Kağanın dünkü hali fazlasıyla kafama takılmıştı. Neden bana öyle davranmıştı ki? O esmer çocuk kimdi? Gözleri ben burdayım diye bağıran kahverengi tonuna sahipti. Çekici bir güzelliğe sahipti. Ben neden bunları düşünüyordum ki?
Telefonumun melodisiyle uyandım. Yataktan kalkmadan elimi komidine uzatıp telefonu, üstündeki isme bile bakmadan kulağıma götürdüm.
"Hala uyuduğunu söylemiceksin heralde?" ses Kağana aitti. Dünkü halinden sonra erken uyanabilmisti demekki ya da bir dakika sanırım ben çok uyumuştum.
"Üzgünüm canım. Dün akşam iki serseri yüzünden uykum bölündü ve bu saate kadar uyuyakalmışım." dedikten sonra göremeyeceğini bildiğim halde sırıttım.
"Ayıp etmişler." dedikten sonra güldü. Ben bir şey demeyince " Bir saat sonra ordayım, hazır ol." dedikten sonra telefonu kapadı.
Kağan işte hep cool olmak zorunda.
Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda bir gülümseme yayıldı suratıma, istemsizce.
Dolaptan su yeşili tonlarında olan elbisemi çıkardım. Üstümdekilerden kurtulduktan sonra elbisemi üstüme geçirdim. Saçlarımı maşayla hafif dalgalandırdiktan sonra frambuazlı dudak kremimi sürdü. Çantama telefonumu, cüzdanımı ve okul formumu koyduktan sonra aşağı indim.
Mutfağa girdiğimde teyzem yine biseyler yapıyordu. Benim geldiğimi farkedince "Günaydın" dedi bende aynı şekilde cevap verdim.
Sofraya otururken merak etmiştim. "Sena teyze ne zaman gelecek?"
Sena teyze bizim evde çalışan evin yemeğini ve temizliğini yapan bir kadındı. Ama harika bir insandır , iyi niyetli ve hep güler yüzlü.
"Yarın izini bitiyor." dedi teyzem sofraya ekmekleri getirirken.
Teyzemde guzel yemek yapardı ancak Sena teyze kadar olamaz. Aynı zamanda işlerinede zaman ayırması gerektiği için teyzeme acıyordum. En iyisi Sena teyzeydi.
"Kağanla okul kayıtlarıni yenilemek için bugün okula gideceğiz sonra da biraz oyalanırız diye düşünüyorum, merak etme diye hani."
"Tamam zaten benimde bir kaç işim var onları hallederim. Yemeğe yetişirsen sevinirim. Kağanı da çağırabilirsin."
"Kağanın kavga etmek gibi işleri olmazsa gelir tabiki teyzecim." diyemiceğim için "Peki." deyip sofradan kalktım.
Ellerimi yıkarken kapı çaldı. Teyzeme gittiğimi belirten bir seslenmede bulunduktan sonra beyaz babetlerimi giyip kapıya çıktım.
Kağan duvara yaslanmış beni bekliyordu. Yanına gittiğimde "Tekrar günaydın prenses." dediktemn sonra yanağıma bir öpücük kondurdu. "Sanada" dedim soğukça.
Her ne kadar sabah ince davransamda düm geceden ona sinirliydim. Beni resmen kovmuştu. Evime girmemi emretmişti.
Yol boyunca hiç konusmadık. Okulun kapısının önüne geldiğimizde Kağan dayanamamış olucak ki önüme geçip beni durdurdu.
"Neyim var? Ne bu soğukluk?"
"Asıl senin neyim var? Dün bana resmen evime girmemi emrettin. O çocuk kim di? Neden kavga ediyordunuz?" diye çıkıştım birden. emrettin kelimesine özellikle vurgu yapmıştım.
"Önemli bisey değil." dedikten sonra gözünü çevirdi.
"Kağan saçmalama çocuk sana vurdu. Kavga ediyordunuz işte, neden diyorum? Anlatması çok mu zor?"
Tekrar bana bakıp " o çocuktan nefret ediyorum. Dün o cafedeydi bizim okula geliceğini söyledi ve sinirlendim. Kavga ettik. Oradan bizi çıkardıklarında beni takip etmiş ve sizin kapının önünde yine kavga ettik. Bu." nefes aldı. Anlatırken yorulmuştu.
Tam ağzımı açacaktım ki bir ses susmama sebep oldu.
O çocuk. Tanrım. Kayıt yaptırmaya gelmiş olmalı. Ama kafamı kurcalıyordu Kağan neden o çocuktan nefret ediyordu. Böyle karizmatik birinden. Ahh. Dilay. Neler düşünüyorsun.
"Burda dikilmeye mi geldiniz?" dedi o çocuk.
Dün gece bana yaptığı gibi onu taklit edip " Seni ilgilendirmez." dedim. Bana biraz daha yaklaşıp "Hayırdır cici kız. Pembe geceliğin olmadığında cesur mu oluyorsun." diyerek dalga geçer gibi güldü. Sinirle kaşlarımı çattım.
Kağan bileğimi tutup çekti.
"Ona bulaşma Mete" dedi.
Demek bu yürüyen egonun adı Meteydi. Kendine çok güveniyor ve fazlasıyla cool gözüküyor. Aslında her kızın peşinden koşacağı bir karizması var ama ben ondan uzak durmayı düşünüyordum.
Mete sadece sırıtmıştı. Kağan beni çekerek okula girdi. Işlemleri hallettikten sonra Cansu aklıma geldim Hala görememiştim diye düşünurken koridorun sonundan bana doğru yürüyordu. Gülümsedim ve sımsıkı sarıldım Cansuya.
"Sizi çok özledim" derken fazlasiyla samimiydi.
Cansu, Kağanı arkadaş olarak gören benim haricimde tek kız diyebilirim. Onlarda sarıldıktan sonra.
"Ee napıyoruz?" dedi Kağan
Teyzemin sözleri aklıma geldi ve hemen atıldım. " Karnımızı doyurmayalım teyzem aksama sizi bekliyor. " dedim ve şirince gülümsedim. Bunu başarabiliyordum. Hem bu sayede akşam Kağanla daha ayrıntılı konuşup şu Mete nin ne halt olduğunu öğrenirim diye düsünmüştüm. Evet bu iyi bir fikirdi.
Beraber biraz vakit geçirdikten sonra eve gittikm Harika yemekler vardı. Cansu teyzemi bile özlmişti anlaşılan :) Güzel bir yemekten sonra Cansu, Kağan ve ben koyu bir sohbete dalmıstık ki Cansunun telefonu çaldı. Annesi çağırdığından dolayı eve gitti. Kağanın kalması için bir bahane uydurdum. Anlamış olmalı ki itiraz etmedi.
Cansu çıkınca Kağanla odaya çıktık. Yanina oturup ona soran gözlerle bakınca konuyu uzatmadı ve anlatmaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFESİM
Novela JuvenilBir gün aradıgın insanı hayatina alırsan ona sakın nefesim deme! Aldığı her nefesi geri veriyor insan...