4.Bölüm: Şafak Vakti

323 39 11
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Not: Üstte koyduklarım tesise ait bazı fotoğraflar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Not: Üstte koyduklarım tesise ait bazı fotoğraflar.
İyi okumalar dilerim^

Gözlerimi kapatıp alnımı adımın yazılı olduğu kıyafet dolabına yasladım. Güzel bir uyku çekmemiştim. Sürekli uyanıp uyuduğum rahatsız bir uykuydu. Geçmişte buna alışık olsam da bugün epey yorgun hissediyordum. O yüzden üstümdeki ağırlığı ve yorgunluğu atabilmek için Kris'in verdiği dosya da çalışmaya başlamamızı istediği saatten 2 saat önce tesise gelmiştim. Saat sabahın beşiydi, güneş yeni yeni doğmaya başlasa da çalışma alanları yer altında olduğu için bu taraf karanlıktı. Gözlerimi açarak alnımı dolaptan ayırdık ve duşlara doğru ilerleyip musluktan yüzüme tekrar su tuttum. Sabah gözlerimi açtığımda Shiyoon'dan o şeyleri duymamamış olmayı dilemiştim. Evden çıktığımda da yaptığın ilk şey kapının önüne koyduğum yedek anahtarı kontrol etmek olmuştu. Orada değildi. Yüzümü kuruladıktan sonra soyunma odasından çıkıp eğitim alanlarına doğru ilerledim. En alt katta olduğumuz ve güneş henüz doğmaya başladığı için koridorlarda geceden kalma bir soğukluk vardı ve hala karanlıktı. Eğitim alanına girdiğimde ışıklandırmaları yaktım. Salon çok büyüktü ve her bölümün alanı camlarla birbirinden ayrılıyordu. Birde üst taraflarda kıdemlilerin izleyebilmesi için cam bir oda vardı. Etrafa bakarken buraya yıllardır gelmemiş olmamın garipliği üstüme çöktü. Bir an ne yapmam gerektiğini unutarak orada bir süre dikildim. Ne yapıp edip buna alışmam gerekiyordu, bir kez şöyle bir silkelenip dövüş alanının olduğu kısma geçtim. Hareketlere odaklanmam için önce zihnimi boşaltıp ısınmam gerekiyordu. O yüzden ilk başta ısınma hareketleriyle başladım. Dün gece ki olaydan sonra tek yaptığım Shiyoon'u odasının kapısından kontrol etmek olmuştu. Ona kızgın değildim, aslında onu çok iyi anlıyordum ama bir parçam elbette kırgındı. En azından. Başımı iki yana salladım. Bu durumun 'en azından' diye bir şeyi olamazdı. Shiyoon bunu benden üzüleceğimi bildiği için saklamıştı.

Benim yaptığım gibi. Bu düşünce duraksamama sebep oldu. O kendisinden sakladığım şeyi elbet öğrenecekti, öğrenmese bile zamanı geldiğinde ben söylecektim. Belki kızmazdı belki kızardı ama eminim çok üzülecekti, her ne kader bunu onun iyiliği için yapsam da Shiyoon yıkılacaktı. Bunu istemiyorum o yüzden tekrar silkinerek düşüncelerimden sıyrıldım. Isınmayı bitirerek antrenmana başlayacaktım ki kapının kenarında duvara yaslanmış Jongin'i fark ettim. Beni izliyordu. Midem kasıldı. Kasılmış midemin aksine ona boş boş bakarken yaslandığı duvardan ağır bir şekilde ayrılıp yanıma doğru yürüdü.

Loneliness at the Sunset • SeKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin