Minho, Kayaç'ı indirdikten sonra Thomas kendini boşlukta gibi hissediyordu.
Newt'in onu adada ilk götürdüğü yere gitti ve oturup düşüncelerinin beynini işgal etmesine izin verdi.
•••
Newt, Kayaç iner inmez Kayaç'tan fırladı. Thomas'a sarılmaya ve her şeyin iyi olacağını duymaya ihtiyacı vardı. Tahmin ettiği gibi Thomas, kendisinin Thomas'ı ilk götürdüğü yerdeydi ve yere uzanmış gökyüzünü izliyordu. Tedirgin bir şekilde yanına çöktü.
"Tommy?"
Thomas, kafasını Newt'e doğru çevirdiğinde hala yerde uzanıyordu. Newt cevap vermeliymiş gibi hissetti.
"Seninle konuşmam gereken bir şey var."
Thomas doğruldu.
"Dinliyorum." Thomas her ne kadar soğuk davransa da o an Newt'e sarılmak için her şeyini verebilirdi.
"Tommy, bak, ben çok üzgünüm... Sorun sadece Michelle'in beni öpmesi değil, hatırlıyorum. Her şeyi değil ama çok az şeyi. O kızın hatırlayamadığı şeyleri..."
Thomas'ın gözleri dolmuştu ve Newt konuştukça kalbi acıyordu ama bir şey demedi.
"... o kızdan hoşlanmıyordum ama yine de onunla öpüşmüştüm ve her gün kendime lanet ediyorum ama o geçmişte kaldı derken, geçen gün. Sen o gün erkenden uyumuştun ve ben de alnına bir öpücük bırakıp biraz içki almaya gitmiştim. Orada Michelle de vardı. İkimiz de çok alkollüydük ve... pişman olacağım şeyler yapacaktım ki Brenda beni gördü ve beni durdurdu. Hatta o yüzden o gün yanıma geliyordu... Tommy, ben çok üzgünüm. Bir daha asla alkol kullanmayacağım ama eğer sen beni bırakıp gidersen kafamın içindekine sahip olmak istemiyorum. Artık bağışık olup Işıl'a da yakalanamadığı sürece beynimi bir tek alkolle uyuşturabilirim."
Thomas'ın kanı çekilmişti. Böyle şeyler duymayı beklemiyordu ve boğazına yine o yumru oturmuştu. Yutkunamıyordu.
"Newt, yapma. Lütfen bana bunu yapma..."
Thomas artık gözyaşlarını tutmuyordu ve gözyaşları yanaklarından süzülürken konuşmaya devam etti.
"...benim, benim dediklerini sindirmeye ihtiyacım var. Bir süre nolur ayrı kalalım. Ben sana hala seni Kayranda ilk gördüğüm anki kadar aşığım ama dediklerini sindirmeye ihtiyacım var."
Newt sanki duymamış gibi aklındaki soruyu sordu.
"Bana lütfen sarılır mısın? Kokuna ihtiyacım var."
İkisi de hala yerde oturuyorlardı. Newt bacaklarını önünde uzatmıştı. Thomas, sarılmak için Newt'e yaklaştı ve bacaklarını Newt'in belinin hem sağ hem de sol tarafına uzattı.
Artık yüzleri çok yakındı. Thomas şekilli burnunu Newt'in burnuna yasladı ve daha sonra kafasını Newt'in boynuna gömdü. O çok sevdiği yeri öpmüyordu ama sadece kokluyordu. Sanki kokusunu bir daha çekemeyecek gibi içine çekiyordu. Kalbi kırılmıştı ama yine ona hala çok aşıktı.
•••
Ya bu bölümler kısa kısa oluyor ama ben dayanamıyorum bunları küs yazmaya kdmskdmsk. Neyse barışırlar zaten yakında.
Ha bir de sarıldıkları yeri yanlış anlamayın tam anlaşılmıyor ama şey işte sanki bir anne çocuğunu kucağına almış ve sonra yere oturmuşlar gibi gibi. Ama tabi biri Thomas biri Dylan kfmdkdmkd
Şey, kitabı bitirmeli miyim? Sanki çok iyi gitmiyor gibi hissediyorum ve son bölümü de tamamladım eğer bitir derseniz paylaşırım. :'))
Ama eğer hoşunuza gidiyorsa devam da edebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He is alive // Newtmas
FanficLabirent: Son İsyan Yazılmamış Son 🏁✨ Newtmas shipper 💗 -Tamamlandı-