir attı ki,
sesi dehşet vericiydi ! Yüzünü bir iki saniye
içinde parçalayıverdi..!

Kimse Arslana hoşt bile diyemeden büyük bir şok geçirirlerken, Arslan heybetle ve sakince
yoluna devam etti !

Sanki giderken de şöyle der gibiydi :

"Efendimize sav karşı densizlik ederseniz,
şehirlerinize kadarda dört koldan gireriz!
Ey müşrikler ! İman etmiyorsunuz bu zorla değil !
Lakin terbiyesizlik etmeyin ! O'nun bir emrine bakarız,onun baktığı yöne yol olur,can oluruz can alırız der gibiydi arslan , der gibi olalım bizde,
her işimizde ve yaşayışımızda inşaallah "

Ve onu üzecek herhangi bir durumda, fikir teatisi yapmaksızın ,
hesap yapmaksızın, Alemlerin Efendisi Efendimize Akabede söz veren o Ashab gibi bizde gerektiğinde Allah ın cc inayetiyle öyle bir durumda onun mübarek yüzünü astırmamaya dikkat edeceğimize söz verir ve Mevlamızdan yardım taleb ederiz..

Mescidi aksada,
hanım garındaşlarımıza, hanım bacılarımıza zülmedip bununla gösteriş yapmak isteyen ey kafir topluluğu,
Biz başımıza o gelecek halifeyi tüm zerrelerimizle beklerken,
sizinde böylesi büyük bir özlemle beklediğinizi bilmiyorduk..

Va Mutasımah..

O gün o haber Mutasımahın sarayına ulaştığında,
nasıl ki o gün,
bana o kadını kurtarmadan yeme içme yok dediyse,
Alal acele hazırladığı Komutanlık ettiği orduyla şehri fethedip kadını kurtardıysa,
Allah cc bizede o şuuru ve idrakı versin muhterem kardeşlerim.
Allah cc bize Ümmedi Muhammedin hanım bacılarına uzanan elleri kırmada bizi o memurlara önder kimselerden eylesin..

Ne güzeldir şu söz,
Küllü atin karib..

Allah cc bize o günleri göstertsin inşaallah..
Kainatta yaptığımız tüm hayr işlerimizde hareket ve sekaratımda Alemlerin Efendisnin keyfini getirtmeyi Allah bizede ikraru ikram eylesin inşaallah..

Bilinir ki Efendimiz Aleyhiaselam, kainatlada irtibatta idi..
Eşyalarda O'nu tanırdı.
Ondan ayırılan kütük, ağlayarak kendini
perişan edip inledi..
Acısını ve feryadını insanlar dahi işitti..
En sonunda Efendimiz onu teselli ettide,
oracığa gömdürevirince rahatladı..
Zira ayrılmamıştı..
Bir kütük kadar olamayan kalplerimize
Allah acısın..

O Güzel Nebi bir yere ayak bastığında,
mübarek ayaklarının dokunduğu yer,
dokunmadığı yerlere karşı övünürdü..
Herşeyin zikri var..
O bir yere dokunduğunda
o dokunduğu yer bunu hisseder cezbeye gelirdi.
Bir hayvanı sevse, elini o hayvanın sırtına dokundursa, o hayvan çok mutlu olurdu.
Sırtı yere gelmezdi..

O'nu büyüten, "Annemden sonra annem"
buyurduğu Hazreti Fatıma Binti Esed (Radıyallahu Anha) vefat ettiğinde, O'nun kabrine girip uzandı..

Toprağa dedi ki;

"Ey Toprak! Sakın ha..Anamı sıkmayasın.."

Bunu söylerken toprağın köşelerine elleriyle dokunuyordu genişletir gibi..

Efendimiz (aleyhisselam) çok duygusaldı.
Çok nazikti, çok zarifti..
Çocukken oynadığı yerleri ve oynadığı arkadaşlarını yaşı ilerleyincede anardı.
Koyun güttüğü yerleri unutmaz, anlatırdı..

Allah cc bizede vefada Ona benzemeyi nasib eylesin..
Vefanın manasına erip cümle sevdiklerimizle bilhassa aile efradımıza karşı hakiki bir muhabbet ve vefa ile yürümeyi Allah cc bizede nasib eylesin..

Vefa demişken Ondan bir örnek ile yazımızı noktalayalım inşaallah,
Mesela, Efendimiz Aleyhisselamı
nasipsiz müşrikler Mekke'den zorla çıkarttıklarında,
o hicret ederken Mekke'ye doğru dönüp şöyle hitap etti ;

"Ey Mekke, sen Allah katında yeryüzünün en hayırlı ve bana en sevimli yerisin; eğer çıkmak zorunda bırakılmasaydım, senden ayrılmazdım.."

Ruha bakar mısınız?
Şehre hitap ediyor..
Vefaya bakar mısın,
bakar gibi yapmayacaksın
Vefaya bakacaksın,
bu Vefada kaybolacaksın,
gerekirse yok olacaksın..

Efendimiz Aleyhisselam kullandığı asasını dahi sıradan bir sopa olarak görmez,
onun dahi hakkını teslim eder,
kullanıp bir kenara atıvermezdi..
Detayları geçivermezdi..
Kelimeleri çok güzel ve olumlu seçerdi..

Ve son olarak şu güzel hadiseyi hatırlayalım..

O nazik Nebi, Güzide Ashabınıda böyle ince fikir sahibi olarak yetiştirdi..

Ashabından Kaab Bin Eşyeme'ye (r.a) yaş konusunda sordular ;

Sen mi büyüksün, Resulullah mı?

Cevap çok manidar, ince ve derin, ders niteliğindeydi ;

"Resulullah benden büyüktür..
Ben O'ndan daha eskiyim.."

Allah Teala cümlemizi Efendimiz Aleyhisselam hürmetine ince fikirlilerden eylesin ve
İstikametten ayırmasın..
Amin.

Vesselâm

MANALARI DÜZGÜN AKLEDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin