Ömer:hediyeni merak etmiyor musun?
Zehra:benim hediyem sensin gerek yoktu ki?
Ömer:öyle olmaz küçük hanım.
Diyerek masadaki zarfı zehraya uzatır. Zehra zarfı açtığında gördüğü şeyle sok olur.
Zehra:ömer bu..
Ömer:evet düğün davetiyemiz karıcım seni sade bir nikahla mı bırakıcaktım. İki hafta sonra senin istediğin yerde istediğin şekilde tabiri caizse masallardaki gibi bir düğünle birkez daha karım olucaksın...
~~~~~~~~~~~~
Zehra :ömer sana inanmıyorum gerçekten nasıl düşündün böyle bir şeyi.
Ömer :sana londradayken bunun sözünü vermiştim hatırlıyorsan. Ne o küçük hanım sözümü tutmıycağımımı sandın?.
Zehra:hayır öyle değil benim tamamen aklımdan çıktı ondan yani düşünemedim. Özür dilerim.
Ömer bir eliyle karısının ellerini tutarken diğer eliyle de yüzünü avuçlar.
Ömer:tamam özür dileyecek birşey yok hadi bakalım acıkmadın mı sen? biraz daha böyle durursak beni yiyeceksin gibi hissediyorum gözlerinden..
Zehra: ömer ben iki canlıyım unuttun galiba. Acıkmam kadar doğal ne olabilir ?
Ömer:tamam tamam bişey demedim hadi gel.
Diyerek Zehrayı elinden tutup sandalyesini çekip oturtur kendiside karşısına geçip yerine alır. Masadakilerden zehranın tabağına koyar.
Zehra :sen benimle böyle ilgilenirsen şımarırım hep isterim haberin olsun.
Ömer :sen hep iste ben bıkmadan usanmadan zevkle yaparım.
Zehra :şimdi yavaş yavaş anlıyorum herşeyi sen herşeyi planlı yaptın. Sabah erkenden evden çıkıp gitmen şirkette kahve istememe rağmen portakal suyu getirtmen onunda üzerime dökülmesi kapıdan telefonu unuttum deyip gitmen herşey oyundu demi?
Ömer:biraz fazla zekisin karıcım tüm bu hazırlıkların yapılabilmesi için bunlar şarttı . eğer seni evde bıraksaydım evi bu hale getiremezdim. Portakal suyu istemeseydim kahve üzerine dökülücekti böyle bir günde yanmanı ikimizde istemezdik demi hayatım .
Zehra :Seline sen söyledin yani üstüme dökmesini.
Ömer:evet sana elbiseyi çıkarıp direk giy diye versem bişey olduğunu anlardın bende böyle birşey yaptım.
Zehra:ömer cidden çok fenasın zeka seviyemi seninle yarıştıramam ben..
Ömer :yani kendimi övmeyi pek sevmem bilirsin ama haklısın karıcım.
Zehra güler ömer de onunla birlikte gülüp masadaki eline öpücük kondurup ayağa kalkar ve köşedeki pikapı çalıştırıp zehranın yanına gelir ve elini uzatır.
Ömer:bu güzel bayan bu dansı bana lütfeder mi acaba?
Zehra:büyük bir zevkle.
Diyerek kendine uzanan eli tutarak ayağa kalkar ve iki aşık salonun ortasında,mumların aydınlattığı bu loş ortamda sarmaş dolaş dans etmeye başlarlar. Genç adam kolları arasında olan karısını her salınışında kendine dahada çekerek burnuna dolan o kokuyu gözlerini kapatarak burun direği sızlayana kadar içine çeker.ardından kulağına fısıldar.
Ömer:bu hayatta nefes aldıkça ben senin yanında olucam. Hep böyle sımsıkı tutucam ellerini. Hep en derinine bakıcam gözlerinin.bu kokunu hep böyle milim boşluk olmadan en yakından çekicem içime... Ben ölsemde içimde ki sen hep yaşayacak ruhum bedenimden çıktığında bile ben orda seni hep yaşatıcam...benden gitmeyeceksin gidemeyeceksin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SIZI
RomanceÖmerle zehra zamanında tesadüf eseri karşılaşmış iki aşık kader onları sürekli bir araya getirmiş uzun güzel tutkulu bi aşk yaşamışlar ama ani alınan bir kararla ikisininde hayatı alt üst oluyo ve ömer sırf babasının hatrına şirketi tüm mal varlığın...