Stay With Me (BaekYeol)

24

Siktiğimin barının üst katındaki odaların bulunduğu koridorda ChanYeol'ümün ve bir kevaşenin girdiği odanın kapısının önünde dururken acı dolu sadist gülüşüm yüzümde hakimdi. Benden başkası olmaz ChanYeol'üm.

Elimdeki bir buçukşar metrelik iki ince halata kızıl gözlerimi çevirip bir süre inceledim. Sırıtışım daha da büyüyüp kahkahaya dönüşürken sesim, barın duvarlarını titreştiren disko müziğine karışmıştı. Seninle ilgili güzel planlarım var koca bebeğim.

Kısık gözlerimi sevdiğimin kiraladığı odanın kapısına çevirip bir süre içerdeki seslere odaklandım. Bu gürültüde ne duyacaksam artık.

Dinlemek bir işe yaramadığından ağır adımlarla kapıya yaklaşıp kapı kolunu çevirdim. Sinirle dişlerimi sıkıp dişlerim görünecek şekilde gülümsemiştim. Kapıyı kilitleyemeyecek kadar arzuyla mı dolmuştun "Benim ChanYeol'üm"?

Yavaşça sessiz adımlar atarak açtığım kapıdan içeriye girdiğimde gözümün önündeki görüntüyle derin bir nefes almış ve sanki gözlerimle kesebilecekmişim gibi kızıllarımı üzerlerine dikmiştim.

Kızın neredeyse çıplak oluşuyla ilgilenmiyordum. ChanYeol'ümün bacakların arasında boylu boyunca uzanıyor oluşuyla da ilgilenmiyordum. İlgilendiğim ChanYeol'ümün dudaklarını yiyor olduğu ve yine ChanYeol'ümün çıplak sırtına sardığı elleriyle oraya attığı imzalardı.

Kendimi tuttum. ChanYeol'ümün pantolonu yerli yerindeydi. Bu yüzden, henüz tam birlikte olmamışlardı. SeHun'la da yaşadığı önsevişmeyi yaşıyorlardı.

Gözlerimi kapatıp kendime hakim olmaya çalıştım. Sırası değil. Sırası değil...

Titreyen ellerimi sıkıp oradaki halatları hissetmeye odaklandım. Hakim ol kendine BaekHyun.

Yavaş adımlarla yatağa yaklaşırken elimdeki halatları yatağın ayak kısmına indirmiştim. Giderek yaklaşırken beni fark etmelerini sağlıyordum. Beni ilk fark eden sik düşkünü kız olmuştu.

Göz göze geldiğim kıza gülümseyip 'Merhaba!' der gibi başımı sallamıştım. Aldığım cevap ise inleme ve çığlık karışımı tiz bir sesti. Sesten rahatsız olsam da sırıtışımı bozmayıp başını yan çevirerek şişmiş ve kızarmış dudaklarla bana bakan sevdiğime de aynı şekilde selam vermiştim.

Sevdiğim, kocaman açtığı gözlerle bana bakıyorken onu yatağa doğru itip çıplak kızın kolundan tutmuştum. Kız korkudan bağırıp çağırarak engel olmaya çalışırken ChanYeol, şaşkınca bana bakmakla yetiniyordu. Beni beklemediği çok belliydi.

Sırıtışımı hiçbir şekilde bozmayarak kızı yataktan sürükleyerek çıkarıp ayakta karşıma aldım. Sıktığım kolunu tutan elimi tutuyor olmasına sinirlenip kolunu bıraktım. Kaçmasına müsaade etmeden saçlarına asılıp arkasındaki duvara çarptım.

'Nasılmış O'nun dudaklarının tadı?' derken ittiğim duvardan aşağı doğru kaymasın diye yaklaşarak omuzlarından tuttum. Yüzüne doğru eğilirken sırıtıyordum. Sadece iç çamaşırlarıyla olması beni etkilemiyordu.

'Hm? Bir soru sordum güzel kız. Ağzınla yediğin dudakları güzel miydi?' diye sordum bir elimin tersiyle yanağını okşarken. Okşadığım tenini gülümseyerek izliyordum. Muhtemelen korkutucuydu.

Ağladığından soruma cevap vermezken bir kez daha duvara çarptım. Bırakmadan önce biraz hırpalamak sorun yaratmazdı.

'Güzel kız, bu günü kimseye anlatmayacak değil mi?' dediğimde başıyla onaylamasına dişlerim görünecek kadar gülümsedim. Göz göze gelmeye çalıştığım gözlerinin odağı olduğumda 'Sana ceza vermek isterdim ama senin bir suçun olmadığından gitmene izin veriyorum. Ne de olsa -yatakta bizi izleyen üst kısmı çıplak sevdiğimi gösterdim gözlerimle- O'na karşı koymak imkansız.' deyip tuttuğum omuzlarını serbest bırakmıştım.