"Ben arabada bekliyor olacağım, çok bekletme hayatım." Jennie baştan savma bir baş sallamayla onaylayıp teker teker önce onu tedavi eden doktoruna, kontrol eden hemşirelere, chaeyoung'a özel olarak, hatta iki yıl boyunca yemek getiren görevli ajummalara bile sarılıp veda etti.
Son kez odasına baktı, yatağına. Bu odayı asla özlemeyecekti bunu biliyordu. Her köşesinde acı dolu çığlıklar, krizler, gözyaşları hepsi dün gibi aklındaydı. Her aklına geldikçe Lalisa'ya kızdığı için sürekli unutmaya çalışıyordu. Bunları düşünmemeye çalışarak, herkese güzel bir gülümseme sunup ona gururla bakmalarını izledi. Son kez sarılıp yavaş adımlarla çıkışa ilerledi.
Arabaya geldiğinde Lalisa onu bekliyordu. Bir şey konuşmadan bir iki adım atıp sarıldı. Çekingen bakışları ona ulaşırken fısıldadı. "Hadi gidelim."
Lalisa ön koltuğa, arabanın kapısını açıp oturdu. Birkaç saniye sonra yanındaki koltuğa Jennie oturdu. Biraz birbirlerini baktıktan sonra araba hareket etti. Yol boyunca Jennie düşünceliydi. Hastaneyi özleyecek miydi? Lalisa'ya tekrar güvenebilecek miydi? Her şey eskisi gibi olabilecek miydi?
"Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Daha iyi olacağız." Lalisa'nın sözüyle sesli mi düşündüğünü sorguladı. Sonradan onun kendiliğinden söylediğini anlayınca utançla bakışlarını yola çevirdi.
"Eve bu yoldan gidilmiyor diye hatırlıyorum. Nereye gidiyoruz?"
"Eve gitmeden önce biraz konuşmamız gerektiğini düşündüm. Seninle o eve bir şeylere açıklık getirmeden adımımı atmam." sonradan ekledi.
"Güneşin batışını izleyeceğiz."
Başıyla onayladı zaten buna ihtiyacı vardı. Affetmesede ona güvenmeye ihtiyacı vardı. Önceden hep seven kendisiydi, şimdi sevgisi ağır basan o'yken sevgisine karşılık vermeye ihtiyacı vardı.
~~~
"Sana güvenmiyorum." devam etti.
"Beni bırakıp gitmeyeceğinden emin değilim. Bir sabah buzdolabına yapıştırılmış bir veda notuyla uyanmayacağımdan emin değilim. Eski sevgiline gitmeyeceğinden emin değilim. Akıl hastası olduğumu düşünüp yine hastaneye ihbar etmeyeceğinden emin değilim.
Aramızda olan bu şeyin hala bir adı bile yok." Bir tepeye arabayı çekmiş dışarıda bir taşın üstüne oturmuş, birbirlerine kaygılarını sıralıyorlardı, şüpheyle dolu bir birliktelik geçirmek yerine kavga edecek olsalarda burada edip eve öyle dönmek istiyorlardı.Sıra Lalisa'daydı."Seni bırakmak yaptığım en büyük hataydı, bana bunun için kız bağır ama ihbar etmem tamamiyle senin için yaptığım iyi bir şeydi. Güvensizliğin için seni suçlayamam ama bir şeyler kurgulayıp bize yansıtmandan korkuyorum. Aramıza soğukluk getirmenden korkuyorum." son olarak ekledi.
"Ayrıca dediklerinin hiçbirini yapmayacağıma yemin ederim. Tanrı aşkına deli olduğunu hastaneye ihbar etmek de ne?" bu gergin ortamı kısada olsa kıkırtılarıyla süslediler.
"Ben de söz veriyorum. Sana güvenmeye çalışacağım." sonrasında gelen günbatımı eşliğinde olan uzun sarılmanın ardından Lalisa dayanamayıp bir öpücük bahşetmişti hayatına. Sonrasında arabaya binip birazda evde vakit geçirmek için keyifli bir yolculuk geçirmişlerdi.
Artık aralarında garip bir sessizlik yoktu.
düzgün yazamıyorum çünkü mutluyum, bunalımda olmadan bu işi beceremiyorum sanırım.