" Son 1 dakika oradan çıkman gerek!"
duyduğu sesle gerildi Eylem. Bu odadan adamlar girmeden önce çıkması gerekiyordu fakat hala kasanın şifresini çözememişti. Uzun paltosunun gizli iç cebinden son çare bir tornavida çıkardı. Kasayı kırmak zorundaydı ne kendisi şifreyi çözmüştü nede kulaklığın diğer ucunda sıkıntıyla nefes alan hackerci Ceyhun çözebilmişti. Büyük bir uğraştan sonra kasayı açabilmişti.
"Son 30 saniye"
Hayatta kalmak? Şuan ince bir köprü de yürüyor gibi hissediyordu. Hiç bir zaman ölümden korkmuş değildi ama haftalarca hatta aylarca uğraştıkları bir operasyonu son adımda berbat etmek istemiyordu. İçinde olan usb sticki eline aldı. Kapının açılmasını tahmin etmemişti.Siyah topuklu ayakkabıları ile birlikte otelin uzun koridorunda yürüyordu. Şuan içerde rehin alınanların hepsi topuk sesin nerden geldiğini merak ediyordu, bunun farkındaydı. Odadan son anda çıkabilmişti. İçinde her şeyin yolunda gittiği için huzurlu bir duygu vardı. Otelin lobisine geldiğinde teröristlerin başı olduğunu tahmin ettiği adam şaşkınlıkla kadına döndü ve yanına yaklaştı.
" Bu nerden çıktı" dedi yüksek bir sesle kolunu tutmadan evvel.
Sağ elin baş parmağını usulca kırmızı rujla süslenmiş dudaklarının altında tuttu Eylem ve ekledi " Rujumu tazeledim"
" Lavaboları aramadınız mı!" dedi siniri bozuk bir şekilde. Adamları ise sadece başlarını iki yana sallıyordu. " Arayın üstünü" dedi fazla şüpheci davranarak.
Eylem'in yanına yaklaşan adamlara baktı. Adamlar ceblerini aradı bir şey bulamayınca dudaklarını büzdüler "Temiz" dedi aralarında en genç olan.
Zaten kim tahmin edebilirdi ki boynunu süsleyen ve açık dekoltesine yakışan kolye'nin taşına bir kamera yerleştirildiğini aynı şekilde büyük bir küpe olarak tasarlanmış şeyin bir kulaklık olduğunu, diye geçirdi içinden Eylem. Bakışlarını sakince etrafta gezdirdi sivillerin arasına karışan Ateş, Fethi ve Feyzullah ile kesişti bakışları. Herşey yolunda işareti yaptı ardından. Hepsi rahat bir nefes aldı. Az önce sinirden deliren adam tekrar kadının önüne geçti.
"Ne işin var burda?" diye sordu. Bu soru Eylem için çok saçmaydı. Bir otelde bir Kadın ne yapıyor olabilirdi?
"Bayan sana diyorum" dedi karşısında ki adam.
O an yüzünü buruşturmak istedi Eylem. Kadın, diye geçirdi içinden. Sevgilisi Fethi de aynı şeyi aklından geçirdiğini adı gibi biliyordu. Sonra yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. " Tam olarak iki saatdir bir beyfendiyi bekliyorum. Kendisi bana yemek teklifi etmişti bende kabul ettim. Tabi bu durumda beni ekmiş gibi duruyor" dedi şaşırmamış bir ses tonuyla. Aslında bu yaşanmış bir olaydı. Bir akşam Fethi kendisini bir yemeğe davet edip gelmemişti. Eylem ise üç saat beklemeden sonra evine gitmişti.
" Değer vermemiş gibi duruyor. Kim olsa senin gibi güzel bir Bayanı bekletmez, ekmezdi" dedi bozuk türkçesi tekrar gün yüzüne çıkarkenen.
