Eylem haftalarca çizdiği tablosuna sonunda renkler eklemişti. Boş üç saatini boymakla harcadığı için kendisine kahve almak için kantine yürüdü. Kahvesini alıp geri döndüğüne resmini tamamen kaplayan siyah boyayı görmesiyle olduğu yerde kaldı. Bu bir hayal veya rüya olsun diye geçirdi içinden. Tabloya yaklaşmak istemiyordu. O kadar emek verdiği şeyin boşa çıktığını görmek istemiyordu. Kahvesini yana bırakıp kurtarmaya çalıştı fakat boş kürek çekmekten farksızdı durum. Olduğu yere çöktü ve göz yaşlarının akmasına izin verdi. Kimsenin onu böyle görmemesini diledi. Sınıfa biri girdiğini duyduğunda göz yaşlarını sildi ve ayağa kalktı. Belki yapanı bulup hayatını zindana çevirirse rahatlardı. Arkasını döndü ve giren kişiye baktı. Üniversitede önceden görmediğine emindi. Genç adam yanına yaklaştı merakla ve mahvolmuş tabloya baktı.
Aradan geçen sessiz dakikalar sonra "bana bunu sinirden yaptım deme lütfen" dedi şaşkın bir ses tonuyla. Eylem sinirlendiğini hissedip cevap verdi "alnımda salak mı yazıyor? Başından ayrıldım ve geri döndüğümde böyleydi". "Ders için mi çizmiştin?" diye sordu adam konuyu dağıtmak için. "Evet son sınıfım ve bunu bir hafta sonra teslim etmem gerekiyor" dedi Eylem gözleri tekrardan dolarken. "Bence üzülme bunu çizebildiysen tekrar çok daha güzelini çizebilirsin". Eylem alayla güldü ve daha fazla konuşmak istemediğinden siyah boyayı temizlemeye başladı daha çabuk kuruyabilmesi için. "Ben Fethi yeni geldim buraya bende senin gibi son sınıfım" dedi Fethi kadınla sohbet etmek istediği açıktı. "Adını sorduğumu hatırlamıyorum" dedi Eylem elinde ki serpak bezleri atıp. Fethi'nin yüzü düşse bile belli etmedi. Kadının sinirli olduğunu biliyordu ve üzerine gitmek istemiyordu. "Neden korkuyorsun?" diye sordu. Eylem derin bir nefes aldı ve Fethi gibi masanın üstüne oturdu. "Belki saçma bulacaksın ama benim aklıma öyle kolay çizeceğim şeyler gelmiyor. Hani derler ya sanatla ilgilenen insanların hayal gücü geniş olur. Bende sanki tam tersi. Yanlış anlama aklıma geliyor ama aklımda olduğu gibi hayata geçirmek istiyorum ve bunda her zaman başarılı olmuyorum. Bu resimde ilk kez hayalim ve çizimim aynı ince çizgi üzerindeydi. Bunu yapanı bulup hayatı ona dar etmek istiyorum" ister istemez yumruklarını sıkmıştı. Fethi başını salladı "bende öyleydim. Bunu çalıştırabilirsin. Yani hayalinde olan şeyi çizmeye başlayıp hayata dönüştürdüğünde farklı bir şey çıkardığında o hayalin yok olmadığını sadece geliştiğini görerek". Eylem dikkatle adamı dinledi böyle duyunca çok mantıklı geliyordu ama aması vardı. "Sana yardım edebilirim ve böylece yeni bir eser çıkarabilirsin" dedi Fethi rahat bir tavırla. Eylem içinden bir hesap yaptı yeni tanışıyorlar ve böyle bir teklif. "Neye borçluyum peki? Senin burda kazancın ne?". Fethi güldü "Dostluk" dedi daha sonra. Eylem başını salladı ve yanında duran kalemle kağıdın üstüne bir adres ve telefon numarası yazdı. Fethi'nin eline tutuşturduktan sonra tablosunu alıp sınıftan çıktı. Fethi elinde ki kağıda baktı ve gülümsedi. Telefonuna hemen kadının numarasını kaydedip dersine gitti.
