8 • Ulaşılmaz (2)

1K 72 3
                                    

Serpil hanımın mutluluğu gözlerinden okunuyordu fakat Fethi sohbet sırasında konuya çekildiği halde fazla konuşmuyordu. Eylem'in dikkatini çeken detayda buydu. Adam kendisi hakkında hiç bir bilgiyi paylaşmak istemiyordu. Altında bir neden yatıyor muydu yoksa sadece samimiyet sevmediğinden dolayı oluşan bir durum muydu. Toplantı zorlukla son bulduğunda Serpil hanım ve ekip ayaklanıp Fethi'le el sıkıştıktan sonra odadan çıktılar. Aynı zamanda Eylem şaşkınlıkla adama döndü.

"Gelmezsin sanıyordum" dedi dudaklarını büzerek. Fethi kadını baştan ayağa süzerek lafa girdi "Gelmeyi düşünmüyordum zaten ama beni buraya çeken şeyler vardı." dedi yüzünde oluşan gülümsemeyle.
"Sana bir kaç soru sorabilir miyim ozaman? Madem geldin buralara kadar." demekten kendini alamadı Eylem. Fethi bu fikri onayladı fakat buraya gelmeden evvel gördüğü cafede sohebt etmek istediğini açıkladı. Birlikte yürüme mesafesinde olan cafeye yürüdüler. Eylem dikkatle kafasında sormak istediği soruları toparlıyordu. Fethi'se Eylem'in düşünceli halinden faydalanıp kadını izliyordu. Buraya gelmek istemeyecek kadar doluydu ama buraya gelecek kadar da heyecanlı. Birlikte manzaraya bakan bir masaya oturduklarında birbirlerine zıt içecekler sipariş ettiler. Eylem çok uzatmak istemeyerek sorularına başladı.

"Neden geldin?". İlk sorusu biraz saçma gelmiş olabilirdi ama altında başka bir neden arıyordu. Ne olduğunu kendide bilmiyordu. "Dediğim gibi sana karşı çok sert çıkıştığımı fark ettim özür niyetine geldim" dedi Fethi umursamazca omuz silkerek. "Her sert çıkıştığın insan için dünyanın bir tarafından diğer tarafına gelecek kadar zamanın var yani" diye üsteledi Eylem. "Hayır her sert çıkıştığım insana yaptığım bir şey değil. Sen bana karşı dürüst oldun neden peşimde olduğunu söyledin galiba bu beni buraya sürüklemek için yeterli bir sebepti" dedi düşünmeden adam. Eylem derin düşüncelerine dalarkenen içinde dalgalanan öfkeyi dindiremedi. "Neden böylesin? Umursamaz davranıyorsun a-" lafını bölen Fethi olmuştu "Davranmıyorum, öyleyim" dedi kendinden emin bir ses tonuyla. "Öyleysen neden kendini saklama ihtiyacı duyuyorsun? Bu kadar insanları takmıyorsan neden insanlardan kaçıyorsun?" gözlerinin içine bakmıştı Eylem sorularını sıralarkenen. Adamın gözlerinden gelen ateşi fark etmişti.

Kısa bir sessizliğin ardından Fethi rahatsızca yerinden kıpırdandı ve düşünme süresinin dolduğunu hissederek konuşmaya başladı "Ben insanlardan kaçmıyorum sadece kendimi insanlara karşı kapatıyorum. Her adımımı takip edecek kadar manyak bir dünyada yaşıyorsuz farkında mısın? Yaşıyor muyuz gerçekten? Yaşıyorsak kendimiz için mi yaşıyoruz yoksa başkaların gözünde iyi gözükmek için mi yaşıyoruz? Neye ve kime göre iyiz biz? Veya neye kime göre kendimizi değiştirme çabalarında buluyoruz, kalıplara sokuyoruz kendimizi? Ben kendimi gizlemiyorum sadece ulaşılmaz olmayı seviyorum. Kafam rahat oluyor acaba o ne düşündü bu ne yazıp çizer hakkımda gibi dertlerim yok. Evet senin gibi karşıma geçip burnu havadasın diyenlere inat ben kendi masum dünyamı kuruyorum kafamda ve onu yaşıyorum. En azından rahat nefes alıyorum. İstersen bunu kaçmak veya gizlenmek olarak adlandırabilirsin ama ben buna yaşamak diyorum"

Fethi düşünmeden ayağa kalktı hesabı ödeyecek kadar bir miktar masaya bırakıp cafeden çıktı. İlk kez kendini bir başkasına anlatmıştı. Fethi'nin gidişinden sonra manzarayı izledi Eylem. Adamın dediklerini sindirmeye çalıştı. Belki de doğru söylüyor oluşu nefesini kesiyordu. Herkes gibi bende bu gerçeklerin farkındayım ama görmemezlikten gelerek yaşamaya çalışıyorum, diye geçirdi içinden Eylem. Sıkıntılı bir nefes aldı, düşünceleri boğuşuyordu ona rağmen serin rüzgarda yürümeye başladı.

