Keyifli okumalar^
"İki sene önce yaz mevsiminde kadavraları incelediğimiz en küçük tesisimize bir saldırı düzenlendi. Tesis kimliği bilinmeyen bir grup tarafından bombalandı ve tesise dair en ufak bir şey kalmadı. O kadar araştırmaya rağmen elde ettiğimiz sonuç sıfırdı, bombalayan kişileri bile bulamadık ve hiçbir şey elde edemedik. 6 ay sonra bu tesise siber saldırı uygulandı, çalınan bilgilerin çoğu sizinle ilgili olan bilgilerdi, kimin yaptığını neden yaptığını bulamadık. Yaklaşık bir yıl sonra kıdemlilerimiz garip garip mektuplar almaya başladılar. Kimin gönderdiği ve buraya nasıl geldiğini bile kimse bilmiyordu. Hepinizde mektupların birer kopyaları elinizdeki dosyalarda var. 6 ay boyunca toplam 6 mektup geldi. Son mektuptan bir süre sonra bir tesis daha bombalandı ama en azından ondan bir şeyler elde edebildik. Bombadan dolayı yaşayamayacak bir hale gelmişti kişinin bedeni ama çalışanlar onu biraz hayatta tutup konuşturmayı başarabildiler. Adamın verdiği ad Le Hyosuke. Böyle bir isimde kimse yoktu. Kişi bundan sonra konuşmayı reddetti ve kısa bir süre sonra da hayatını kaybetti. Araştırmalar bir kaç ay devam etti ve bu binayı bulduk. İki ekip gönderdim ve çoğunun cesedi elime ulaşırken bazıları en ufak bir iz bile bırakmadan kayboldu. Şaşırtıcı olan şey ise binaya girip çıkan kimsenin olmaması, binada en ufak bir ışığın yanmaması, yani binada yaşam belirtisi yok. Zaten plansız ve programsız gidiyoruz o yüzden sizden bir atakta bulunmanızı istemiyorum ki bunun için elimizde doğru dürüst bir bilgi yok. Şimdilik amacımız sadece daha kapsamlı bir araştırma yapıp daha çok bilgi toplamak." Kris tek tek bize baktı. "Ve canlı kanlı buraya geri dönmek."
Kris, saat 9 da gideceğimiz görev için bizi toplamıştı. Saat 9 da Seuldeki ıssız sokaklardan birinde artık kullanılmayan taş bir binaya baskın yapacaktık. Artık kullanılmıyor olsa bile bina Le Hyosuke diye biri tarafından satın alınmıştı ama kayıtlara bakıldığında aslında öyle biri yoktu ve hiçbir zaman da var olmamıştı.
Elimdeki dosyanın sayfalarına göz gezdirirken sol elimi hafifçe havaya kaldırdım. Kris susarak "Evet Sehun?" dedi. Onunla göz teması kurdum. "Bu yer tam olarak ne zaman bulundu?"
"Sizi aramadan iki ay önce."
"Peki," diye devam ettim. "Binada yaşam belirtisi olmamasına rağmen gönderdiğin ekipler geri gelmedi ve bizde sadece araştırma yapmaya gitsek bile birilerinin orada olmadığı kesin mi? Bu çocuklar neden ger dönmedi?"
Kris yine hepimizle göz teması kurdu. O bu durumda bizden daha da gergindi. En iyi ekip biz olsakta bu gerginliği sebebiyle ona hak veriyordum. "Her şeyi gittiğinizde öğreneceksiniz. Ayrıca bende orada olacağım, araçtan sizi yönlendireceğim."
Baekhyun konuştu. "Aradığımız şey tam olarak ne?"
"İşimize yarayacak, ipucu sayılabilecek ne görürseniz almanızı istiyorum. Elimize ne geçerse kâr kârdır."
Arından Kris önündeki dosyayı kapatıp hafifçe öne itti ve dirseklerini masaya yaslayarak bize baktı. Kai "Tanrım," diye mırıldandı. "Baba nasihatları verecek gibi duruyor şu an." Gülmemizi tutamadık. Kai devam etti. "Sence de bunları geçmedik mi Kris? Bize güvenmeyi öğren artık koca adam."
Chanyeol "Sağsalim geri döneceğiz," diye devam ettirdi.
"Tabiki de döneceğiz," dedim. Ardından hepimiz "Biz HT-0 ekibiyiz," dedik. Aslında bu cümlenin ağzımızdan istemsizce çıktığı birbirimize olan şaşkın bakışlarımızdan belliydi. Uzun bir aradan sonra bir araya gelmiş olmamıza ve kaybettiğimiz üyelere rağmen aramızdaki takım ruhu hala içimizdeydi. İster istemez gülümsedim. Kris gururla bizi süzdü ve ayağa kalktı. "O zaman toplantı bitmiştir. Zamanında burada olun." Masanın üzerlerindeki dosyayı alarak salondan çıktığında bir süre yerimizde oturarak birbirimize baktık, Kai'ye bakmaktan kaçınmak istesem de bunu yapmam çocuksu bir hareketmiş gibi geldi o yüzden ona da boş bir bakış attım. Arından bende bana ait olan dosyayı alarak ayaklandım. Kolumdaki saate baktım. "Daha iki buçuk saatimiz var, aç olan?" Hepsi birden elini havaya kaldırdı. "Pekala, eskiden sürekli gittiğimiz kafeye gidelim o zaman." Ben onları beklemeden çıkışa ilerlerken hepsi annesinin sözünü dinleyen çocuklar gibi peşimden geldiler. Baekhyun'u koltuk altıma alarak kafasını sıkıştırıp saçlarını karıştırdım. Yumruk yaptığı elini sırtıma geçirince şakadan ağlıyormuş gibi yaparak sendelendim ve bende avucumu açıp elimi uzattım, o da sanki avucumun içinden güç dalgası çıkmış da onu vurmuş gibi yaparak sol omzunu tutup kendini hafifçe geri attı. Biz çocuklar gibi bu şekilde eğlenirken Kai ve Chanyeol dosyadan bir şeylere bakıyor ve bunun hakkında konuşuyorlardı. Tam ben bakarken Kai de başını kaldırdı ve göz göze geldik. Sanki öylesine bakıyormuş gibi yaparak kafamı çevirdim. Aslında şöyle düşününce o kadar da zor değil gibiydi. Sanırım buna alışabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loneliness at the Sunset • SeKai
FanficHT-0 Zorlu bir sınav sonucu ailelerden alınmış küçük yaştaki zeki çocukların, deneyler sonucu onlara doğaüstü güçler verdikten sonra belli başlı testler ve eğitimlerden geçerek oluşturduğu gizli SsinW örgütünün ilk ve tek HT ekibidir. SeKai kitabıd...