•
Aradan dört gün geçmişti ve Eylem evinde Fethi'yi bekliyordu. Bu dört gün içerisinde beraber çok güzel bir tablo yaratmışlardı. Sadece sağ üst köşesi kalmıştı ve bunu en fazla iki saatde halledebilirlerdi. Aynı zamanda çizim yaparken sohbet etmişlerdi ve kaynaşmışlardı. Eylem saate baktığında adamın geleceğini anlamıştı ve şortunun üstüne beyaz bol bir gömlek giyindi. İlk üç düğmesini açık bıraktığında saçlarını altan toplayıp mutfağa ilerledi. Meyveleri yıkarkenen aklını kurcalayan bir kaç şeyi hatırladı. Düşüncelerini zil sesi böldüğünde adamın geldiğini anladı ve kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında Fethi gülümseyerek içeri girdi. "Hoş geldin" dedi Eylem tatlı bir gülümsemeyle. "Hoş buldum" dedi Fethi ceketini çıkarırken. "Sen geç ben hemen geliyorum" Eylem mutfağa ilerlediğinde Fethi kadını süzdü daha sonra salona geçti ve yerde hazırda bekleyen çizim malzemerinin yanına geldi ve minderlerden bir tanesine oturdu. Eylem elinde meyve tabağı ile döndüğünde diğer mindere geçti ve meyve kasesini ortaya koydu. "Nasılsın?" dediğinde Fethi dikkatini kadına verdi ve cevapladı "İyiyim sen?". Eylemde başını salladı ağzına üzüm atmadan önce.
Beraber çizime başladıklarında Eylem'in tahmin ettiği gibi iki saat sonra bitirmişlerdi. İkiside koltuğa geçmişti ve etrafa bakıyorlardı. "Okulda yeni misin? Daha önce hiç görmedim seni" diye sordu Eylem merakına yenik düşerek. Fethi başını salladı "Üniversiteyi değiştirmek zorunda kaldım. Diğer okulumda yangın çıktı bu yüzden kapatıldı". "Anladım.. Peki sen o gün sınıfa girmeden önce birini gördün mü? Yani belki kimin yaptığını görmüşsündür" diye sordu Eylem bir umutla. Fethi düşünür gibi yaptı "Hayır görmedim zaten sınıfa girmeyi düşünmüyordum seni kapıdan geçerken öyle çökmüş görünce merak edip geldim" dedi Fethi daha sonra hafif bir gülüşle. "İyi ki tesadüfle geçmişsin orda. Yoksa ben bir şey yapmayıp dersten kalırdım sanırım" dedi Eylem adam gibi gülerek. Fethi kaşlarını çattı "Ben tesadüflere inanmam" dedi daha sonra Eylem'in sorgulayıcı bakışlarını gördüğünde. "Nasıl yani tanışmamız tesadüf değil miyi?". "Bence tesadüf değildi kaderdi" dedi Fethi yamuk bir gülüşle.
Bir saat sohbetten sonra Fethi arabasına binmiş evine doğru gidiyordu. Yüzünde bir gülümseme varken radyoda rastgele bir şarkı çalmasını bekledi. Şarkı çaldığında eşlik ederek evine sürdü. Eve geldiğinde salonunda duran mini bardan içki çıkarıp bir bardak doldurdu ve çizim odasına ilerledi. Aylar önce çizdiği tablonun karşısına oturduğunda bardağını hafifce kaldırıp başına dikti. Kalkıp çizime yaklaştı ve dikkatle çizdiği potrede elini gezdirdi. "Hala değişmemiş olman" dedi daha sonra kadını ilk gördüğü günü hatırlayarak. "Biz çok mutlu olacağız Eylem" dedi elini çekip. Odadan çıkarken son kez Eylem'i çizdiği tabloya baktı ve lambayı kapatıp gitti.
Devam edecek