Akşam saatlerinde Fethi'nin kaldığı odayı bulmuştu kadın ve oda numarasına doğru yürüyordu. Hayatında ilk kez doğru bir şey yaptığının farkındaydı. Kapıya geldiğinde beklemeden tıklattı ve bekledi. Kısa sürede ayak seslerini duydu ve yüzünde ki gülümsemeyle bekledi. Kapı açıldığında Fethi şaşkın bakışlarını kadının üzerinde gezdirdi.

"Nasıl buldun beni?" diye sordu adam. Eylem tatlı bir gülümsemeyle cevapladı "Hiç kaybetmedim ki"

Fethi'nin dudaklarıda iki yana kıvrılırkenen Eylem zaferle gülümsedi. Fethi'nin içeri davet etmesiyle ilerleyip daha çok eve andıran otel odasının koridorundan geçip salonda olan deri koltuğa oturdu. Fethi kısa sürede elinde iki kahveyle salona girip önlerinde olan masaya bıraktı.

"Taktir edersin ki gazeteciyim ve biraz araştırmayla seni bulabildim" dedi Eylem az evvel şakaya vurduğu soruyu cevaplarkenen. "Şaşırdım bu kadar zahmet edip geleceğini tahmin etmezdim" dedi Fethi. "Bende sana çok sert çıkıştım. Tabi senin gibi dünyanın bir ucundan ayaklarına gelemedim ama karşı yakadan buraya gelebildim" dedi Eylem yüzünde samimi bir gülümseme oluşurkenen. "Sadece sert çıkıştığın için mi geldin?" diye üstelemeden edemedi Fethi. "Hayır sana haksızlık ettiğimi fark ettim. Aslında sözlerinle ve seninle bir kaç yaş büyüdüm biliyor musun" dedi Eylem bakışlarını yüksek binanın camına çevirirkenen.
"Nasıl büyüdün ve neden büyüdün?" diye sordu adam kahvesini yudumlarkenen.

"Hayatta her şey gözüktüğü gibi olmadığını fark ettim. Mesela senin hakkında bilgi aldığımda kendini ne sanıyor bulunmaz hint kumaşı falan mı demiştim. Sonra sen geldin fark ettim ki o kadar burnu havada biri değilsin. Cafeye girip sohbet ettiğimizde cevaplarından rahatız oldum biraz yani içimde bir öfke gün yüzüne çıktı. Senin sözlerin beni düşündürdü. Kendime sordum bu soruyu. Biz yaşıyor muyuz gerçekten?" dedi Eylem bakışlarını tekrar Fethi'ye çevirip.
"Bir yol çizliyor doğduktan sonra önce yürümeyi öğreniyoruz daha sonra konuşmayı. Okul hayatı başlıyor o bitince iş hayatı başlıyor. İş hayatı bittiğinde emekli oluyorsun sağlık problemleri başlıyor. Sonrasında ölüm. Bu bize gösterilmiş bir yol. Bu yoldan hepimiz geçiyoruz. Kimimiz arasına aşk katıyor kimimiz hayallerini katıyor. Onları bile o yola göre inşa ediyoruz. Buna gerek yok" dedi Fethi dudaklarını büzerek.

"Ben öyle yapıyorum mesela. Kendim oluyorum kim ne der demiyorum. Hayallerimin peşindeyim insanlardan uzak. Konuşmak istediğimde dil dökmüyorum tablo yapıyorum veya şarkı söylüyorum." dedi Fethi gülümseyerek. Eylem adamın yüzüne dikkatlice baktı. Kocaman gülümsedi "Banada söylersin dimi şarkı?" diye sordu ardından. Fethi dudaklarını dişleyip başını salladı "Belki daha fazlası" diye ekledi. Eylemde başını salladı ve "Seninle vakit geçirmek isterdim" dedi.

"Kendini bana bırak. Gözlerin seni ele veriyor. Yorgunsun omzunda yükler var. O yüklerden kurtarmama izin ver" dedi Fethi uzanıp Eylem'in yanağını okşayarak. "Bana iyi geleceğini biliyorum. Ayrıca ilk bakışta huzur bulacağımı biliyordum" dedi Eylem bir itiraftı bu. Fethi dediklerine karşı güldü ve kadının şaşkın bakışlarından açıklama yapması gerektiğini anladı. "Benim içimde sana karşı bir fırtına kopmasaydı gelmezdim zaten buralara kadar. Bu söylenen gibi sadece aşk değil. Ondan öte bir duygu. Seninle mutlu olabileceğimi hissediyorum".

Kadın kocaman gülümsedi ve adamın koltuğa uzanmasını sağladı. Fethi kadını kendine çekip göğsüne yatırdı. Zarif hareketlerle saçlarını okşamaya başladı ve Eylem huzur bulduğu kalp atışlarını dinledi. O günden itibaren ikiside biliyordu beraber hem aşkı tadacaklardı hemde hayatı. Birbirlerini buldukları için her gün şükür edeceklerdi ve bütün sevgiyle hep mutlu olacaklardı.

Son

Balkonda bir HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin