C İ N A Y E T (+14)

Bölüm 1

"İlkokulda bir kitabı okumanız ve özetini yazmanız istenir.Bir olay yaşarsınız ve arkadaşlarınıza ' özet geçersiniz '.Ders çalışır özet çıkarırsınız . Bunların hepsini ayrı ayrı defalarca yapmış ve özetler konusunda oldukça başarılı biri olmuş olarak insanoğlunun özetinin ne olduğunu bulmak benim için geç oldu sayılır. Yoluma nasıl çıktığını anlatmayacağım bir şekilde kalbin çalışma mekanizmasını ilk öğrendiğim anda anladım bu değerli özete ulaştığımı. Şimdi ise sıra sizde;

İnsan vücudunda kirli kan da temiz kan da aynı yerde,kalpte bulunur.Karışmamalarının tek sebebi ise sağ karıncık ve kulakçığı sol karıncık ve kulakçıktan ayıran incecik zardır.İnsan da kalbi gibi iyilik ve kötülüğü aynı anda içinde bulundurur.Kimileri iyilik ve kötülük arasındaki o zarı kenara itip iyiliğe veya kötülüğe daha fazla yer açar.Ama kirli ve temiz kan gibi ne iyilik ne de kötülük tamamen yok edilebilir.Bu yüzden de kalp insanın en büyük savaşı olan iyi ve kötünün özetidir.

Buraya kadar bu köşe yazısının sorumlusunun tam da yazabileceği türden şeyler yazdım .Şimdi size kısa bir an bu yazının asıl sahibini,kendimi tanıtacağım.Ben yukarıda saydıklarımdan iyiliğe veya kötülüğe yer açanlar dışında mensubu çok da olmayan üçüncü gruptanım.İyilik ve kötülük arasındaki o ince zarı bir usturanın ucuyla parçalara ayırıp kirliyle temizi,iyiyle kötüyü birbirine karıştıranlardanım.Benim için ne temiz kan iyilik demektir, ne de kirli kan kötülük.

Ne zaman ne yapacağımı , iyi mi ya da kötü mü olduğumu, usturamı boğazınızda dolaştırırken sıcak kanınızı akıtıp akıtmayacağımı bilemezsiniz.Bu gazete sizin mezarınız olacak,benimse kırmızı güllerimi diktiğim çiçek bahçem. Tek yapmanız gereken beklemek. Ölümünüzü,sonunuzu beklemek.Bekleyin ve tam da şah damarınızın üzerinde usulca hissedin soğuk dudaklarımı.
Yakında görüşmek üzere , Z. "

Baş editörümüz Özlem Hanım elindeki yazıyı toplantının başından beri üçüncü defa sesli bir şekilde okuduktan sonra o cuma sabahı dört bir yana dağıtılmış olan gazeteyi hışımla masaya fırlattı. Kafamı önümdeki masada duran yazının kopyasına çevirdim ve kısık sesle son cümleyi tekrarladım."Yakında görüşmek üzere . Z . " Aklıma istemsizce ergenken seyrettiğim hacker filmleri ve hacklemek istediğim ekran panoları, banka bilgi sistemleri geldi. Belli ki başka bir velet benim gibi masumca hayal etmekle kalmayıp bunu hayata geçirmeyi başarmıştı. Kendime hakim olamayıp kısık sesle güldüm . Bu velet bize kötü bir şaka yapıyor olmalıydı . Hangi akılla kimsenin haberi olmadan ülkenin en çok satan gazetesinin en popüler köşesine böyle bir yazı koydururdu ki?

Özlem Hanım'ın gerginlikten zaten patlamak üzere olan sinirleri benim de istemsiz gülmemle dört bir yana saçıldı. Masanın başındaki sandalyesini aşırı güç kullanarak çekti ve oturdu.Bu kadar sinirliyken bana çatacak olması hiç de iyi olmamıştı.Ama sessizce çemkirmesini dinleyip tüm sinirini benden çıkarmasına izin vermekten başka çarem yoktu. Çünkü burda patron oydu bense herkesin gözünde hâlâ bulunduğu konumu haketmeyen bir fırsatçıydım.

" Hala gülebiliyor olman ne güzel Mert Ali.En azından bazılarımız hala mutlu arkadaşlar. Mesela bakın ben hiç mutlu değilim.Sabahın altısında on bin defa çalan telefonla uyanıyorum ve bir bakıyorum ki tamamen bizim sorumluluğumuz altında olan sayfada manyağın biri saçma sapan bir yazı yayınlamış.Üstelik ne hikmetse matbaanın da haberi yok, ekibin haberi yok, köşe yazarının kendisinden de haber yok. "

Tek solukta art arda sıraladığı cümlelerin sonunda kolunu kaldırıp pahalı saatine baktı ve sinirden mi yoksa gazetemizin sahibi sevgili babasının gazabının korkusundan mı dolduğunu anlayamadığım gözlerini hepimizin üzerinde dolaştırdı. " Uyanalı tam beş saat on beş dakika olmuş ve ben hala kahvemi içmedim .Bu da demektir ki Mert Ali arkadaşımız gibi gülmek yerine şu işi bir an önce toparlamalıyız . Gazeteler toplanmaya başlandı .Hepimiz kapının önüne konmadan önce Gülçin sen kahvemi getir, Ceyhun ve Mustafa basına dağıtılacak özür yazısını hazırlayın, Mert Ali sen de o sorumsuz arkadaşına bir an önce ulaş.Umarım onun hazırlayıp matbaaya teslim ettiği bölümün içinden böyle bir yazı çıkmasını açıklayacak mantıklı bir açıklaması vardır. Şimdi herkes işinin başına . Saat birde herkesi işini halletmiş bir şekilde buraya bekliyorum."