6

151 25 19
                                    

Seungwan'dan

Masaya koyduğum kafamı en sonunda gelen kuş sesleri ile kaldırdım. Suratım hiç olmadığı kadar asıktı. Moralim bozuktu. Dışarı adımımı atamıyordum. Ve en kötüsü neden burada olduğumu bile bilmiyordum.

"Hey Seungwan!"

Evin yan tarafından bahçeye gelen Seulgi'ye baktım. Gözleri hafif kızarmıştı ama buna rağmen gülümsüyordu. Samimi olmasına güvenerek ondan yardım isteyebilir miyim diye düşünmeden edemedim.

"Neredeyse 45 dakikadır buradasın. Herkes kahvaltı sofrasından kalkalı baya oldu,sen neden buradasın?"

"Ben de bunu merak ediyorum zaten..." diye mırıldanırken kafamı kollarıma yaslamıştım.

Seulgi az önce -bahsettiğim yarım saat önceydi- Yoongi'nin oturduğu sandalyeye otururken yüzünde anlamadığını belirten bir ifade vardı. "Anlamadım?"

"Tanrı aşkına neden hepiniz normalmiş davranıyorsunuz? Sürekli buraya kaçırdığınız insanlar geliyor gibi rahatsınız ama açıklama bile yapmıyorsunuz."

Tek nefeste söylediğim cümleler Seulgi'nin şoka girmesine sebep olmuştu.

"Neden bana öyle bakıyorsun, bildiklerini yüzüne vurmam seni rahatsız mı etti Seulgi?" Hala sinirliydim ve uzun süre kendi düşüncelerimle baş başa kalmamdan sonra hepsini Seulgi'ye yüklemekle hata yaptığım düşüncesi bedenimi ele geçiriyordu. Bu histen rahatsız olmuştum.

"Sen- sen ne dedin- kaçırmak- kimi kaçırmak?!" Göz bebekleri yuvalarından fırlayacak gibiydi. Oyunculuk mu yaptığını anlayamamıştım ama eğer yapıyorsa gayet başarılıydı.

"Tamam komikti. Yoongi ile beraber mi düşündünüz bu şakayı? Evet, seninle daha önce tanışmamış olabiliriz ama Yoongi arkadaşım diyorsa arkadaşısındır. Şimdi kameraları kapatın. HEY! Gördün mü Yoongi? Güven testini geçtim şimdi çıkabilirsin!"

Seulgi delirmiş gibi etrafta Yoongi'yi büyük bir eminlikle ararken ben Seulgi'nin cidden her şeyi şaka sanmasından korkuyordum.

Ne demek ben Yoongi'nin arkadaşıydım?

"Lan adam beni kaçırdı diyorum, ne arkadaşı?!"

"Hasiktir."

Kendi seslerimizden daha kalın bir ses duyduğumuzda ikimiz de şaşırıp kafamızı sesin geldiği yöne çevirdik.

Suratı bembeyaz olmuş Hoseok'u görmeyi beklemiyorduk.

"ULAN JİMİN İKİ DAKİKA SEULGİ'YE SAHİP ÇIK DEDİM. KIZ ÖĞRENDİ HER ŞEYİ OĞLUM, AĞZINA SIÇAYIM SENİN!"

"HOSEOK."

Seulgi'nin buz gibi sesi Hoseok'u yerine çivilerken anında ona dönmüştü.

"E-efendim hazreti kutsal başkumandanımız başbuğ başkumandanımız yedi cihanın kurucusu imparator imam mareşal halife-i bin suvari samurai kung-fu üstadı bordo bereli sayın iç işleri bakanımız dış işleri bakanımız halifemiz halifemiz baş imam öğretmen ilk ve son insanların kraliçesi kuzeyin tek sahibi güneyin kudreti fetöcülerin düşmanı kandırlanların dostu kraliçe el muzaffer Seulgi."

Gelen Jimin rahat bir ifadeyle ortama giriş yapmıştı. Az sora yiyeceği azarı bilmeden. "Sen bunu nasıl ezberledin lan-, Seulgi niye domatese döndün sen kızım? Bak sinirlisin sabahtan falan ama ben hala anlamadım bi gel konuşalım-"

"İKİNİZDE GELİYORSUNUZ VE BİR AÇIKLAMA YAPIYORSUNUZ YOKSA BU KIZI KAÇIRDIĞINIZ GİBİ BEN DE SİZİ KAÇIRIP EJDERİYALARA YEM EDER ALT TARAFLARDAN OLUR DA TEK BEDEN ÇIKARSANIZ PARÇA PONÇİK EDİP BU KIZA KAVURMA NİYETİNE YEDİRİRİM DUYDUNUZ MU?!"

Night ↠ Yoongi🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin