Bölüm:2|Tutuklu Kaldım

4.4K 73 32
                                    

Bölüm:2|Tutuklu Kaldım
*Şimdi yeniden yalnızlığa kendimi alıştırmam mı gerekecekti?*

Kalp ne zaman sızlardı? Veya sızlar mıydı? Peki ya bu hayatta ki en kolay şey vazgeçmek miydi? Ya da terk edip-bırakıp- gitmek mi? Peki insanlar bunu nasıl yapardı?

Bu hayatta çok yanlış yaptım. Bunların başında da aşık olmak geliyor. Ve insanın sadece bir defa aşık olabilmesi.

Aşık olunca neler hisseder insan? Ya da aşık olduğunu nasıl anlar? Ben aşık olduğumu karnımdaki kelebeklerle değil kalbimdeki sızıyla anladım. Ben aşkı Selin'le tattım. Acaba o bana aşık olmuş muydu?

Hastaneye gelmemizin üzerinden iki saat geçmişti. Ve hala ameliyattaydı. Aşk, niye bize bu kadar acı yaşatan bir histi? Eğer o ve bebeğimiz giderse yine yalnız kalacağım.

Aslında ben onun yanındayken de yalnızım.

Açılan kapı ile bakışlarımı o yöne sabitledim. Yavaşça kalktım. Yorgunluktan...ama bu ruhsal yorgunluğumdan kaynaklanıyordu.

"Onlar...iyi mi?" Doktor bana baktı. Sonra ağzındaki maskeyi çıkardı.

"Eşiniz,evet iyi ama bebek..."

'Bebek' dediği anda duyduklarımın şoku ile kalktığım yere tekrar oturdum. Hiç bir şey duymuyordum. Bana yaşattıklarından dolayı ondan nefret edebilirdim ama bebeğimiz öldü. Ona destek olmam lazım. Gözümden yaşlar sicim gibi akıyordu.

Kendimi o kadar hazırlamıştım ki. Erkek olursa 'Uzay' kız olursa 'Gece' koyacaktım isimlerini. Ben nasıl yaşayacağım bu acıyı? Selin'i zaten kaybetmiştim. Şimdi ikimizden de olan parçayı, bebeğimizi kaybettim, kaybettik.

Çıkan hemşireyi gördüm ve kolundan tuttum. "Karımı...görebilir miyim?"

"Doktora sormalısınız. " başımı salladım ve parmaklarımı kolundan çektim. 

...

Uyuyordu. Melek gibi. Ondan nefret etmem hatta evden atmam, boşanmam
lazımdı ama nedense yapmadım. Yapamadım. Kalbim, hala bir yerlerde ona karşı aşk kırıntıları sakladığımı söylüyordu.

Yanına yaklaştım. Bir sandalye çekip yanına oturdum. Saçları yastığa dağılmıştı.

"Yaaa Ali yapma"

"Ama Turta sen daha deminden beri saçlarımla oynuyorsun da benim gıkım çıkmıyor. Şimdi ben oynayınca mı bir şey oldu?"

Küsmüş gibi yapıp kollarımı birbirine bağladım. Üstünde bir şey olmamasını umursamadan bana yaklaştı ve dudağıma uzun bir öpücük kondurdu.

"Özür dilerim Diktatör"Onu affettiğimi göstermek için dudaklarına yapıştım.

Hafif tebessüm ettim. O zamanlar ben daha hiç bir şeyin farkında değildim. Biri bana sevdiğin kadın sana ihanet edecek dese inanmazdım.

Elini tuttum.Şu an o burada uyuyor. Bunları düşünmemeliyim.

"Sevgilim,pardon sana artık böyle hitap etmemem,seslenmemem gerek. Niye yaptın Selin? Neden? Ben seni o halde o yatakta öyle gördüğüm an ne hissettim biliyor musun? Hem de en yakın arkadaşımla."yanaklarımdan yaşlar süzüldü. Silme gereksinimi duymadan konuşmaya devam ettim.

"Hadi beni de geçtim Verda'yı da mı düşünmedin. Kız neler hissetti o an. Siz çok yakındınız."daha fazla konuşamayacağımı anladım. Her kelimede boğazıma bir yumru oturuyordu.

"Ben sende tutuklu kaldım Selin!"

Ayağa kalktım. Ve kapıya geldim. Arkamdan çok güçsüz bir ses bana seslendi.

"Ali!"

Ona dönmemle gözlerindeki kırmızılık ve nefret duygusunu gördüm.

"Bir gün gerçekleri öğreneceksin ama o zaman çok geç olacak"

Başını yan çevirdi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Bense daha fazla burada kalmamam gerektiğini düşündüm ve dışarı çıktım.

...

Elimde çorba ile kapıyı çaldım. Ses gelmedi.

Hastaneden çıkalı bir ay oluyor ama Selin ne yemek yiyor ne konuşuyor. İfadesizce tavana bakıyor. Psikoloğa gittik. Normal bir şey olduğunu söyledi. Haftada iki defa psikoloğa gidip konuşuyor. Daha doğrusu doktor konuşuyor o sadece jest ve mimikleri ile cevap veriyor.

Bugün de randevu var. Ses gelmeyince içeri girdim. Üstünü giyinmiş yatakta oturuyordu. Hemen çorbayı komidine koydum ve yanına gidip yanaklarını avcumun içine aldım.

"Bir şey mi oldu? İyi misin?"

Gözlerini bana çevirdi. Ayağa kalktı. Bende çömeldiğim yerden kalkıp karşısına geçtim. O ise çorbayı alıp yemeye başladı. Sanki bir aydır sesi soluğu çıkmayan bendim.

Birden konuşmaya başladı. "Sahile gidelim. Canım sıkıldı." Şaşırmıştım. Konuşmaya devam etti.

"Ha bu arada ben daha o psikoloğa gitmem. Merak etme ben kendime psikolog buldum."

Hangi kelimesine şaşıracağımı bilemedim. Kimi bulmuştu?

"Kim?"

"Verda"

Verda mı? Ama Verda ve Selin küsler. Ah! Beynim yandı. Bunu sonra sormayı düşündüm.

"Tamam gidelim. O zaman ben gidip üstümü değiştirip geleyim." Başıyla beni onayladı.

Odadan çıktım. Artık ona böyle samimi davranmama gerek yok. Ama alışmıştım. Onunla tekrardan bu kadar yakın zaman geçirmeye.

Şimdi yeniden yalnızlığa kendimi alıştırmam mı gerekecekti? Neden bu kadar acı çekiyorum? Neden?

...

Satırlara yorum yapar mısınız lütfen!? Ve hikayeyi lütfen paylaşır ve vote verir misiniz?

Sınır:10 vote 15 yorum sınır dolmadan yb atmayacağım.

ELMALI TURTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin