7.Bölüm "Sessizlik"
Okul için tam vaktinde kalktım demeyi çok isterdim ama öyle bir şey olmadı. Çalan alarmı kapatıp tekrar uykuya daldıktan yarım saat sonra hizmetçimiz Melda hanım beni uyandırmıştı. Saati farkederetmez kalkıp sabahki rutinleri tekrarladım ve giyindim. Elime ilk gelen pantolonum olduğundan onu giydim. İçimdeki ince tshirtin üzerine gömleğimi geçirdim. Saçlarımla uğraşacak vaktim bile yoktu hızla taradıktan sonra bileğime bir toka doladım. Odadan çıkmadan önce petrol mavisi hırkamı üzerime giyip çantamı kaptım. Çıktıkta sonra telefonum için geri döndüm. hangi ara giydiğimi bilmesem de merdiven başıda ayakkabılarımı giyerken çoraplarım ayaklarımdaydı. Koşarak merdivenlerdn inerken düşmekten kurtulup son üç basamağı atladım. Babamın kapıdn çıktığını görnce peşine takıldım. Khvaltı yalan olmuştu tabiki. Derse sadece yedi dakika kalmıştı.
-Baba beni okula bırakır mısın? Geç kaldım.
-Geç bakalım." şoförü annem kullanıyordu genellikle. Babam öne geçince yanına oturdum. Üç dakika sonra okulun önündeydik. Bu üç dakikayı verimli kullanmaya çalışıp saçlarımı kamptaki gibi topuz yaptım ve babama batırmamaya çalışarak parlatıcımdan biraz dudağıma sürdüm. Babam okulun önünde durduğunda inanılmaz bir neşe içindeydim. Uzanıp onu yanağından öptüm ve koşarak okul binasına girdim. Binanın içine girdikten sonra adımlarımı yavaşlatıp sınıfa çıkmadan önce kantinden su almak için sağ tarafa yöneldim. Kantinden girerken para çıkarmak için başımı eğmiştim ki biriyle çarpıştım. Elinde sıcak yeni alınmış çay taşıyan Doruk!
-Kahretsin!" Başımı kaldırıp ona baktığımda şaşırmama vakit kalmadan acıyı hissetmiştim. Sol kolum dirseğimden itibaren yanıyordu ve gömleğim tenime yüzlerce iğneymiş gibi batıyordu.
-İyi misin?" Doruk elinde neredeyse boşalmış bardağı yanımızdaki çöpe atıp kolumu incelemeye başladı. Ben bakamayacak kadar çok acı hissediyordum.
-Gel revire götüreyim seni." hiç bir şey söylemeden arada kolumu üflüyor bu yaptığımın işe yaramamasına kızıp ynımda sallıyordum. Tabi bir de Doruk'un beni revire yönlendirmesine izin veriyordum. Yanlarından geçtiğimiz birkaç kişi bize baksa da çoğu kişi çalan zille sınıflara girmeye başlamıştı. Revire girdiğimizde hemşire elindeki telefonu kapatıp yanımıza geldi. Üzerimdeki gömleğin kolunu sıyıramayacağımı bildiğimden ondan kurtuldum. hemşire Yanık kremini bulmakta zorlandığından kolumu suyun atında tutuyordu. Sonunda bulduğunda bir dakika geçmemiş olmasına rağmen bana çok uzun gelmişti. Kolumu sargı beziyle kurulayıp kremi yavaş hareketlerle sürdü. Kremin anında verdiği rahatlıkla derin bir nefes alıp haa kpının önünde duran Doruğa döndüm. Elini inceliyordu.
-Sen de yanmışsın." kafasını kaldırıp benim onu izlediğimi görünce elini arkasına sakladı.
-Önemli bir şey değil. Hissetmiyorum bile. " konuştuklarımızı duyan hemşire Doruk'un yanına gidip elini çekti. Buradan bile kızardığı belli oluyordu ve tüm parmaklarına yayılmıştı.
-Önceden söylemeliydin. Krem etkisini göstermeyecektir." Hemşire bende yaptıklarını onda da tekrarlamaya başladı. Tabi bu sırada bana dönüp aynı kremin küçük tüpünden verdi.
-Bunu iki gün daha birer kere sürersen hemen geçer. Şimde sınıfına gidebilirsin. İzin kağıdını Doruk'la yollarım.Adın neydi?
-Gizem. Teşekkür ederim." kapıdan çıkarken kızarmış eline krem sürülen Doruk'a döndüm.
-Özür dilerim ve geçmiş olsun." önemli olmadığını gösteren bir ifadeyle sağlam olan elini salladı. Ben de daha fazla oyalanmadan sınıfa çıkan merdivenlere yöneldim. Havalar bu ince tshirtle dolaşamayacağım kadar sağuktu. Merdiven başında durup gömleğimi giyemeyeceğimden hırkamı olabildiğince kurumakta olan kreme değdirden giydim. Kollarım dirseklerime kadar çekiliydi. Gömleğimi çantama soktuktan sonra çantamı omzuma alıp sınıfın kapısını çaldım. Dersi anck hocayı görünce hatırlamıştım. Fizik! ne süpriz. Şansıma kendi halinde bir öğretmendi. Yerime geçerken Berk'e bakmadan edemedim. Ben ona bakınca başını öne eğip defterini karalamaya devam etti. Kaşlarım çatık oturmadan hemen önce gözlerimi kızlarda gezdirdim. Onlar tabiki bir şeyin farkında değil sorar ifadeyle bana bakıyorlardı. Damla'nın omzundan arkadaki Berk'e baktığımda hala aynı durumda olup dudaklarımı oynatarak kızlara 'sonra' dedim. Kolum arada sızlıyordu. Ben de bir yere değdirmemek için sıradan sarkıtmıştım. omzumda bir dokunuş hissettiğimde arkama döndüm.