lalisa:
jennie-ah?
jennie:
hm?
lalisa:
flört etsene benimle.
jennie:
ciddi misin?
hayır.
lalisa:
:(
jennie:
hiç havamda değilim.
bavulumu topluyorum, belki sonra.
ya da hiçbir zaman.
lalisa:
bavulumu neden topluyorsun?!
nereye gidiyorsun?
jennie:
ben, sen değilim.
bir yere gittiğim yok, birkaç gün sonra eve gideceğim için topluyorum.
lalisa:
normalde boynuma saklanıp burada bana hükmetmen, peki...
çok hoşsun.
jennie:
biliyorum.
lalisa:
birlikte yaşayacağız değil mi?
jennie:
maalesef evet, psikolojik olarak yalnız kalmamam lazım.
bana bakman da gerekiyor.
senden başka kimse olmadığı için sana kaldım.
lalisa:
iyi ki bana kalmışsın.
jennie:
iyi ki.
lalisa, bir ukeden farkın yok biliyorsun değil mi?
lalisa:
farkettim.
beni affettikten sonra eskiye döneceğim, umarım.
jennie:
desene sonsuza kadar ukelik.
lalisa:
üzüyorsun, hayatım.
jennie:
biliyorum, hayatım.
seni seviyorum ama gerçekler.
sen olsan beni asla affetmez hala benim kadar yumuşamazdın.
lalisa, öldürürdün beni.
lalisa:
sanırım bana gösterebileceğin en büyük toleransı gösteriyorsun zaten.
zorlamayacağım seni asla.
nasıl istersen öyle ilerleyeceğiz.
ama şey,
şu peşinde gezinen chaeyoung ve jisoo denen kişileri bıraksak,
huh?
jennie:
yah! lalisa.
güldüm.
jennie çevrimdışı.
lalisa:
hep gül.
lalisa çevrimdışı.