"Tipinden belli olmuştu zaten, çok sıkıcı birisine benziyordu" dedi Eylem her bir kelimesini bastırarak. Aynı zamanda Fethi'ye bakıyordu. Fethi de aynı şekilde kendisini izliyordu. Yanında duran adam usulca yaklaştı kadına " İstersen sana eşlik edebilirim" dedi. Eylem saniye düşünmeden cevap verdi " Gerek yok, bana kimse eşlik etmek zorunda değil" . Karşısında duran adam ilk önce baştan ayağa süzdü kadını. Bakışları göğüs dekoltesinde takılı kalınca rahatsızca kıpırdandı. Adam bunu fark etmiş olacak ki bakışlarını gözlerine çıkardı. " Sert bayan" dedi sinsice gülerek. Başını hayır anlamında salladı Eylem. Bekledi bir süre, aynı karşısında cevap bekleyen adam gibi. Kulaklıktan duyduğu sesle rahatladı. " İşaretinle gireceğiz" .
Eylem bir adım adama yaklaştı ve sıcak nefesini üfledi. Daha sonra dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı. " Bir kadın hakkında yorum yapmadan önce kadın olduğunu kabul etmelisiniz. Bayan, değildir yani. Ayrıca tavırlarınızdan anladığım kadarıyla karşı cinsinizi fazla hafife alıyorsunuz" . Adam böyle bir cevap beklememişti ve bir kaç saniye duraksadıktan sonra cenesini sıktı. Eylem bir elini kaldırdı ve patlayan camlardan Tim'in diğer üyeler girdi. Hepsini rehin alırlarkenen Eylem gizli cebinde sakladığı kelepçeleri çıkardı. Adamı önünde diz çöktürüp kelepçeleri taktı. Arkasından kulağına yaklaştı ve usulca fısıldadı " Bir daha asla bir kadını hafife alma, demek isterdim ama maalesef artık böyle bir keşfetme şansınız olmayacak" .
-
Araba da ilerlerkenen yorugunluğu iliklerine kadar hissediyordu Eylem. Sonunda görev başarıyla tamamlanmış ve şifreler çözülmüştü. Ellerinde hissettiği sıcaklıkla uzaklara dalıp gittiği camdan bakışlarını yan tarafa çevirdi. Fethi yüzünde oluşan tebessümle kadına bakıyordu. "Güzel bir iş çıkardın seninle her zaman gurur duyduğumu unutma olur mu?" dedi sözleri gibi bakışları da gururla doluydu. Başını salladı Eylem "Unutmam, unutturmazsın ki" diye eklemeyi de unutmadı.
Kısa bir yolculuğun ardından Karabayıra gelmişlerdi. Eylem Fethi'le birlikte evinin önünde inmişti. Birlikte eve girdiklerinde Fethi daha fazla dayanamayarak Eylem'in bileğinden tuttu ve kendisine çevirdi. Aynı zamanda sırtını duvara yaslamayı da ihmal etmedi. " Demek sıkıcı biriyim?" diye sordu tek kaşı çoktan havalanmıştı. Adamı baştan çıkaracak bir kahkaha attı Eylem. Kollarını boynuna sarmadan evvel. " Evet sıkıcı olduğunu idda ettim, ne o sıkıcı değil misin?" dedi çoktan yangına körükle giderkenen. "Seve seve ispat ederim ama sonunda pişman olmanı da istemem" dedi Fethi fısıldar bir ses tonuyla. İkisi de birbirinin damarına basmayı seviyordu. Hobbi olarak görüyor olabilirlerdi hatta. Fethi düşünmeden kokusunu en iyi duyduğu boynuna yaklaştı başta sadece kokladı ardından minik öpücükler bıraktı. Boynundan göğüs çizgisine kadar sürdü bu öpücükler. Eylem çoktan bir kolunu kaldırıp elini Fethi'nin saçlarına daldırmıştı. Çok fazla düşünmeden tırmanarak adam'ın kucağına çıkıp ayaklarını belinde birleştirdi. Fethi menmuniyetle kollarını duvardan çekip kadının beline sardı. Yatak odasına ilerlerkenen dudakları çoktan birleşmişti.