Uzun uzun elimdeki şemsiyenin kime ait olduğunu düşünüyordum. Kimin olabilirdi yoksa. Yoksa bu şemsiye onunmuydu ama bu olamazdı. Bu şemsiye sonic'in olamazdı. Sonic aklıma gelince içimde derin bir acı oluştu. Ona olan aşkıma karşılık vermemişti ve buda yetmezmiş gibi beni rezil etmişti neden diye sordum kalbime neden onu sevdin.Başka birini sevemezmiydin kalbim ağlıyordu sonic'i görünce. Aklıma eski bir anım geldi. Īlkokuldan beri sonic'i tanıyordum onu her gördüğümde el sallardım ama o hiçbir tepki vermezdi. Ozaman anlamalıydım onu beni sevmediğini sadece boş bir aşkın içinde olduğumu. Yada bazen ilk okul ödevlerini yapardım şapşal gibi. Yine hiçbir şey demezdi. Bir çok saçmalık yapmıştım bunun gibi ve sonic'e aşkımın bittiği gün daha ızdıraplı olmuştu. Bir bahar günüydü ellerimde kırmızı güller vardı buket yaptım güzelce ve aklımdan sonic'e vermek geçiyordu. Hiç bana gül vermemişti ama olsun dedim kendi kendime güneşin ışığı altında bulunan güller ne güzel parlıyordu. Sonic'i gördüm bir an gidip gülleri ona vermeliyim dedim heyecanlandım onu görünce. Tekrar kalbim deli gibi çarpıyordu. Sadece gülleri ona vermek istiyordum. Taksiye bindiğini gördüm ardından bende bir taksi çevirdim ve şoföre öndeki taksiyi takip et dedim. Elimdeki güllere baktıkça daha çok heyecanlanıyorum doğru düzgün konuşamadığım sonic'le bugün konuşabilecektim belki duygularımı diyecektim.Sonra aklıma birden o cevapsız sorular geldi. Nereye gidiyor diyebildim sadece nereye gidiyordu. Amansızca çarpıyordu kalbim. Taksi durdu ve aşağı indim. Sonic'i gördüm ve takip etmeye başladım çiçekcini önünde durdu sonra bir buket çiçek aldı. Acaba kime alıyor dedim sonra kalbim okadar ağrıyordu ki bıçak gibi keskin sorular kalbimi kanatıyordu. Sonic'i takip ettim tekrar bir lokantanın önünde durdu ellerini hafifçe kaldırıp saçlarını düzelti ve içeri girdi. Aklım git bak diyordu ama kalbim gitme diyordu aklımla kalbim kavga ediyordu. Duygularım karmakarışıktı. Ya oraya gidip kötü birşey görürsem diye korktum ayaklarım götürüyordu sanki beni istemsizce aklımda deli sorular en az yarım saat düşündüm gidip gittmeyeceğimi ve en son karar verdim kendimi sakinleştirip gittim lokantanın camından baktım sonic'i gördüm yanı boştu sevindim düşündüğüm gibi değil dedim. Íçeri girecektim ki sonra bir kızın Sonic'in yanına geldiğini gördüm. Sonic'in yanına gelip ona sarıldı sonic'te ona tabi. Sonic elindeki bir Buket çiçeği kıza verdi. Bana daha önce hiç çiçek vermemişti. Kız sonic'e sarıldı tekrar bağırarak "Seni seviyorum Sonic " dedi. Elimdeki buket çiçek yere düştü gözlerim kararıyordu ihanete uğramıştım kalbim darmaduman olmuştu gözümden akan yaşlarıda hiç saymıyordum bile. Elimi ağzıma kapatım ve oradan uzaklaştım. Parka gittim orda ağladım neden dedim kendi kendime neden onu sevdin kalbim. Blaze'n sözleri geliyordu aklıma " o seni sevemez Amy görmüyormusun" demişti haklıydı...
Elimdeki şemsiyeye baktım ve Sonic ihtimalini sildim aklımdan onu hatırlayınca aklıma tüm acılarım geliyordu. Okulun bahçesindeyedim okul çok güzel bir bahçesi vardı. Bitkilerle ilgili bir ödevim vardı bahçeye gitmeliydim. Gidereken yolda Blaze ve Silver'i gördüm. Aslında bu ikiliyi çok nadir görürsünüz çünkü fazla takılmazlardı. Bir an Blaze'ın gözlerindeki o mutluluğu görene kadar aslında onu bu kadar mutlu görmemiştim sert cool kızımız adeta mutluluk saçıyordu çevresine. Blaze dedim hey buraya baksana dedim Blaze hafifçe başının çevirerek Amy merhaba dedi gülümseyerek
Silver ' da gülümsüyordu neden bu kadar mutlular acaba dedim sonra Blaze sessizliği bozdu. Amy bugün çok güzel birşey oldu. Neoldu dedim merakla Blaze bana bakarak kardeşim geldi dedi onu 5 senedir görmüyordum dedi sevinerek. Blaze sarıldım sevinerek bu çok iyi dedim. Sonra Blaze acelem var dedi Silver ile öğretmenin yanına gitmeliyiz dedi. Ve gittiler‚ ben de sevgili olduklarını sanmıştım ah Blaze ah dedim. Silver onu çok seviyordu bunu biliyordum ama Blaze bunu göremiyordu. Neyse bitki örnekleri toplamam gerekiyor dedim. Arka bahçe baya büyüktü hatta küçük bir tepesi vardı arka bahçe ormana karışıktı okul ormanın yanındaydı buda işimi kolaylaştırıyordu bir çok bitki bakımından zengindi bu bahçe. Bütün bitki örneklerini toplamıştım bu beni çok sevindirmişti elimi hafifçe gökyüzüne kaldırarak film repliğinden duyduğum sözü biraz Amy tarzıyla değiştirerek " Bitkilerin gücü adına "dedim. Sonra elimdeki kitaba baktım bütün bitkileri toplamışmıyım diye. Of dedim kızılcık bitkisi eksikti neden neden ya diyebildim sadece bitkiyi arıyordum ama bulamıyordum bitki nadir bir bitkiydi. Acaba şu küçük tepede varmıdır dedim ve oraya gittim. Bakıyordum ama yoktu tepede tepeydi cidden geriden sevimli gibi duruyordu ama küçük bir uçurumu vardı. Uçurumun aşağısında küçük sevimli bir göl vardı . Söylenmeye başladım bu bitki nerde diye ve birden bitkiyi küçük uçurumun yanında gördüm o bitkiyi almalıydım sınıfta en iyi benim ödevim olsun istiyorsam bu nadir bitkiyi almalıydım. Yavaşça bitkiyi aldım. Ama bir anlık sevincim kaymama neden olmuştu elimle hiç biyeri kavrayamamıştım. Sonumun ne olacağını bildiğim için gözlerimi kapattım. Ve birden elimi birinin tuttuğunu hissettim. Bu kimdi peki? Gözlerimi açtığımda karşımda Shadow duruyordu arkama baktım ve tam düşecekken onun beni tuttuğunu anladım elleri sıcacıktı güvende hissediyordum kendimi bana bakıyordu hissizce gözleriyle. Zaman durmuştu sanki...Lütfen oy vermeyi unutmayın ❤️ sadece küçücük bir yıldıza basacaksın...❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadamy
RomanceHiç beklemediği bir anda aşka tutulan Shadow'un hikayesini anlatıyor.Daha önce bu duyguyla karşılaşmamış birinin hikayesini.Tamamen sert katı biri olan Shaldow bu akıma karşı koyabilcekmi. _ Sanki yeniden doğuyordu ruhu...