-Gizem? Gizem?" yavaşça yanağıma aldığım nazik darbeler beni uykunun kollarından çekip aldı. Başımı kaldırmadan etrafa bakınmaya başladığım gördüğüm ayın ışığı vurmuş siyah sular ve Doruk'un gömleğiydi. Başımı kaldırabildiğim kadar hızlı kaldırdım.
-Ah. Özür dilerim."
-Hadi kalk. Seni eve bırakayım." Beni kaldırırken yattığım tarafla değil sol eliyle kaldırmıştı.
-Saat kaç?
-Bir buçuğa geliyor.
-Yani yaklaşık bir saattir omzunda yatarken beni uyandıracak tek hareket bile yapmadın mı?" düşünür gibi yaparken iskeleyi yarılamıştık.
-Aslından bir ara telefonun çaldı ama açmadım ve seni arayan kızlarmış. Daha sonra beni aradılar. Onlar başka bir yere daha gidip dağılcaklarmış. GElip gelmeyeceğimizi sordular. Ben de seni eve bırakacağımı söyledim. " düşüncelerim yavaş yavaş yerine oturmasına rağmen adımlarım düz gitmiyordu. Doruk'tan destek almak zorundaydım.
-Kim kim?
-Sadece Ecem Ömer ve Sedat eksilmiş. Diğerleri olduğu gibi oradadırlar şimdi." Yani Berk hala o kızla beraberdi. Kafamı sallayıp farkında olmadan hala elimde taşıdığım şişeden bir yudum aldım ama ısınmıştı. Sonun kuruyan dudaklarım kendine gelmişti. Doruk köşedeki taksi durağından bir taksi çağırdı. Ve binmeden önce kısa mesafeyle ilgili bir şeyler söyledi. Buradan yürüyeceğimiz sadece on beş dakika varken bile taksiye binmemiz en akıllıca olanıydı. Eve vardığımızda benimle beraber indi. Ben hala uykulu yürüyordum. Anahtarım yanımda değildi ve evin hiçbir ışığı yanmıyordu.
-Anahtarın var mı?
-Aslında yok ama arka kapının anahtarını bir yere gizlemiştim. Eğer hala oradaysa..
-Tamam yürü hadi.
-Sen git artık zaten anahtar yoksa birini uyandırmak zorundayım." dediklerime kulak asmadan benim yönlendirmeme uydu ama resmen beni o taşıyordu. Arkaya geçtiğimizde anahtarı oradaki saksının içinden alıp kapıyı açtım.
-Gelmek ister misin?
-Ayakta zor duruyorsun. Hadi git de yat." Beni omuzlarımdan kappıya çevirip içeri ittirdi. Girdikten sonra tekrar döndüm.
-En azından sarhoşluk sınırım tek kadeh değilmiş." Evet değildi şuan sadece yorgunluğumdan ayakta uyuyor belirtisi gösteriyordum. El sallayınca arkasını dönmüştü ki seslendim.
-Doruk?
-Hı?
-Senin yanında sarhoş olabilirim." bir anlık düşünceli ifadeden sonra yüzüne zor bir gülümseme yerleştirdi. Arkasından kapıyı yavaşça kapatıp kilitledim. Merdivenlerin önüne geldiğimde korkuyla yukarı baktım. Bunları nasıl çıkacaktım?
-Gizem?" IIIIIIIıııııııı!!
-E-efendim baba?" Ben daha üç basamak çıkamamışken babam merdivenleri inerek yanıma gelmişti. Merdivende durup konuşmayı sevmediğimden çıktığım o üç basamağı da indim.
-Saatin kaç olduğunu biliyorsun değil mi?
-Evet baba. Üzgünüm.
-Neredeydiniz?
-İskelenin orada yeni bir yer açılmış. Sınıfın yarısı oradaydık.
-Tamam. Bir dahakine bu kadar gecikme. Telefonlarımızı da açmadın.
-Arayan siz miydiniz?Ben bilmiyorum. Telefona bakmamıştım." kafasını sallayıp sorun olmadığını itiraf etti.
-Uyuyacak mısın?