15. BÖLÜM: DÜZMECE
Elimdeki tüm fotoğraflar masama, ordan da ahşap rengi parke zemine saçılırken beynimde oluşan binlerce sorudan en belirgin olanı Bahar'ın Asel'le olan ilişkisini neden benden sakladığıydı. Diğer soruları da bir yapboz gibi bütünleyip mantıklı bir cevap oluşturmaya çalışmama rağmen onun nasıl bir oyun oynamak istediğini anlayamıyordum. Bu yüzden biraz daha bilgi edinmek için zarftan çıkan ve özenle kesildikleri belli olan gazete küpürlerine uzandım. Elimdeki kağıtların hepsi farklı gazetelerin haberleriydi fakat göz gezdirdiğim kadarıyla konular aynıydı. En üsttekini okumaya başladım.
"Ünlü avukat Bahar Özer iş dünyasından ve özel hayatından herkesi şaşırtarak nedenini açıklamadan istifa etti. Aynı hafta aniden Ankara'daki evini Bursa'ya taşıma kararı alan genç avukat, Bursa'da iş dünyasının tanınan isimlerinden Halil Saraçoğlu'nun başarılı oğlu Semih Saraçoğlu ile samimi bir şekilde görüntülendi. Arkadaş çevresi ve ailesi ne kadar endişelerini dile getirse de Bahar hanım hala herhangi bir açıklama yapma gereği duymuyor gibi görünüyor. Halil Saraçoğlu ise oğlunun özel hayatına karışmak istemediğini, onun kendi kararlarını kendi alabilecek kadar olgun bir insan olduğunu vurgulayarak olaya bir açıklık getirmeyi önemsiz bulduğunu belirtti."
Düşündüm, elime gelen ikinci kağıdı okudum. Tekrar düşündüm. Son kağıdı da okudum, tekrar tekrar düşündüm. Sakince koltuktan kalktım, aynı sakinlikte kapıya doğru yürüdüm. Sonra saniyeler önceki halimden eser bırakmayarak hırsla odadan çıktım. Etrafımdakilerin şaşkın bakışlarına aldırmadan Bahar'ı çağırıyordum. Hayır, normal bir şekilde değil! Resmen sesimle ortalığı titretiyordum. Kesinlikle delirdim diye düşünüp, önüme çıkan her masayı dağıtmaya başladım. Etrafa zarar vermekten de sıkılınca beni durdurmaya çalışan güvenlik sıfatlı sıska genci yakalarından tuttum ve sertçe masaya dayadım.
+"Bahar nerde?"
-"Biraz önce çıktı Faruk Bey."
+"Nasıl izin verirsin gitmesine! Nereye gitti? "
-" Af buyurun? Neden izin vermeyecekmişim ki? "
Durdum. Cidden neden izin vermesin ki? Sonuçta Bahar da burada çalışan herhangi biri. Ne saçmalıyorum ben , adamın hiç bir suçu yok. Bırak onu Faruk!
" İyi , şimdi git." diyerek bıraktığımda bana ufo görmüş masum köylü gibi bakıyordu. Onunla uzun uzun bakışmak her ne kadar enteresan olsa da koşar adımlarla asansöre binip otoparka gittim. Cebimdeki kağıdı çıkardım. Bu kağıtta Bahar'ın ev adresi yazıyordu. Delirebilirdim fakat onun adresini almayı unutacak kadar da değil. Adrese ulaşana kadar bir saat harcadım , böylece Bursa'da akşam trafiğine küfreden ve aynı zamanda İstanbul trafiği gibi olmadığına şükreden binlerce insan sayısına yeni bir tane de eklenmiş olmasının sevincini yaşadım.
Evin şatafatına mı şaşırsam, bu kadar zengin birinin neden istifa ettiğine mi derken bahçede bir kıpırdanma oldu. Arabadan çıkmayıp tel örgünün önüne parketmiş olmanın avantajıyla olduğum yerden içeriye baktım. Bahçede Bahar'la bir adam hararetli bir şekilde konuşuyordu. En fazla on dakika bekledim. Sonra seri hareketlerle ayağa kalkıp kapıya yönelen adamın yüzüne odaklandım. Normal planım adam çıktıktan sonra Bahar'ın yanına gitmek olsa da kapıdaki simayı hatırlayınca vazgeçtim. O Berke'ydi. Yemin edebilirdim. Başında siyah bir şapka ve gözünde gözlük olsa da boynundaki doğum lekesinden onu kesinlikle tanımıştım. Yüzünde fazla sert ve sinirli bir ifade vardı. Arkasına bile bakmadan arabasına atladı. Bu umursamazlığı yüzünden ona sinsice gülümsedim. Anahtarı çevirerek peşinden sürmeye başladım.
Aklımda tek bir düşünce vardı.
Asel'in intikamını alacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS (Tamamlandı)
Misteri / ThrillerBazen , hiç beklemediğiniz bir anda hiç beklemediğiniz biri hayatınızı mahvedebilir , yaşama isteğinizi elinizden alabilir ve en sevdiğinizi yerde kanlar içinde yatarken görmenize neden olabilir, hayatınızı şekillendirenin görmezden geldiğiniz kabus...