Sleep with me

Five: Your not Alex

LUKE

Bıraktığımdan daha uzaktı. 

Birkaç ay geçti. Bununla beraber evliliğimiz birkaç aydır yerinde değil. Alex ile konuşamaz hale geldim ki bu normal olan bir şey değil. İşten geldiğim bir başka gün. Eve girdim. 

''Ben geldim.''

Ses yok. 

Anahtarımı sehpaya bıraktım ve üzerimdeki ceketi çıkardım. Ayakkabılarımı çıkartıp çorapla yürüdüm. Mutfağa girip kendime bir bira açtım. Salona yürüdüm. Salonda kimse yoktu. Bahçeye baktım, Alex orada da değildi. Televizyonu açtım. 

Son izlenenler, bebek sahibi olmak ve yeni bilimsel teknikler. 

Spor kanalını açtım. Beyzbol maçınını tekrarını izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra biramdan yudum alıp merdivenlere yürüdüm. Birer birer çıkarken odamıza yaklaştım. Kapıyı usulca açtım ve yatağa baktım. 

Alex yatakta değildi. İlginç.

Kendi banyomuza doğru yürüdüm. Yerde birkaç kıyafet vardı. Kapı pervazına geldiğimde onu küvette gördüm. Kolumu kapı pervazına yasladım ve iç çektim. Kollarını küvetin yanlarına bırakmıştı. Saçları topuz, fayansa dayalı bir şekilde suyun içindeydi. O kadar güzeldi ki, tek kelime dahi edemiyorum karşısında. Ve usulca gözlerini araladı. 

''Merhaba.''

Kafasını yavaşça salladı. Sessizdi. ''Merhaba.''

Ona bakarak biramdan bir yudum aldım. Alex sakince bana baktı. ''Ne zamandır küvetin içerisindesin?''

''Gözyaşlarımın küveti doldurmasını sağlayana kadar.''

Hüzünlü bir şekilde gülümsedim. Sırıttı. 

''Biraz daha iyi gibisin.''

''İlaçlar etkisini gösteriyor. Kara mizah yapmaya başladım, görmüyor musun?''

Kafamı yeniden salladım. ''Çekim ekibinden bir arkadaşım akşam yemeğine davet etti bizi.''

''Yarın mı?''

''Bugün.''

Alex nefes aldı. ''Luke,''

''Beş dakika içerinde o küvetten çıkıp giyinmezsen bir hafta boyunca salonda yatarsın.''

Alex sinirle konuştu. ''Gelmek istemiyorum! Onları tanımıyorum bile!''

''Tanışırsın.''

Alex suya vurdu ve dikleşti. ''Gelmeyeceğim!''

''Alex seninle kavga etmek istemiyorum, kalk ve giyin.''

Dişlerini sıktı. ''Gelmem için ne yapacaksın?''

Kaşlarımı çattım. ''Ne diyorsun?''

Küvetten çıktı ve çıplak vaziyette üzerime doğru yürüdü. Göz temasını asla kaybetmedik. Aramızda kısa bir mesafe ve Alex'in sıklıkla kesilen nefesi vardı. ''Ne, yoksa saçlarımdan tutup sürükleyerek mi götüreceksin?''