7

349 23 89
                                    

İlahi Bakış Açısı

Saat öğleden sonra beşe beş dakika varken ilk gördüğünüzde kesinlikle kızıl bu renk diyebileceğiniz göz rengine sahip yirmi iki yaşındaki üçüncü sınıf Sinema ve Tiyatro bölümünün kimseyle ders dışında konuşmayan, kendi döneminin en yüksek ortalamasının sahibi nam-ı diğer Red, üvey olmasına karşın öz gibi benimsediği anneanesinin kendisine bıraktığı kafesinde her zamanki köşesinde karamelli kahvesini yudumlarken aşık olduğu insanı anlatacak olduğu diğer -kendisiyle hemen hemen aynı durumda olan- gençleri bekliyordu. Beklerken boş durmamak için de masaya döktüğü yüz parçalı yapbozu tamamlamaya başlamıştı.

Gümüş renginin lâyık görüldüğü gözleri büyük ama vücudu küçük olan Do genlerinden gelen Kyung Soo da,bir saat kütüphanede finallere çalıştıktan sonra kafeye gelmek için kampüsten kafeye yürümeyi seçmişti. Ama bunu ona sorarsanız 'iyi bir fikir mi?'diye. Cevap vermezdi büyük ihtimalle ama gözlerinizi delip geçebilecek bakışlarından atıp belki de verilebilecek en iyi cevabı size verirdi. İnsanlara göre normal ama onu tanıyan tek tük insana göre sinirli olan bakışlarıyla yirmi dakikalık yürümeyle kampüsten kafeye yetişmiş sayılırdı. Uzun bir yol değildi fakat bir gram fazla kas bulundurmayan vücudu için tamamlaması zor bir yoldu.

Öte yandan Black, diğerlerine göre Kara Çocuk, lâkabının hakkını veren esmer teniyle buluşma yerlerine gitmek için otobüs durağında otobüs beklerken esmer teninin çekiciliği yüzünden onu yiyecekmiş gibi bakan ama yaklaşmaya korkan insan sürüsüne bakmayıp insanlardan uzak, tek başına duran nam-ı diğer Green'i görmesiyle etrafındakilere iç çektirmelik bir gülümseme bahşetmişti. İnsanlar ona bakadursun o, gelen otobüse hızla binip iki kişilik bir yere oturmuştu çoktan. Onun ardından binenlere bakarken aradığı kişinin en son binmesiyle göz devirdikten sonra yanından geçerken kolundan tutup yanını işaret etmişti. Bu hareketiyle Green diye anılan, Geyik'ten sonraki en küçükleri, gözle görülebilecek derecede ürkse dahi gösterilen yere oturmuş, sessizce aynı istikamete yol almışlardı. Kara Çocuk ile aynı soy isme sahip yeşil rengin çocuğu, üzerinde hissettiği bakışların bilinciyle istikâmete varana kadar gözünü yoldan ayırmamıştı.

En büyük olup en küçük gibi görünen Yellow ise, iki saattir sokaklarda geziyor, temiz havayı depoluyordu ciğerlerine. Saatin farkına vardığındaysa motorunu park ettiği yerden alıp her türlü yiyecek-içeceği bedavaya aldığı kafeye doğru yol almıştı.

...

Karamelli kahvemin dibini gördüğüm o vakit sessizce karşıma oturan Silver'e kaymıştı gözlerim. Uzun zamandır oturuyormuş gibi hiç bana bakmadan masadaki dağıtmış olduğum yüz parçalı yapbozu tamamlamaya başlamıştı. Ona baktığımı bilmesine rağmen bana bakmayışını umursamayıp yüz ifadesinden neden sinirli olduğunu çıkarmaya çalıştım. Oysa, onun her şeye sinir olduğunu bir anlığına unutmuştum.

Çok geçmeden önüne koyulan sade kahvesini içmeden bir köşeye bırakıp oyununa devam etmişti.

Sade kahvesini yok etmek istercesine bakarken soğuk içiyor olduğuyla tiksinmiştim.

'Papatya'm!'

Gelen sesin kime ait olduğunu bildiğim için kapı tarafına döndüm. İçimdeki koruma içgüdüsü kendiliğinden bedenimi sararken uzun kahküllerimden görünmese dahi kaşlarımı çatmış Kara Çocuk'a bakıyordum. Yanından hayalet gibi fark edilmeden geçip masaya yaklaşan Green ise radarıma istemese dahi girmişti.

Oturduğum pozisyonun rahatsızlığını umursamadan en değerli kız çalışanıma- kardeşim gibi gördüğüm kıza- sarılan Siyah rengini verdiğimiz kişi, kendisine gönderilen uyarıcı bakışlarımı anlamış gibi uzaktan tamamıyla kırmızı görünen -ki kendisi her fırsatta kırmızı olduğunu iddia ediyor- gözlerimin içine bakıp kollarıyla sarmış olduğu kızı bırakıp gevşekçe sırıttı.

Stay With Me (BaekYeol)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin