-6-

980 55 6
                                    

1996 16 Kasım

Anna, yatakta uzanıyordu. İşte yine camın önünde o takım elbiseli adamlar vardı.

İki taneydiler ve hiç konuşmuyorlardı.

Anna, başının büyüdüğünü hissediyordu. Algıları açılmıştı.

Adamlara aldırış etmeden camın önüne geldi. Aşağıdaki insanların seslerini duyuyordu.

Öyle uğultu olarak değil... Kelime kelimesine hissediyordu.

Karşıda bir hastane daha vardı. Ama orası çok hareketsizdi..

"The Ridges"..

Adı buydu hastanenin.. Terk edilmiş gibiydi.

Dikkatlice baktı. Odaklandı...

Sesler netleşti.

"Labotami' de kaç kişi var "diyordu bir kadın sesi..

"256 efendim" dedi daha genç bir ses..

Ve biraz daha odaklandı.. Koridorlara...

Çığlıklar.. Çığlıklar vardı...

Karanlık kapısı açık odalar...

Gözlerini kapattı. Odaklandı.

Ve gözlerini açtığında Anna, beyaz mermer tabanlı The Ridges koridorlarındaydı..

Bunu nasıl yaptığına dair bir fikri yoktu. Bedeni hâlâ Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeydi, hissediyordu..

Loş ışıklı koridorlarda yürümeye başladı.

İnlemeler, çığlıklar, makine sesleri... Çivi sesleri... Elektrikli testere sesi... Açık unutulmuş bir televizyon... Bir yerde süpürge...

Önünden bir kaç doktor geçti. O'nu fark etmemişlerdi..

Bir adam ve yanında o takım elbiselilerden biri yürüyorlardı. Takım elbiseli, adamın koluna girmişti.

Bir gözü kör ve dikişli, eli göğsünün üzerinde, kanlı beyaz bir elbise giyinmişti.

Dönüp Anna'ya baktı.

Sağlam gözü seyiriyordu. Saçları parça parça kesilmişti. Bazı yerleri kazınmıştı..

Sanırım deliydi..

Anna'ya güldü. Sapıkça ve korkunçca..

Takım elbiseli onu bir odaya çekti. Anna da arkalarından odaya girdi.

Yerde bir yatak vardı. Odada bir kaç doktor ve hemşire...

Ellerinde enjektörler..

Perdeyi çekti birisi.. Oda karanlık oldu. Lambayı yaktı diğeri.

O değişik adam kendi kendine gülmeye başladı. Kahkahaları korkunçtu...

Anna'yı işaret ediyor ve kahkahalarla gülüyordu...

İçeri biri girdi. Anna'nın içinden geçip gitmişti.

Elinde elekro şok aletleri vardı.

Adamı kollarından tutup yatağa bağlamaya başladılar. Adam çığlıklar atıyordu. İnsan gibi çığlıklar değil, sanki bir maymun çığlığıydı...

Anna dehşetle onlara bakıyordu.

Takım elbiseli Anna'ya anlamlı anlamlı baktı. Ellerini önünde birleştirmişti. İzliyordu...

Adama elektrik vermeye başladılar. Zaman ağır çekime girmişti sanki..

Adamın kan içindeki gömleğini çıkardılar. Kurtulmaya çalışıyordu. Göğsü şok verdikçe inip kalkıyordu.

Zorlukla nefes alıyordu. Gözleri Anna'ya döndü.

Çaresizdi...

Anna O'na doğru yürümeye başladı. Adam elini uzattı.

Diğerleri bakıyorlardı ama görmüyorlardı galiba Anna'yı..

Adam gülümseyip gözlerini kapattı.

Sanırım ölmüştü...

Doktorun biri göğsüni yarmaya başladı. Anna daha fazla dayanamayıp gözlerini kapattı.

Gözlerini tekrar açtığında camın önünde duruyordu.

Takım elbiseliler O'na bakıyordu. Doktor, omzunu tutmuş O'nu sarsıyordu..

-   DOĞAÜSTÜ   -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin