Günaydın uyuyan çirkin.

107 2 0
                                    

Biliyorumm.Cok gec geldi.Baska bazı hikayelerle ugrasıyordum son zamanlarda ve bir suredir evimde degil istanbulda kalmak durumundayım.Ama yinede mazaret degil bunlar.Bu sefer cok daha yakın bir zamanda yeni bölumu sizlere sunmaya calısicam okuyan kac kisi varsa artık :D

*Flora*

Yanımda Bianca ve Harper ile buyuk evin merdivenlerinden yukarı cıkıyordum.Harper, Nida denen kızın tuhaf hikayesini anlattıktan sonra birbirimizle hic konusmamıs solugu buyük evde bulmustuk.Khairon ortalıkta yoktu.Buyuk ihtimalle romalılarla olucak olası savasın hazırligını denetliyordu.Kampta gecirdigim surede Jason, Piper, Leo, Annabeth ve Percy isimli melezlerin bunu basarıcaklarını söyleyip duruyordu.Dunyanin öbür ucundaydılar.Bu salak melezlerin kimsenin onları kurtarmıycagını ve Romalılarla korkunc bir savasa gireceklerini bilmesi gerekiyordu.

Beni bir kac gun önce Rachel ın kustugu yesil dumandan koruyan kapının önünde durdum.Derin bir nefes alıp Bianca ya baktım.Anlayısla baktı.Ne hissettigimi sıp diye anlamıstı.Bir kez daha derin bir nef-

"Neyi bekliyorsun?Calsana artık su kapıyı."Harper her zamanki gıcıklıgını yapıyordu iste.Salak kiz boyle duygusal bir anın icine etmisti.

Tedirgince kapıyı tıkladım ve actım.Yesil bir dumanın saldırısına hazır bir sekilde iceri girdim.Ne varki ortalik son geldigimden daha aydınlıktı.Rachel odanın köselerine sarı lambalar eklemisti.

Tedirgince ilerledim.Rachel normal haliyle koltukta oturuyordu.Geldigimizde kalkmaya bile yeltenmemisti.Beni görünce gulumseyerek kalktı.

"Hazırmısın?"tedirgince basımı salladım.Bana salak salak bakmaya devam edince bende ekledim.

"Evet."

*****************************************

Rachel beni bir bulmacadan farksız cizdigi bir cemberin icine götürdü.90 derecelik acılarla mumlar yerlestirmisti cemberin etrafına.Tuz oldugunu dusundugum birseyle mumları yine cember olucak sekilde birlestirdi.Ben icine girdikten sonra tuhaf bazı sözcükler mırıldandı.Pek bisey hissetmiyordum.Biraz basım dönmüstü sadece o kadar.

Bianca ne kadar bana sakin ol demis olsada endisesi yuzunden rahatca okunabiliyordu.Harper sa birazdan olabilecek hercesit seyi zevkle izleyebilirmis gibi duruyordu.

Rachel tozlu raflardan aldıgi tuhaf bir kitabi acıp birseyler daha okudu.Etraf birden buz kesmisti.Tuz cemberi parlamaya basaladı.Bir sok dalgasıyla kendimi yerde buldum.Cemberin tam ortasinda sırt üstü kalakalmıstım.Bayılmadan önce hayal meyal Rachel ın yeniden yesil duman kustugunu gördüm.

Ne kadar gectigini bilmedigim bir süre sonra gözlerimi actım.Bir cesit bahcedeydim.Etrafta parıldayan böcekeler...hayır parıldayan periler ucusuyordu.Harika diye dusundum.Birde su ucan parlak minik aptal seyler eksikti.

Iclerinden biri yanıma geldi.O kadar parlaktıki onu tam göremiyordum.

"Tanrıcanın cok zamanı yok.Seninle benim aracılıgımla konusacak."anlamamis bir sekilde baktım.

"Ne Tanrıcası?"

"Ben!"dedi peri.Daha deminki cıtı pıtı sesinden iz kalmamıs inanılmaz kudretli bir kadın sesine dönüsmüstü.

"Pardon kimle görüsüyorum."biraz yusuf yusuf olmustum kabul.

"Flora.Ne muhtesem bir ismin var degilmi."aksine adımı pek sevmem.Cizgi film karakteri ismi gibi.

"Ben koymustum."ha? afalladıgım andı bu tuhaf sesli kucucuk peri neler sacmalıyordu boyle.

"Evet.Tabi tabi.Rachel ın bana saldırmasına senmi neden oldun?"birden perinin ısıgı soldu ve yere dustu.Iki saniye önce gunes kadar parlak peri artık bir mezar tasındadan farksızdı.Baska bir peri yanıma geldi.Bu sefer kadın o periden konusmaya basladı.

Olimpos EfsaneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin