12.Bölüm: Şüphe

352 28 63
                                    

Hâla okuyan veya bekleyen var mı bilmiyorum ama yinede bu bölümü atıyorum. Umarım bekleyen varsa beklentileri karşılayan bir bölüm olur. Daha fazla gecikmemesi için kontrol etmedim, hatalarımı görmezden gelin lütfen. Keyifi okumalar dilerim.

Gönderilen mektupları önüme koyup incelerken Shiyoon odamın kapısını tıklattı. Ona içeri gelmesini söyledikten sonra kapı yavaşça açıldı ve Shiyoon masamın kenarına kapağı açılmış bir bira bıraktı. "Teşekkür ederim," dedim gülümserken. Gülümseyerek masaya eğildi ve incelediğim kağıtlara göz gezdirdi. "Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

Başımı iki yana salladım. "Teşekkür ederim ama şimdilik yok gibi görünüyor."

"Nasıl gidiyor peki?"

Gözlerimi kağıtlara çevirdim. "Açıkcası bilmiyorum. Uzun zaman sonra tekrar bu işlere girişmek garip hissettirdi ve gerçekten unuttuğum çok şey var." Shiyoon gülümsedi. "Ben senin üstesinden geleceğine inanıyorum."

"Halletmeye çalışıyorum bir şekilde." Sırtımı okşadı. "Ayrıca yarım saat içine makineyi çalıştıracağım yıkamamı istediğin kıyafetleri kontrol ederek aşağıya getirir misin?" Başımı sallayarak onu onayladım. "Tamam, getiririm birazdan aşağıya." Ardından Shiyoon beni odada yalnız bıraktı. Tekrar derin bir nefes alıp kağıtlara döndüm. İlk temize çektiğim kağıdı elime aldım.

2 sene önce en küçük tesise saldırı uygulanmıştı. En küçük tesisimiz kadavraların incelenip üzerlerinde ufak tefek deneyler yapıldığı bir tesisti. Kapsamlı deneyler yapılmasa da işe yarardı. Kimin bu tesise saldırı yapacağını tahmin edemesem de deneylere sahip olmak için yapıldığı belliydi. Ama asıl soru: Kim kadavraları ve deneylerden çıkan sonuçları çalmak istedi? Ve neden? Tesiste yapılan deneyleri biliyordum, bunlar basit laboratuvar ortamında yapılan deneylerle neredeyse aynıydı. Ayrıca kadavralarda işe yaramazdı. Hepsini çalmış olmalarındaki amaç neydi? İçinden ufak tefek işe yarar belgeler çıkma ihtimali epey yüksek olsa da çoğu insanın yapabileceği basit deneyleri kim neden çalmak isterdi ki? Hem de bu kadar zahmete girerek. Bir süre kağıda baktıktan sonra kağıdı kenara bıraktım ve diğer kağıdı elime aldım.

Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra kıdemlilere kimden olduğu belli olmayan mektuplar gelmeye başlamıştı. 6 ay içinde her kıdemliye bir tane olmak üzere toplam 6 tane mektup gelmişti. Mektupları teker teker okumaya başladım.

1.kıdemli
"Tüm ipleri elinde tutmaya çalışan, herkese üstten bakmaya alışmış mükemmeli oynayan Bay Park, senin için önemli olan şeyleri kaybettiğinde nasıl hissettin? Fakat sen zeki bir adamsın; bunun daha başlangıç olduğunu, senin için en değerli olanlara henüz gelmediğimi biliyor olmalısın. Sen panik içinde debelenip dururken bu sefer ben arkama yaslanıp gösterinin keyfini çıkaracağım."

2.Kıdemli:
"Merhaba Bay Lee, Bay Park'ın gölgesinde kalmak sizin için hep zor olmuştur. Hep onun kadar iyi olmak için çabalasanız da onun kadar başarılı olamadınız, ne can sıkıcı. Fakat işte size kocaman bir fırsat veriyorum ya bundan faydalanabilirsiniz ya da geri çekilebilirsiniz.

3.Kıdemli:
"Sevgili Bayan Jung siz bu iki erkeğin arasında her zaman en iyi olandınız. Her zaman kibardınız, merhametliydiniz, ailenize bağlıydınız, yardım severdiniz. Öğrencileri yakından izler zorlandıklarında onlara destek olurdunuz. Ya da sadece dışarıdan öyle görünüyordur, ne dersiniz?

4.Kıdemli:
Aslında kıdemliler arasında 4.sırada olup boş boş gezen biri gibi görünsen de, diğerlerine göre geri planda kalsan da en ilginç olan bence sendin Bayan Kim. Belki de en yaklaşacak olan kişi sensindir. Kim bilir...

5.Kıdemli:
Merhaba Bay Wu. Hayatınız umarım hep olmasını istediğiniz gibi gidiyordur. Evlendiğiniz kişiyle nasıl, iyi anlaşıyor musunuz? Zira başkasının mutsuzluğuyla mutluluk yaratılmaz yaratılsa da çok uzun sürmez, değil mi?

Loneliness at the Sunset • SeKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin